Geçtiğimiz yıl Fikir Sahibi Damaklar Grubu Üyeleri 24 cm’ den küçük lüfere avlanma yasağı konulmasını isteyen bir dizi kampanyalar başlatmıştı. Bu kampanyalar sonucunda Tarım Bakanlığı Eylül ayında deniz ürünlerinde başlatılacak olan avlanma yasaklarının kriterlerini belirlemek için Haziran 2011’de Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Su Ürünleri Daire Başkanlığı, fikir sahibi damaklar ve çeşitli sivil toplum kuruluşları ve balıkçılar ile yapılan toplantıda bir sonuca varılamadı.
FSD’nin 24 santimden küçük lüfere avlanma yasağı konulması, balıkçıların 19 santim sınırı istekleri arasında Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Su Ürünleri Daire Başkanlığı’nın bir sonuca varamamasının nedeni konunun çözümünün yeni atanacak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı’na bıraktığı tahmin ediliyor.
Yeni atanacak Bakanın Balıkçımı, yoksa hayvancılığımız, balık neslinin, sürdürülebilir balık avı adına mı karar vereceği merak ediliyor.
Balık da bir hayvandır. Ama bu ülkede balığın canlı bir hayvan ve olduğunu bilmeyen Üniversite mezunları da var! O da her canlı gibi bir üreme yaşına sahip.
Büyük ve küçükbaş hayvancılığımızın çöküşünde büyük emekleri olan Tarım Bakan’I Mehdi Eker’den boşalacak koltuğa kimin atanacağı hayvancılık çevrelerinde merakla bekleniyor. Biz ise kimin atanacağını değil büyük ve küçük baş hayvancılığımızın, çiğ süt-damızlık üretiminin sürdürülebilir duruma getirilebilmesi, yavru lüferlerin balıkçılarımız tarafından katline seyirci kalınıp kalınmayacağı konusunda neler yapılacağını merak ediyoruz.
Fikir Sahibi Damaklar Grubu yine harekete geçerek Gıda ve Tarım Bakanlığı’na aşağıdaki dilekçeleri gönderiyor. Sizlerinde bu dilekçelerden göndermenizi yavru balıklar bekliyor. Yaşamaları ve bir yetişkin olarak sofranıza gelmek istiyor:
Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü
Su Ürünleri Daire Başkanlığı
Sn. Vahdettin Kürüm dikkatine;
Konu: 21 Haziran 2011 İstişare Kurulu’nda lüfer cinsi balığın alt avlanma boyu üzerine yapılan görüşme hakkında
Sn. Vahdettin Kürüm,
Bir “sade” vatandaş olarak, ve gıdamızın, denizlerimizin geleceğini takip eden bir birey olarak Tarım Bakanlığı’na bağlı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü faaliyetlerini yakından izliyorum.
Dünkü toplantınız seyri sırasında basın yoluyla edindiğim bilgilere gore KKGM olarak hiç beklenmedik bir noktada yer aldınız. Denizlerimizde doğal hayatın sürdürülebilirliğini korumak sizlerin, vatandaş adına alacağı kararlarla mümkün. Basında “Başbakan Lüferi Koruyacak” haberleri çıktığında, biz hakkımızın korunacağına inanmıştık. Eski Tarım ve Köy İşleri Bakanımız Slow Food FSD Lideri Defne Koryürek’le bizzat görüşüp, şifahen “davanızda haklısınız, denizlerimizdeki sürdürülebilirlik için lüferi korumak bir simgedir” dediğinde, hakkımızın korunacağına inanmıştık. Bizim adımıza karar almak için tek yetki kurumunuzda olduğuna gore, çocuklarımızın hakkının korunmasını sizlerden talep etmek, kul hakkı, vatandaş hakkı değil mi?
Toplantıda TÜDAV Başkanı Bayram Öztürk tarafından lüfer cinsi avlanma alt limiti olarak şifahen zikredilmiş olan 19 cm. ölçü için herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Ancak bu önerinin, bilimsel dayanak aranmadan balıkçı tarafından sahiplenildiği çok aşikardır. Devletten beklentimiz ise ticaretin kollanması kadar vatandaşın malının da korunmasıdır. Şimdi balıkçılık ticaret hakları için lüfer cinsi feda edilecekse, ileride savunulacak bir hak kalmayacaktır. Denizlerimizde sürdürülebilirlik için başlangıç yapma fırsatı başka baharlara, başka yönetimlere kalacaktır.
Sizlerden istirhamımız, aldığınız kararlarla hakkın yerini bulduğuna inancımızın sağlanmasıdır. Çok sayıda bilim insanı, lüferin tekrar avlanabilmesi için 24-25 cm lerin gerekliliğini savunurken, Bayram Öztürk Hoca’nın ‘’19 cm ‘’ demesiyle karar noktasına yaklaşılmaktadır. Öyle ise, 19 cm ‘in bilimsel olarak ne tür bir araştırma ışığında savunulduğunu bilmek de, haktır. Tarafınızdan, hangi bilimsel makalenin, karar aşamasında itibar edileceğinin açıklanmasını ivedilikle talep ediyorum.
Bu dünyayı, bu denizleri, bu balıkları miras aldığımız çocuklarımız için.
Saygılarımla,
