Önceki gün Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Alsancak Limanı’nın yeni imar planlarını yayınladı.
Limana dair çalışmaları yaklaşık çeyrek asırdır takip eden bir gazeteci olarak, gelişme önce mutlu etti ardından inceden gülümsetti.
İlk şunu vurgulamak gerekir; bu karar Ege Bölgesi dış ticaretini sırtlayan İzmir için dikkate değer bir gelişme olacaktır.
Askı sürecinde itiraz yaşanmazsa, İzmir Kruvaziyer Limanı ve Yük Limanı’nın, 2016’nın ilk yarısında ihaleye çıkarılması öngörülüyor. Ve nihayet şans yakaladığımız ancak kan kaybeden kruvaziyer turizmi için dillerde tüy biten iki parmak iskele de limana eklenmiş olacak.
17 YILLIK BEKLEME
Tevsii projesinin ilk fizibilitesi 1998 yılında yaptırılmıştı. Önce uzun yıllar limanın başarısız özelleştirme ihalelerini izledik ardından 2010’da limana yapılacağı açıklanan yatırımları duyduk. Dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım müjdeler verdi. Eğer çalışmalar o günlerde başlasaydı şimdilerde bitmiş olacaktı. Ama olmadı, yıllık 1 milyon TEU elleçleme kapasiteli Alsancak limanı gözümünüz önünde eriyerek 680 bin TEU’lara kadar düştü.
Yatırım haberinin simgesel yanı da önemli. Alsancak Limanı zayıflayınca, alternatif Aliağa limanları güçlendi.
Petkim Limanı, Kuzey Ege Çandarlı liman projesi “Alsancak kruvaziyerle sınırlı kalsın” tartışmalarını başlattı.
Ancak şimdi görülüyor ki, İzmir 8 bin yıllık liman kenti özelliğinden koparılmayacak.
Evet ayrıca gelişme beni inceden gülümsetti demiştim. Onu da açıklayalım; bana göre Özelleştirme İdaresi’nin kararı, 1 Kasım seçim sonuçlarından memnun kalan eski Bakan (ve muhtemel yeni bakan) Binali Yıldırım’ın kente bir teşekkürüdür.
Beş yıldır beklenen kararın şimdi gelmesi belli ki tesadüf değil.
Yıldırım’ın kente verdiği sözlerden biri daha hayata geçmiş oluyor.
Öyle ya da böyle, liman kenti İzmir açısından kritik bir çizgi aşılacak. Yatırım tamamlandığında 3 milyon TEU konteyner kapasiteleri konuşuluyor.
Yeni planda önceleri tartışma yaratan AVM de yok zaten gerek de yok. Limanın az gerisine Tariş bölgesine kentin en büyük AVM’lerden biri geliyor.
EN PAHALI MANZARA
Dünyanın büyük liman kentleri şık restoranlar, kafeterya ve barlarla bütünleşmiştir. Gittiğinizde liman kenti havasını solursunuz. Umarım önce yatırımlar başlar ardından liman çehresi yeşil ve şık yaşam alanlarıyla bütünleştirilir. (Kesinlikle AVM demiyorum) Keşke Devlet ve Büyükşehir Belediyesi limanın derinleştirmesinde gösterdikleri ortak tavrı böyle bir vizyon için de ortaya koyabilse.
