Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halil DAĞ

Lehistan Elçisi Yoldadır Hünkarım…

Halil DAĞ Yazar Halil DAĞ
12 Nisan 2010
Halil DAĞ
0
439
Paylaşma
5.5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
9 Nisan 2010, Polonya tarihinin en kara günlerinden birisi. Polonya’nın Devlet Başkanı da dahil devlet erkanından 88 kişiyi taşıyan uçak, Polonya’nın İkinci Dünya Savaşı yıllarında Sovyetlerce vahşi bir kırıma uğratıldığı Katyn (Katin) Ormanlarına düştü.

Tarih, nazire yaparcasına kendini tekrarlıyor.
Bir milletin en seçme 26 bin insanının kafasına kurşun sıkılarak öldürüldüğü yerde bugün aynı milletin başbakanı dizleri üstüne çökmüş vaziyette dua ediyor.

Katyn Katliamı; Stalin’in 5 Mart 1940’da verdiği emir üzerine tamamı “avukat, doktor, öğretim üyesi, öğretmen” gibi seçme mesleklere mensup 26 bin Polonyalının Smolensk şehrinin yakınlarındaki Katyn Ormanlarında kafalarına kurşun sıkılarak katledilmesi olayıdır.

Stalin sergilediği bu vahşet ile bir milleti neredeyse kökünden kurutmak istemiştir. Bir halkı yok etmek için onun beyni konumundaki seçme insanları yok etmek yeterlidir. Stalin de tam bunu yapmıştır.

Ne tesadüftür ki Polonya’nın Devlet Başkanı ve yanındaki heyet bu katliamın anılması sebebiyle Rusya’ya gitmişlerdir. Uçak tam da katliamın yaşandığı şehre inerken aynı ormana düştü. Uçakta Devlet Başkanı’nın yanında “Genel Kurmay Başkanı, Merkez Bankası Başkanı, Dışişleri Bakan Yardımcısı, Polonya’nın sürgündeki son Devlet Başkanı, Ulusal Güvenlik Bölümü Başkanı, Devlet Başkan Yardımcıları, Parlamento Başkan Yardımcısı, çok sayıda milletvekili ve daha pek çok devlet yetkilisi” yer almaktaydı. Kabaca “devletin tamamı” uçaktaydı. Katliam gibi kaza tarihin en önemli kazalarından birisi olarak kayda geçecek.

Gerek içindeki kişilerden dolayı gerekse Ukrayna’da çıkan ateşin Kırgızistan’ı yaktığı şu günlerde Polonya üzerinde yürütülen tartışmalardan dolayı.

Polonya, AB’deki Amerikan Truva Atı, komünizmi yıkan hareketin doğduğu Dayanışma’nın ülkesi, son zamanlarda ise Füze Kalkanı ile gündeme oturan ülke. Ölen Devlet Başkanı ise Dayanışma geleneğinden geliyor. Bir çok görevleri üstlenmiş, ikiz kardeşiyle birlikte Polonya’yı yönetmiş güçlü ve deneyimli devlet adamı. Bu kaza, bizim başbakanın ima ettiği gibi içinde bir çok soru işaretlerini barındırıyor. Daha çok tartışacağız. Hele de Ukrayna’dan sonra Kırgızistan’da da Turuncu Devrimin suya düşmesi Polonya’yı dikkate değer bir ülke yapmaktadır. Bu konuyu ilerde tekrar ele almak ümidiyle Polonyalılar ile Türklerin tarihi dostluklarına biraz göz atalım.

Lehistan, Avrupa’nın cengaver milletlerinden birinin talihsiz toprakları. Henryk Adam Aleksander Pius Sienkiewicz’in uğruna Nobel ödüllü destansı Ateş ve Kılıç’ı yazdığı topraklar. Ve onun asil milleti.

Şöyle biraz tarihin geride kalan yıllarına yolculuk edecek olursak Lehistan karşımıza bugün olduğu gibi önemli ve kritik bir ülke olarak çıkar. Modern Avrupa tarihi içinde özel bir yeri olan Polonya; Osmanlı’daki adıyla Lehistan, savaşçı ve bağımsızlığa düşkün bir millettir. Osmanlının müreffeh dönemlerinden beri Lehistan ile Türkler arasında derin askeri, siyasi ve sosyal bağlar vardır. Her ne kadar Türkleri Viyana kapısından çeviren Haçlı Ordularının başında Lehistan Kralı Jan Sobsieski olsa da bu dostluk derin ilişkilerle bugüne kadar devam etmiştir.

Türklerin bu ilişkiye bu denli önem vermesinin altında çeşitli sebeplerin yanında Lehistan’ın Avrupa haritasındaki yerinin kuşkusuz önemi çok büyüktür. Çünkü Lehistan Almanya, İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği Merkezi Avrupa ile Rusya arasındaki bağı kuran ve koparan en güçlü köprüdür. Muhtemeldir ki Osmanlı bu köprüyü sürekli kontrol etmek istemiştir.

Lehistan 1699 Karlofça’yı yaratan devlet olmasına karşın onu karşımıza çıkaran Avusturya, Rusya ve Prusya, Lehistan’ı 1795’te üçe paylaştılar ve Lehistan devletini ortadan kaldırdılar. Osmanlı bu paylaşımı hiç bir zaman kabul etmemiştir. Her zaman için Polonyalıları bir dost ve müttefik olarak gören Osmanlı’nın bu paylaşım karşısındaki tavrı da ilginçtir.

Rivayet odur ki;
Osmanlı Sultanı ne zaman yabancı elçileri kabul edecek olsa sesli bir şekilde “Lehistan Elçisi gelmedi mi” diye sorarmış. Sadrazam da herkesin duyacağı şekilde: “Lehistan elçisi yoldadır, ancak yollardaki müşkilat yüzünden gecikmiştir” dermiş.

Kısacası Osmanlı bu paylaşımı hiç bir zaman sineye çekmemiştir. Zaten sonraki yüzyıllarda da Lehistan milliyetçilerinin mücadelesine her türlü desteği vermekten çekinmemiştir. Öyle ki İstanbul, Leh kaçaklarının ve mültecilerinin ana duraklarından birisi olmuştur. Bu 19. yüzyılda da devam etmiş, Devlet-i Ali, Osmanlı’ya sığınmak zorunda kalanlara kapısını her daim açık tutmuştur. Bugünkü Polonezköy de bu mültecilerden geriye kalan önemli tarihi miraslardan birisidir. Hatta Osmanlı, zayıfladığı zamanlarda bile güçlü Avrupa ülkelerinin mültecilerin iadesi talebini kesin bir dille geri çevirmiştir.
Yine bu isyanlardan birinin sonunda sığınmacı olarak Osmanlı’da bulunan mültecileri isteyen güçlü Avrupa devletlerine Sultan Abdulmecit’in verdiği cevap çok kesin bir tavır içermektedir: “Tahtımı veririm. Fakat devletime sığınanları asla geri veremem“.

Osmanlı’nın Lehlere açtığı kucağın sıcaklığı her daim korunmuştur. Polonyalılar da bu kadim dostluğu ve sevgiyi karşılıksız bırakmamışlardır. Birinci Dünya Savaşı sonunda 1918’de tekrar kurulan Polonya Devleti, yeni Türkiye devletini daha Lozan imzalanmadan (bir gün önce) tanımıştır.

Bu dostluk İkinci Dünya Savaşı yıllarında da devam etmiş, Türkiye de atalarının geleneğine uygun olarak Polonyalılara kapısını her daim açık tutmuştur. Osmanlı dönemindeki elçi hadisesine benzer bir olay da İkinci Dünya Savaşı yıllarında Ankara’da meydana gelmiştir.

Almanların meşhur diplomatı Von Papen, Almanya, Çekoslovakya’yı işgal edince Ankara’daki Çekoslovakya Elçiliği binasının artık Alman malı olduğunu ileri sürerek binanın kendisine tahsisini ister. Durumun nezaketini gören İnönü bunu kabul eder ve binayı Almanlara tahsis eder. Papen binaya yerleşir. Almanya daha sonra Polonya’yı da işgal eder. Yine aynı şey. Papen hemen 150 metre ilerisindeki binayı da ister.

Ancak bu sefer iş başkadır. Inönü tıpkı Osmanlı Sultanının yüzyıldan fazla Lehistan işgalini kabul etmeyişi gibi bu işgali de kabul etmez ve “Biz geçmişte Polonya elçisini 150 yıl bekledik. Bu kısa müddet için dostlarımı kıramam” diyerek Von Papen’i Ankara’da bulunduğu süre boyunca Polonya Bayrağı’nı her gün görme eziyetinde bırakır. Yani yolda müşkilat olsa da “Lehistan elçisi yoldadır“.

Sienkiewicz’in asil milleti, başın sağolsun.
Merak etmeyin müşkilat büyük olsa da biz elçinizi hala bekliyoruz.

Paylaş
Etiketler: Ateş ve Kılıçkatyn katliamılehistan elçisiLozanpolonezköypolonyatarihturuncu devrimvon papen
Önceki Yazı

Bir Acayip Kaza

Sonraki Yazı

Anayasa’da; Tadilat’a Reddiye

Halil DAĞ

Halil DAĞ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Halil DAĞ

Türk Rus İlişkilerinde Enerji Jeopolitiği

02 Kasım 2013
5k
Halil DAĞ

Bahçeli’nin Mübarek Elleri

25 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi Sendromu ve Siyasette Ufuk Çizgisi Sorunu

24 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi’nin Gençlerini Anlamak…

23 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

Anayasa’da; Tadilat’a Reddiye

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap