Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Kuzuların Sessizliği…

Prof.Dr. Levent SEÇER Yazar Prof.Dr. Levent SEÇER
08 Kasım 2011
Levent SEÇER (Prof.Dr.)
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türkiye’nin bu gerçeği yaşayacağını yazmıştım, bir gün Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerinin, ileri sürülen bahanelerle yavaş yavaş yok edileceğini anlatmıştım. Başbakan bir açıklamasında ”laik değil ümmetçilik evladır geliyoruz sindire sindire geliyoruz” demişti. Hala bu sözlerinin o dönemde söylenmiş bir söz olduğunu, âmâ şimdi daha farklı düşündüğünü

bir türlü açıklamıyordu. Özde ve dolaysız bir demokrasi gerçeğini yok sayarak, kendi düşünce anlayışlarına kayan ‘İleri demokrasi’ adıyla toplumun bile anlamadığı bir anlayıştan söz etmek, şimdi Atatürk devrimlerini Cumhuriyeti yok sayıp kendi anlayışında bir ‘Ilımlı İslam modeline” doğru ülkeyi sürüklemek, şimdi kendini nasıl da göstermeye başladı. Bu gün hiç bir sebep yokken, sen tut cumhuriyet törenlerini iptal et. Bunun hangi anlayışın ürünü olduğu ortada değilmiş? Terör ve ardından acı deprem gerçeği. Türkiye’nin varoluşunu yazan bir tarihi de, sen bunları bahane ederek yok ettiğinin farkında mısın? Ben buna. Atatürk devrimlerinden ve cumhuriyetten intikam almak diye isim koymak isterim. Sen zaten cumhuriyetten hep rahatsız olmadın mı? Yaşananlar elbette asla unutulacak acılar değil, her Türk vatandaşının duyarsız kalmadığı bir gerçeği yaşadık. Bunları bahane ederek koskoca bir tarihi yok saymaya çalışmak ,”cumhuriyeti artık unutun” demek anlamına gelmiyor mu? İstenilen bu değil miydi? İşte beklenen senaryo nasılda bura da kendiliğinden yazılmış, her iki gerçeği birbirinden ayıramayanların hakim oldukları bir siyasal sistemin artık daha fazla yaşayamayacağı gerçeğini söylemek isterim.

Hiç bir gerekçe, Türk tarihinin yaşanacak heyecanından halkı koparmaya hakkı yok. Acıyı da paylaşacaksın hükümet olarak, âmâ tarih ve cumhuriyet, bu heyecanı da paylaşacaksın kendi halkınla. Törenleri iptal etmek hangi anlayışın içinde kaldığı belli değil mi? Resepsiyonların iptalini anlıyorum, âmâ tüm yurtta Cumhuriyet törenlerinin iptal kararının hangi anlayışla iptal edildiğinin hala yanıtını bulamıyorum. Bunun cevabını ben biliyorum, fakat bunu din afyonuyla uyutulmuş Türk halkına anlatacak yürekli insan göremiyorum. Cumhuriyet heyecanından halkı mahrum bırakanlar, aynı akşam aynı kadro düğünlere koştular, salonları doldurdular. Cumhuriyetin heyecanı ”Sakıncalı’ ‘düğün heyecanı, ‘normal” karşılandı.5 yıldızlı salonlarda şehitlere ve depremzedelere oturup dua okunmadı. Yenildi, içildi, dans edildi, halay çekildi, herkes eğlendi, kimsenin aklına ne şehitler geldi, ne de depremde ölen onca insanın acısı. Kim bilir o gece ne pahalı takılar takıldı, birbirleriyle yarış halinde olanların umurunda değildi cumhuriyet heyecanının halktan koparıldığı. ‘Sen cumhuriyeti boşver, ılımlı İslam modelini kutla’ ‘diyen zihniyetin de düğünle birlikte kutlamasına bak. Kimsenin aklına gelmedi, yaşanan bunca felaketin yanında, ‘düğünü iptal edelim de milletimize ayıp olmasın’ ‘demek. Kendini her şeyin tek sahibi sanan, ‘Ben her şeyin tek hâkimiyim, konuşan benim, benim dışımda kimse kendini yargıç ya da savcı yerine koymasın’ ‘diyen Başbakan, kendisini dinleyen boynu bükük, ezgin, yoksul, cahil, eğitimsiz halka duygu sömürüsü yaparak, inanç etkileşiminde siyaset yapmanın getirisini çok iyi biliyor. Âmâ ” hayır şimdi bu düğün, şu ortamda yapılmasın, ya da ben bu törene katılamam bu yanlış olur’ ‘diyemedi. Tüm hükümet üyeleri adeta koşarak gitti. Kim düşünür soğukta donan, titreyen, aç kalmış insanları. Sonra da çıkıp kahramanlık taslamak, işte bu olmadı, böyle siyaset anlayışının ülkeyi nasıl bir tıkanmaya sürüklediğini kimse görmüyor. Zira din afyonuyla uyuyan kuzular, hiç bir şeyin farkında değil. Eğerki farkında olsalardı, bu gün neden, niye, kime oy verdiği gerçeğini anlayabilirdi.

BECERİKSİZ MUHALEFET…

Türkiye’de ne yazık ki beceriksiz bir muhalefet var, Başbakan bile bunu çok iyi bildiği için, her konuşmasında muhalefeti kullanarak siyaset yapmayı iyi biliyor. CHP nasıl bir gelecekten bahsediyor? Nasıl bir Türkiye resmi çiziyor? Hala belli değil.

Artık kendi içinde tüm değerleri kaybeden bir partinin, bundan sonra da etkin biçimde memleket sorunlarına nasıl çözüm getirecek bunu da merak ediyorum. AKP karşısında hala bir alternatifin olmaması, Türkiye’de özde bir siyaset anlayışının da tıkanması anlamına geliyor. Gerek CHP ve gerekse MHP hala nasıl bir politik gelecekten bahsediyor bunu açıklayamıyorlar. AKP’ye karşı sadece sözde kalan söylemlerden farklı bir çalışma yok. Yaptıkları sadece AKP ve dolayısıyla Erdoğan’a anlatacak malzeme üretmek. Erdoğan da bundan son derece mutlu görünüyor. İşte böyle bir çirkinliğin yaşandığı, böyle bir politik anlayıştan güç alan iktidar, rahatsız olduğu çağdaş devrimlerin yansımalarını, yani cumhuriyeti ”unutun artık” diyor. Türk halkını cumhuriyetin yaşanası heyecanından mahrum bırakıyor. Belki de gelecekte cumhuriyet ve Atatürk’ün tüm çağdaş yansımaları yok edilecek. AKP jet hızıyla çıkardığı (KHK) ile. Atatürk Kültür, Dil ve tarih Yüksek Kurulu’nun amaçları arasından ”Atatürkçü düşünceyi yaymak’ ‘çıkardı. Yani Atatürk’ün, ne anlamı, ne devrimleri, ne düşünceleri ve nede ilkeleri kaldı. Atatürk’ün yalnızca adı kaldı. Atatürk ve onun devrimleri, cumhuriyet, kimleri rahatsız ediyorsa şimdi artık çok rahat uyusunlar. Şimdi kendi içinden çıkamayan bir muhalefet varken, AKP Türkiye’de tüm bilimsel ve çağdaş değerleri bir bir yok edecek, buna da bu muhalefet seyirci kalacak.

BİLİMDEN KORKMAK…

AKP Bilimsel kurumlar da, kendi anlayış darında düşüncenin hâkim olduğu bir kadroyu kurmak istiyor. Önceleri BİLİM-DİN karşı karşıya getirilmek istendi. İnanç siyasetinin hâkim olduğu bir anlayışta, toplum da bu anlayışa çok kolay inadı, yani ”KUZULARIN SESSİZLİĞİ” işte burada 9, yılda kendini göstermeye başladı, kuzular hala yattıkları uykudan uyanmak istemiyor, aslında uyanmalarını birileri istemiyor. Karl Marx mantığın da inandığım gerçek ”Din afyondur” şimdi bu gerçeği nasılda görmeye başladık, bunu görmemek için insanın kör olması lazım. Âmâ sessiz uyuyan kuzular, bu gerçeğin hiç bir zaman farkında olamayacaklar, farkında olduklarında zaten uyanacaklar iş işten geçmiş olacak, neye neden niçin evet dediklerinin farkında bile olamayacaklar. Bugün acı bir haber, AKP, TÜBİTAK üzerinden TÜBA’nın özerkliliğine darbe vurmak yok etmek istiyor. Yani ülke de bilim adamlarından da rahatsız oluyor, yine istiyor ki TÜBA akademisinde kendi gibi düşünen kadroların hâkim olması.1993 yılında kurulmuş TÜBA, düşünün bir kere, Türkiye’de 18 yıldır faaliyet gösteren bir bilim kurumu, bunca kısa bir dönemde çağdaşlaşmak adına yine de çok çalışmış, gelecek adına çok sayıda bilimsel çalışma programı içinde olan bir kuruma, sen tutup ”hayır burada benim anlayışım da kadrolar çalışacak, bizim gibi düşünmeyenler gitsin’ ‘diyebiliyorsan.

Çağdaş bir Türkiye resmini dünyaya nasıl verebileceksin? Batı’dan uzaklaştırdığın ülkeyi Ortadoğu’nun, susuz kalmış çölünün ortasına sürüklemek hangi anlayışın ürünüdür? İşte kendi halkına çıkıp bunları açıklamalısın. Cumhuriyet törenlerini iptal etmek, hepsinden de ürkütücü bir karar, Atatürk ilke ve inkılaplarının tümüyle kaldırılması, şimdi de bilimsel kurumların yok edilmesi. İnananlara ve beyni din afyonuyla uyuşturulmuş halka bunları anlatabilirsin inanırlar, yaptıklarınızı yine neden niçin diye sormadan alkışlarlar, bilmezler hiç bir şeyin farkında değildirler, bundan sonra da olamayacaklardır, sizi alkışlamaktan başka görevleri yoktur. Kuzuların Sessizliğidir onların dünyası. İşte cumhuriyet korktukları çağdaşlaşmanın sesi, şimdi artık yok olmaya doğru hazırlanan senaryoların eseri. Ucube diyerek insanlık anıtını yıkmadınız mı? Ucube acaba nerede sergileniyor? Kim bun bunun farkında.(TTK) (TDK) (AAM) (AKM) (KDTYK) (TDD) Kurumları, artık birer birer ya kapanıyor, ya da çağdaş düşünceye karşı inançların içinde kalan bir sistem anlayışı hâkim kılınıyor.

Şimdi merak ediyorum, acaba 10 Kasım da bir gün iptal edilecek mi? O’nun huzuruna çıkmaktan rahatsız olanlar O’nun huzurunda beklerken, içlerinden neler söylüyorlar, belki de küfrediyorlar ben biliyorum. Okullar da kutlamalar bile artık yapılmıyor, heykellerin yıkıldığı bir ülke Türkiye. Şimdi Atatürk heykellerinin önüne teneke çelenkler konuyor. Kısacası ”ATATÜRK YASAKLANIYOR’ ‘Cumhuriyet ve Atatürk, tüm çağdaş değerler, bir bir yok edilmeye çalışılıyor. Bana ”neden hep Atatürk’ü yazıyorsun, bıktırdın artık” diyorlar. Bunu söyleyenler onu anlayamayanlar, ondan devrimlerinden rahatsız olanlardır, bu ülkenin tarih olmasına imza koyan Mustafa kemalin yerine kimse kendini koymasın.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

Paylaş
Etiketler: AKP jet hızıyla çıkardığıAKP'ye karşıKHK) ile. Atatürk Kültür
Önceki Yazı

Önce Yalvarma ile Başlar…

Sonraki Yazı

IMKB ve Kadrolaşma, Finansın Geleceği İçin Önemi…

Prof.Dr. Levent SEÇER

Prof.Dr. Levent SEÇER

İlişkili Yazılar

Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Emeğe Dayalı Evrensel Demokrasi

09 Ağustos 2023
5k
Tükenişin Tek Sorumlusu CHP
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Tükenişin Tek Sorumlusu CHP

09 Temmuz 2023
5k
Umuda Yolculuk
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Umuda Yolculuk

22 Haziran 2023
5k
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Aydınlık Özgürlük Şarkının Adı Bu Olmalı

19 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

IMKB ve Kadrolaşma, Finansın Geleceği İçin Önemi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap