Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Halil DAĞ

Kürtler Üzerinden İslamcılık

Halil DAĞ Yazar Halil DAĞ
23 Mayıs 2009
Halil DAĞ
1
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Türküm, doğruyum, çalışkanım…

Yıllarca okudum, dinledim, okuduk ve dinledik.

Bugün bu sözlerle başlayan “and”ımız değiştirilmenin eşiğinde. Demek ki birilerine hep batmış Türk olmak, çalışkan ve doğru olmak. Demek ki bu ülkede Türk olmayan, doğru olmaktan ve çalışmaktan rahatsız olan birileri var. Aslında bilmezmiş gibi bunu sormak da yanlış. Bunun varlığı yıllardır biliniyordu. Ama bilmediğim bir şey varmış o da Türkiye’yi yönetenlerin de onlardan olduğuymuş.

Cumhurbaşkanı fırsatlardan bahsediyor…

Ne menem şeyse bu fırsatlar, bir gizem içerisinde esrara büründükçe bürünüyor. İnsan sanır ki Osmanlı’nın duraklamaya başladığı dönemden beri bu toprakları kemiren bütün sorunlar bitecek.

Cumhurbaşkanı kimsenin bilmediği esrarlı bir çözümü gökten ilahi vahiylerle almış olmalı ki esrarı artırdıkça artırıyor.

Fakat sayın cumhurbaşkanının gönlünden geçenleri kendisinin dile getirmesine gerek kalmadan ilahi vahiyler olanca nuruyla birlikte üzerimize saçılmaya başladı.

Neymiş efendim; dağlara taşlara yazılmış olan yazılar silinsinmiş, andımız değiştirilsinmiş,…  daha ardından her ne gelecekse o işte…

Kürt sorunu Türkiye’de yıllarca Türkiye’nin çözmek isteyip de batının elinde bir koz olarak tuttuğu bir sorundur. Bugüne kadar çözülememişse sorumluluk tamamen batı (ABD ve AB) ile onun işbirlikçisi yöneticilerdedir.

O batı, bir yandan Kürt sorununu beslerken bir yandan da gelecekte şekillendireceği Ortadoğu için başka aktörleri beslemiş büyütmüştür. Öte yandan da el attığı siyaset mekanizması aracılığıyla ülkelerin yönetimlerinde söz sahibi olmuştur.

1980 ile tüm dünyada yeni bir dizayn süreci başlatan ABD, Türkiye’de de ılımlı İslamcıları piyasaya sürmüştür. Ilımlı İslamcıların piyasaya çıkması hemen olmamıştır. Ancak yaklaşık yirmi yıl süren kuluçka döneminde gerek ABD’nin bizzat kendisinin eylemleri gerekse içerdeki işbirlikçilerinin eylemleri Türkiye’de İslamcıları olabildiğince güçlendirmiştir.

Politikaya bulaşmış bulaşmamış ne kadar insan varsa herkesin içeri tıkılıp şişeler üzerinde gezdirildiği 1980 İhtilali sürecinde cami vaazları ve vaaz kasetleri ile alttan alta piyasaya sürülen F tipi yapılar, ne hikmetse topluma “devletin topluma tokadı” olarak lanse edilen 28 Şubat Sürecinden de etkilenmemişlerdir. Bu süreçlerin sonunda 2000’li yıllara gelirken devletin bütün kritik noktalarını ele geçirmişlerdir.

Daha önceki bir yazıda da dile getirdiğimiz gibi 28 Şubat siyaseti Erbakan üzerinden yürütülürken onun ve Hikmetyar’ın dizi dibinde poz verme gururunu yaşayanlar ne hikmetse sonraki hükümetin tasfiyesi döneminde daha meclise bile girmeden, ABD tarafından hiçbir Türk yöneticisine nasip olmayan izzeti ikramla karşılanmıştır.

Kim ne kadar aksini söylerse söylesin, “Ben değiştim yada devletle bir sorunum yok” dese de günümüzün yönetici siyasi elitleri damarlarında anti TC kanı dolaşan siyasi kimliklerdir. Bu inkâr edilemez önemli bir gerçektir.

Bu gerçekliğin iki temel alt yapısı vardır. Birincisi doğası genelde devlet özelde ise TC düşmanı sloganlarla şekillenen bir kuşak olmalarıdır. İkinci alt bileşen ise Türkiye’de iktidarda kalabilmenin ABD referansları gerektirmesidir. Son dönemlerde Türkiye – ABD ilişkilerinde TC’li yerleşik güçlerin Amerika’ya hafiften sırtını döner olması Amerika’nın bu kesimlere olan güvenini zedelemiştir. Bu bakımdan bu kesimlerin şu yada bu şekilde iğdiş edilmesi (Ergenekon adı verilen Operasyon bunun somut uygulamasıdır.) gerekmektedir. Bu bağlamda sırtını ABD’ye vermişliği tescilli bir siyasi oligarşinin TC düşmanı olmaması mümkün değildir.

Bu anlayış çerçevesinde damarlarındaki “İslamcı Kan”ı, “Asil Kan”a baskın çıkanların o “Pis Kan”ı damarlarından temizlemek istemesinden daha doğal bir şey yoktur. Şu an sayın cumhurbaşkanının yaptığı bunun hayata geçirilmesinden başka bir şey değilmiş hissi yaratıyor.

Eğer ki bu arzu kendi referanslarını deşifre edecek kimlikleri ile dile getirilecek olsa bu ülkede tartışılacak olan TC’nin yanlışlıkları değil kendilerinin hevesleri olacaktır. Ancak tartışmanın gittikçe mazlumlaştırılan Kürtler üzerinden yapılması bu politikadan nasiplenmeyi umanları arka planda/geride tutarken tartışmaya açılan da “Türk olmak, doğru olmak ve çalışkan olmak” olmaktadır. Artık bundan sonra da şu AB Uyum Süreci tamamlanınca, dağlara taşlara da “Bu vatan AB’nindir” yazarız, koç gibi de Avrupalı oluruz.

Kürtler PKK’nın ardında, DTP’nin ardında ya da Amerika veya ona benzer bir sömürgecinin kuyruğunda dolaştıkça daha yüzyıllar boyunca gün yüzü görmeyeceklerdir. O artık bu noktadan sonra kendi bilecekleri iştir. Biz bu ülkede kanının rengine grubuna bakmadan hem kendimizi Türk bildik hem Türk kabul ettik. Ancak Kürtler bu yangında, dumanından kör oldukları ateşin içine kendini atmayı tercih ederse bizim de elimizden maalesef bir şey gelmeyecektir.

Ancak bugün Türkiye’de şu aşamada Kürt sorunu adıyla yürütülen AB-ABD destekli kampanya Kürtlerle falan ilgili değildir. Tıpkı Ermeni açılımında olduğu gibi zayıflatılmak çökertilmek istenen, İslamcı dimağların/köklerin ve AB-ABD bakış açılarının diş bilediği “TC” ve onun bu kesimlerce algılanan özellikleridir.

Bazılarınca yıllardır bir küfür kelimesi olarak kabul edilen “TC” budandıkça bu bölgede ABD’nin yeni kurtçuklar türetme imkânı artacaktır. Bu oyuncak kurtçuklar, dün Usame bin Ladin ve Kürtler’di bugünlerde ise muhtemelen Mukteda el Sadr, Arabistan ya da Katar’da bir bedevi şeyhi, Suriye’de Nasranîler veya henüz akla gelmeyen birileri olacaktır.

Evet, gerçekten de zayıflatılmış, geleneksel kökleri budanmış, batının öngördüğü ve tanımladığı demokrasinin girdabına boğazına kadar batmış bir Türkiye, uluslar arası çevrelerin emrivakilerinin bir milim dahi dışına çıkamayacak bir ülkeye dönüşecektir.

Bu gürültülerin nihayetinde Türkiye, asıl kaynakları Avrasya’da olan enerji eksenli politikalarla dünyanın yeniden kurgulandığı, küresel politikalar ve sorunların gelecekte en büyük sorunlardan biri haline getireceği su sorunlarının zirveye çıkacağı bir bölgede geleneksel karşı koyma dinamiklerini tamamen kaybetmiş olacaktır.

Petrol bol bol ülkemizden borularla geçecek ama dünyanın en pahalı petrolünü tüketeceğiz, Fırat ve Dicle bölgeyi ihya ederken bu nehirlerin yönetimi AB’nin Su Çerçeve Direktifleri ile oluşturulacak uluslar arası bir konsorsiyumlara verilecek, Kürt meselesi bitecek yerini “TC tarafından ezilen ve zulme uğrayan” diğer 36 etnik gruptan olup da sırasını bekleyenler alacak, kısmet olursa kafatasçı barbar Türkler de gerisin geri Orta Asya’ya sürüleceklerdir.

Bu arada İslamcıların fantezileri de Kürtlerin devlet kurma hayali gibi çöpe gidecek, heba olup giden ise tüm bir coğrafyanın şemsiyesi olma niteliğini henüz farkında olmasa da taşıyan “tu kaka” TC’ye olacaktır. 

Son söz…

 

“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur”.

 

Paylaş
Etiketler: 28 ŞubatBOPCemaatİslamcılıkKürtler
Önceki Yazı

İyi Bir Yönetim Var mı?

Sonraki Yazı

Merkez’in Faiz Kararı Borsayı Nasıl Etkileyecek?

Halil DAĞ

Halil DAĞ

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Halil DAĞ

Türk Rus İlişkilerinde Enerji Jeopolitiği

02 Kasım 2013
5k
Halil DAĞ

Bahçeli’nin Mübarek Elleri

25 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi Sendromu ve Siyasette Ufuk Çizgisi Sorunu

24 Ekim 2013
5k
Halil DAĞ

Gezi’nin Gençlerini Anlamak…

23 Ekim 2013
5k
Sonraki Yazı

Merkez'in Faiz Kararı Borsayı Nasıl Etkileyecek?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap