Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Kürtçe de Seçmeli Ders Olduğunda

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
18 Haziran 2012
Selami Saygın
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kürtçenin okullarda ders olarak okutulup okutulamayacağı tartışması nihayet Başbakan T. Erdoğan’ın 12 Haziran 2012’de Kürtçe ve diğer dillerin yeterli talep olması halinde okullarda seçmeli ders olarak okutulacağı” açıklaması ile nihayet sona erdi gibi.

Bu karar tarihi bir adım sayılır. İlk defa Türkiye’de Kürtçe ve diğer dillerin talebe bağlı olarak okullarda seçmeli ders yapılması, 90 yıldır resmi dilin dışında yalnızca batı dillerini öğretmekle programlanmış bir eğitim kurgusu içinde önemli bir adımdır. Hatta teslim etmek gerekir ki bundan da fazlası olmuştur. Çünkü bütün iddiaların aksine, Kürt ırkçılığını kışkırtma ve kutsamalara rağmen 90 yıl önce Türkiye’de Kürtçe eğitimi yasaklanmış değildir. Olmayan bir yasağı sabah akşam tekrarlamanın cehaletini bir haz olarak yaşayanlara fazla söze gerek yoktur. Fakat konuyu bilmek isteyenlere bir maruzat olmalı ki, Osmanlıların geleneksel eğitim kurumları, İslami ilimler diye bilinen bilgileri öğretmekle sınırlıydı. Tanzimat’la birlikte II.Mahmut döneminde Nizami mekteplerin açılması ile birlikte, bu okullarda Türkçenin öğretilmesi de zorunlu derslerden sayıldı. Bu durum gelişerek Cumhuriyet döneminde de devam etti. Türk nüfusun meskun olduğu bölgelerde Türklere hizmet veren medreselerde Türkçe eğitimi aslında nasıl “yok denecek bir düzeydeyse”, Kürt nüfusun meskun olduğu bölgelerde Kürtlere hizmet veren medreselerde de Kürtçe eğitimi aslında “yok denilecek bir düzeyde” idi. Tanzimat ile başlayan Türkçenin okullarda ders olması ve giderek Türkçe eğitim yapılması gibi bir uygulama Kürtçe için hiçbir zaman söz konusu olmadı. Bundan dolayı Kürtçe eğitim/öğretimin üzerinde 90 yıldır devam eden yasak gibi iddialı sözlerin hiçbir karşılığı yoktur. Tümüyle politik ve propaganda amaçlı tekrarlardır.

Belki de Kürtçenin ders olmasını tarihte bir benzerinin de olmasını dikkate alarak birlikte düşünmeli ve bunun ciddi bir adım, belki devrim çapında bir olay olduğunu teslim etmek gerekir. Bu adımın bir diğer önemli tarafı da isteğe bağlı seçmeli ders uygulamasının Kürtçeyle sınırlandırılmamış olmayışıdır. Kabul edilmelidir ki; Türkiye’de sadece Türkler ve Kürtler yaşıyor değildir. Onlarla birlikte, Arap, Abaza, Arnavut, Boşnak, Gürcü, Zaza vb kavimlerde yaşamaktadır. Adı geçen bu toplulukların tümü kendi anadillerinin unutulmadan, kendi çocukları tarafından mümkün olan en iyi şekilde ve en uygun biçimde öğrenilmesini istemektedirler. Bu istek son derece doğal ve meşrudur.

Bazı çevrelerin bu meşru talepleri, “devlet kendi yönetimi altında yeni azınlıkların ihdası için uğraşmamalı” görüşü savunulmaktadır. Teslim edilmeli ki olay yeni bir azınlık ihdas etme olayı değildir. Vatandaşların bir bölümünün insani, doğal, meşru taleplerinin dikkate alınması ve gereğinin yapılmasından ibarettir. Osmanlı döneminde bu hakların kullanımının başlaması ile birlikte pek çok sınır değişiminin olduğu örneklerinin sıkça hatırlanması da konunun ancak bir boyutunu oluşturmaktadır. Evet böylesi olumsuz olaylar her zaman mümkündür. Ancak bundan yola çıkılarak, insanların kendi çocuklarına, kendi dillerinin öğretilmesi isteğinde de kötü bir niyet, kötü bir kasıt aramak kardeşlik hukukuyla bağdaşmaz.

İsteğe bağlı ana dilin seçmeli ders olması hakkında değişik tutumlar gözlenmektedir. Örnek olarak Boşnakların tutumu bunlardan birisidir: “Türkiye bosna hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Muzaffer Güneş’ten geldi: “Boşnakça, Kürtçe, vs’nin seçmeli ders olarak konmasının kaos yaratacağını düşünüyorum. Anadilimiz Boşnakçayı öğreneceksek, kendi aramızda dernekler olarak bunu yaparız. Ama seçmeli ders olarak müfredata konması uygun değil.” (Radikal Gazetesi 13 Haziran 2012). Herkesin bu tutumu tercih etmesini beklemek doğru olmadığı gibi gerçekçi de değildir.

İnsanların kendi ana dillerini, kendi okullarında bir ders olarak okumaları, “bir kaosa yol açma” ihtimali kadar, bir aidiyet duygusuna da yol açma ihtimaline sahiptir. Çünkü insan, kendisi için meşru saydığı taleplerinin tümü hiç olmazsa bir kısmının karşılanması halinde, yaşadığı ülkeye karşı daha çok aidiyet duygusu taşıyacaktır. Bu ihtimalin de yok sayılarak insani bir talebin önünde durulması doğru değildir

En başta Kürtçeyi de içine alan bu karar için, Cengiz Çandar’ın : “Kürtler artık böylesi kararlarla yetinme sınırını aşmıştır” (Radikal Gazetesi, 15 Haziran 2012) değerlendirmesi ise oldukça sorunlu bir yaklaşımdır. Çünkü burada asıl olan meşru bir talebin en uygun şekilde karşılanmasıdır. Bu talepten yola çıkılarak bu talebin sınırlarını aşan amaçlar ayrı bir başlık altında ele alınmalıdır. Bazı çevrelerin “ayrı bağımsız bir Kürdistan” tesisi için, Kürtçeyi bir zemin, bir süngü olarak kullanmaya çalıştıkları bilinmektedir. Bu çevreler için her ne yapılsa hem azdır hem de kötü niyetlidir.

Çünkü Kürtçenin de isteğe bağlı seçmeli ders yapılması kararını “Türk sömürgeciliğinin bir sonucu” gibi gören, göstermeye çalışan açıklamalar iflah olmaz bir düşmanlığı da göstermektedir. Çünkü Türkiye tarihi, dikkatle ele alındığında, Türkleşen Kürtler olduğu gibi, Kürtleşen Türkler örneğine de rastlanacaktır. Asimilasyonun tek taraflı değil iki taraflı işlediği teslim edilmelidir. Hatta iki taraflı asimilasyon örnekleri de atlanarak buradan bir sömürgecilik sonucu çıkarmak ciddi seviyedeki bir sorunlu yaklaşımın sonucudur.

Türkiye şartlarında ana dilde eğitim talebinin isabeti hayli şüpheli ve tartışmalıdır. Çünkü nüfusun bu kadar çok harmanlandığı bir ülkede, Başbakanın T. Erdoğan’ın iddiasına göre “otuzdan fazla etnik grubun yaşadığı” Türkiye’de hangi şehirlerde, hatta hangi semt ve ilçelerde hangi dille eğitimin yapılabileceği sorusunu düşünmeden ilgili ilgisiz ayetleri sıralayanların “Zimane Kurdi Zamanı) diye başlıklar atmaları sadece bir istismardır bir kışkırtma örneğidir. Kürtlerin içinden kimsenin bu istismara, bu kışkırtmaya ne ölçüde rağbet edecekleri ise zamanla daha iyi görülecektir.

Türkiye’de bir devlet kanalının Kırmanci/Kürtçeye ayrılması, Muş, Mardin gibi üniversitelerde Kürtçe Dil ve Edebiyat bölümlerinin açılması nihayet Kürtçenin de okullarda ders olması olumlu hayırlı bir gelişmedir. Bu gelişmenin Türkiye şartlarında Kürtçenin gelişmesini de büyük ölçüde arttıracaktır. Türklerin de, arkadaşları, akrabaları, komşuları, din kardeşleri olan Kürtleri memnun edecek bu gelişmelerden, bazı çevrelerin iddia ettiği gibi bir kaygı duymaları değil memnuniyet duymaları için pek çok sebep vardır. Yine Halit Yalçın’ın aktardığı gibi; Ahmedi Hani: “Ne yapayım ki kesattır pazar/Kumaşımıza yoktur müşteri’  demişti ya, işte bugün o günün sonudur. Artık Kürtçenin bir pazarı var ve kumaşına çok müşteri çıkacaktır.”(Vatan Gazetesi- 13 haziran 2012).  

Kürtçenin de ders olması, bir pazarının olması kimsenin zararına değildir. Aksine Türkiye şartlarında bir arada barış içinde kardeşçe yaşamanın da bir gereği bir sonucu olarak ele alınmalıdır.

Ancak bütün bu olup bitenlerin, yendik-yenildik çerçevesi içinde değil, olması gereken, doğru olan bir işin yapılması diye ele alınması daha doğru daha mantıklı olur. Unutulmamalı ki, Türkiye’de Sümer Dili ve Edebiyatı diye bölümler varken, bunlarla ilgili eğitimler yapılırken, Kürtçe, Arapça, Arnavutça, Zazaca vb diller hakkında okullarda, üniversitelerde hiçbir eğitimin, hiçbir çalışmanın yapılmıyor olması bir olağan dışılıktır. Şimdi aslında isteğe bağlı olarak bu ana dillerin de ders yapılması kararı ile bu olağan dışı durum tasfiye dilmiş, olağan bir hale geçilmiştir. Bu olağan halin uygulamasında bazı yanlışlıklar, bazı terslikler olabilir. Bazı istismarcılar, kışkırtıcılar görülebilir. Bunlar işin aslı değildir. Türkiye kendi tarihine yakışan, kendi halkıyla toplumuyla uyumlu ve barışık olacak bir kararı almıştır. Bu yönüyle bile olsa olay bütün toplumun faydasına, hayrına sayılacak bir olaydır. Meseleyi sadece toplumun şu kadar bu kadar yüzdesini ilgilendiren ama çoğunluğun da ilgisiz hatta kaygı duymasına yol açacak bir gelişme olarak görülmemesi icap eder.

 

 

Paylaş
Etiketler: BosnakürçeSeçmeli Derstürkiye
Önceki Yazı

Mesele Temiz Devam Etmek..

Sonraki Yazı

Şefaat

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Şefaat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap