Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Kültür Tarihinin Üç Temel Aşaması

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
04 Şubat 2020
Hüseyin ŞENGÜL
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Yazılı kültürün belli bir estetik, akılcılık ve disiplin gerektirmesi, konuşmalara bir seviye katarken, görsel kültürün büyük ölçüde bir algı oluşturmaya hizmet etmesi, konuşmalarda büyük bir seviye kaybına neden olmaktadır.

İnsanın kültürel tarihinin başlangıcını vücut dili dediğimiz el-kol hareketleri, mimikler ve kelime olmayan ama anlam yüklü sesler oluşturur. İnsanın insanla ve insanın doğayla ilişkilerinin artması, ‘şeylere’ ad koyma ihtiyacını doğurdu. İşaret dilini sese dökerek, seslerden objelere, eylemlere ve durumlara ad koyarak kelimeler üretilmeye başlandı. Sonra kelimelerden cümle kurmaya ulaşıldı ve bu süreç boyunca dil oluştu.

Sözlü kültürün alanında kalan ama gittikçe yazıya kaynaklık eden bir de ilkel resim veya şekil çizimleri vardı. Her ne kadar bu şekiller görsele ait bir alanda olsalar da bunlara günümüzdeki anlamıyla görsel kültür diyemeyiz.

Dilin konuşma düzeyinde ya da sınırlarında kalması, sözlü kültürü oluşturur ve on binlerce yıldır kendini destanlar, hikâyeler, kıssalar, şarkılar, şiirler yoluyla devam ettirir. Sözlü kültür kuşaktan kuşağa, ağızdan ağıza anlatılar yoluyla aktarıldığı için naklidir. Sözlü kültürün dinamosu veya deposu, hafızadır. Ancak burada eskilerin deyimiyle “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” olması nedeniyle hafıza unutur, kimi zaman unuttuğunun yerine başka ‘hikâyeler’ ekler vs.

Tarım toplumuyla birlikte artan işbölümü ve ürün değişimi, önce çentiklerle, şekillerle bir iletişim kurmayı gerektirdi. Sonra seslere harf dediğimiz simgeler yoluyla anlam verilmeye başlandı ve bunlar çeşitli araçlar üzerinde kayıt

İnsanlığın bilgi, tecrübelerinin yazı yoluyla kayıt altına alınması, yazıya bir kalıcılık ve aktarıcılık sağlar.

Yazının bilindiği kadarıyla 5 bin beş yüz yıllık bir tarihi vardır. İlk yazı Sümerler’e ait olup ucu sivri araçlarla kazınarak yazıldığı için bu yazıya çivi yazısı denmektedir.

Sözlü kültürden yazılı kültüre geçiş hem kültür tarihinin ikinci aşamasını hem de insanın soyutlama dünyasında önemli bir aşamayı oluşturur. Elbette sözlü kültür yok olmamıştır, olmaz da. Ancak yazılı kültür belli bir eğitimi, disiplini gerektirdiğinden dolayı bu koşullara da yönetenler, egemenler, ayrıcalıklı olanlar sahiptir. Bu açıdan yazılı kültür topluluktaki/toplumdaki sınıflaşmanın da bir göstergesidir. Yazı yerleşim olarak şehre, kurum olarak devlete ve sınıf olarak da egemenlere aitken, sözlü kültür topluluğun/toplumun daha geniş alaylı denilen kesimine aittir. Örneğin Osmanlıca denilen eklektik dil, devletin kurumlarının ve bürokrasinin dilidir. Halk bu dili anlamaz, egemenlerin istediği de budur. Dil bu alanda egemenliğin, ayrıcalığın ve devletlûların korkusunu sağlamanın da bir arıcı olarak kullanılırmıştır.

Üretim sürecinin gittikçe pozitif bilgiyi gerekli kılması, üretim ilişkilerine ve meta dolaşımına paralel olarak toplumsal ilişkilerin daha bir gelişmesi, devletin askeri ve bürokratik büyümesi yazılı kültüre olan insan ihtiyacını artırdı. Egemenlerle sınırlı olan yazılı kültür, eğitim kurumları yoluyla aşağı doğru yaygınlaşmaya başladı. İşçi makinayı kullanmasını, asker tüfeği ve topu kullanmasını bilmek için yazıyı da bilmeliydi.

Böylece nakli kültür alanı daralırken, akli (ussal) kültür alanı artmaya başladı.

Dünyadaki son 50 yıldaki iletişim araçları ve bilgisayar teknolojisindeki büyük gelişmeler görsel kültürü etkin kılan alt yapıyı oluşturdu. Bu kez yazılı kültürün alanı daralırken, görsel kültürün alanı arttı.

Görsel kültür ve siyaset

Dış dünyanın zihnimizdeki yansısı sürecinde (bilincin oluşması) görsel kültürün baskın oluşu ya da salt görsel kültürle yetinmek, gerçeğe ulaşma yolunda bir perde oluşturur. İktidar, gerçekle zihnimiz arasındaki bu perde üzerinde yarattığı illüzyonu bize yine görsel kültür aracılığıyla gerçekmiş gibi sunar. Artık burada siyasetçilerin fikirleri değil, siyasi şovları, görüntüleri, popülist söylemleri, siyasal iletişim dili olarak kullandıkları simgeleri öne çıkar.

Göstergeler yoluyla toplumsal algı oluşturmak için görsel kültürün ögeleri kullanılır. Bol bol grafikler, istatistikler, fotoğraflar, afişler, projeler (Hele hele çılgın projeler), popülist politikalar yoluyla gerçekmiş gibi sunulan teknolojik iddialar ve maket çalışmaları vb. görsel kültürün neredeyse sınırsız imgeler dili kullanılır. Böylece bütün mesele, istenilen ‘şeylerin’ imgelem yoluyla zihinde oluşturulmasıdır.

Görsel kültürün tüketicisi, pek bir bilme çabasına girmeksizin, ‘şeyleri’ bildiğini sanır. Cehaletin en büyük tehlikesi, (Sokrat’a nazire) bilmediğini bilmemektir! Gerçekler kitlelere spekülatif, çarpıtılmış, magazinsel, cilalı olarak sunulur. Artık kitaplara gerek yoktur! Kitap okumak zahmetli bir uğraş olarak görülmekte hatta internet üzerinde web sayfaları, Youtube, Facebook gibi birçok kanal varken, kitap okumanın gereksiz olduğu düşünülmekte. Böyle derken, kitap bitmiş midir? Hayır! Artık kitap dünyasının büyük kısmı, görsel kültür ürünlerinin yazıya dökülmüş halinden ibarettir.

Görsel kültür yalnız görmekle sınırı olmayıp en büyük desteğini işitsel eylem sağlar. Yani görüntü, sözle birlikte daha bir güçlenir. Görüntüler eşliğinde derinlikten yoksun sözler, bir pazarlama taktiği gibi yüzeysel, vurucu, maniplatif, slogancı şekilde kitlelerde bir algı operasyonu olarak söylenir.

Görsel kültür üzerinden çok daha kolay ve hızlı bir öğrenme, bilme süreci yaşandığı iddiası, ilk bakışta doğru gözükmekte. Görsel kültürün bugün neredeyse başat hale gelişiyle birlikte insanların daha fazla bir fikri zenginliğe ulaştığı sanılıyor. Bu iddia, görselliğin gücünün yüzeysellikte olması nedeniyle, bu yüzeysellik donanımlı bilgi sanılmaktadır. Hâlbuki görsel kültür, olay ve olgular üzerinde neden sonuç ilişkisinin kurulması ve analitik akıl yürütülmesi pek mümkün değildir.

Görsel kültürün yükselişi ve bugün neredeyse başat hale gelişiyle insanların daha fazla bir fikri zenginliğe ulaştığı sanılabilir. Elbette dünyada bilgi zenginliği gelişmiştir ama bilgi, belli merkezlerde üretilmekte, toplanmakta ve kitlelere istenildiği kadar, istenildiği şekilde verilmektedir. Bu açıdan acaba kitleler gittikçe cahilleşiyorlar mı sorusu, kimilerine saçma gelse de ciddiyetle üzerinde durulmasını gerektiriyor. Bunun çapıcı örneğini okullarımızın durumu oluşturmaktadır.

Yazılı kültür bir dönem insanların konuşmalarına önemli bir dayanak oluşturmuşken günümüzde insanların konuşmalarına görsel kültür kaynaklık etmekte. Yazılı kültürün belli bir estetik, akılcılık ve disiplin gerektirmesi, konuşmalara bir seviye katarken, görsel kültürün büyük ölçüde bir algı oluşturmaya hizmet etmesi, konuşmalarda büyük bir seviye kaybına neden olmaktadır. Görsel kültür, siyasette sığlaşmaya ve popülizme uygun bir zemin oluşturmaktadır.

Dünün siyasetçilerinde belli bir entelektüellik varken, bugünün siyasetçilerinin ezici bir çoğunluğunda bu düzeyi göremeyiz. Aynı durum akademi, sanat, basın-yayın dünyası için de geçerlidir. Kim daha lafazansa, kim kitlelerde istediği tarzda algı yaratıyorsa, kim daha çok simgesel görüntüler veriyorsa, kim bir imaj oluşturuyorsa; önemli olan artık onların fikirleri, ürünleri değil, tipleri ve yarattıkları algılardır.

Sonuçta yazılı kültürün bir yandan alanı daralırken bir yandan da içeriği, görsel kültürü anlatma aracına dönüşüyor. Bu durum ise, estetik ve akılcılığı baskılıyor ve toplumlarda toptan bir bozulmaya hız katıyor.

Teknolojinin karşısında durulamayacağı gibi, onun sonuçlarından olan görsel kültürün hâkimiyetinin karşısında da durulamayacak gibi gözüküyor.

Bu nasıl aşılır, bilemiyorum. (HŞ/DB)

Paylaş
Etiketler: Görseliktidarkültür . siyasetpopülistpopülist politikalartoplumsal algı
Önceki Yazı

Şirkten Kurtul…

Sonraki Yazı

Sevebilsem Deseydin Eğer…

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Yeni Bir Anayasa (mı?)
Hüseyin ŞENGÜL

Yeni Bir Anayasa (mı?)

17 Eylül 2023
5k
Çivisi Çıkmış Dünya
Hüseyin ŞENGÜL

Çivisi Çıkmış Dünya

09 Temmuz 2023
5k
Prens ve Hayal Kırıklıkları
Hüseyin ŞENGÜL

Prens ve Hayal Kırıklıkları

11 Haziran 2023
5k
28 Mayıs Seçimi Üzerine
Hüseyin ŞENGÜL

28 Mayıs Seçimi Üzerine

01 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Sevebilsem Deseydin Eğer...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap