Krizler sadece ekonomik ve sosyal sonuçlar yaratmaz.
Siyasi sonuçlar da yaratır.
1974-75 yılında, Petrol Krizi diye anılan krizle girdiğimiz yolda, 1987,1994 2008 olarak 30 yıldır yürüyoruz.
Aslında piyasa ekonomisi 30 yıldır krizin içindedir.
Her ne kadar piyasa ekonomisi savunucuları, hiçbir şekilde, krizlerden piyasanın sorumlu olmadığını söylemiş olsalar da, bu böyledir.
Bu otuz yıllık kriz, bir taraftan milli devlet emperyalizm* arasında devam ederken, öte yandan, emperyalist ülkeler arasında da, alttan alta devam etmiştir.
Sol kesimde, yıllarca tartışılan ve birçok ayrışmaya neden olan “temel çelişki” hangisidir, hangisi önceliklidir. Hangisi ile öncelikle savaşılmalıdır?
Başka bir ifadeyle, sermaye emek çelişkisi mi, emperyalizm milli devlet çelişkisi mi önceliklidir.
Küreselleşmeyle de iyice su yüzüne çıkmıştır ki; milli devlet emperyalizm çelişkisi çözülmeden, emek sermaye çelişkisi çözülemez.
Milli devlet emperyalizm çelişkisinde, emperyalizm milli devletleri tam olarak imha edemeyince, emperyalistler arası sorunlarda derinleşmeye başladı.
Bu genel varsayımdan hareketle, Avrupa ve Amerika arasındaki sorunların, artık daha da derinleşeceği görülmektedir.
Ukrayna meselesi, Amerika Rusya meselesi olmaktan çok, Amerika Avrupa meselesidir.
ABD AB çelişkisidir.
İster ticari dengeler açısından bakın, ister enerji dengeleri açısından bakın, Avrupa’nın Rusya ile savaşmasını gerektirmektedir.
Oysa Amerika’nın çıkarları açısından bakarsanız, Avrupa’nın Rusya ile savaşması Amerika’nın çıkarınadır.
Şu bilinir ki, uzlaşmaz sorunlar oluştuğunda, bu uzlaşmazlıklardan arada ki parazitler, mafyalar kazançlı çıkar.
Şu anki Ukrayna yönetimi, tam bir mafya anlayışıyla hareket etmektedir.
Avrupa ile Rusya ne kadar karşı karşıya gelirse, kazanmaya devam etmektedir.
Kapitalizmin yan ürünü olan mafya, sadece guruplar halinde olmaz, devlet yönetimleri de, mafya gibi hareket eder.
2006 yılında, Ukrayna Rusya’dan Avrupa’ya giden enerji hatlarını kesmiş, Rusya’yı çok zor durumda bırakmıştı.
Rusya’ya 16 milyar dolar borcu olan Ukrayna yönetimi bu borcun üzerine yatmak için, aynı mafya gibi davranmaktadır.
Avrupa’nın gazını keserim tehdidiyle, borçlarını ya Avrupa’nın üzerine, ya da Rusya’nın üzerine yıkmaya çalışmaktadır.
Öyle anlaşılmaktadır ki, ABD bu borcu, Avrupa’nın üzerine yıkacaktır.
Kiev sorununu yaratan, faşistleri iktidar yapan ABD, bedeli ödeyecek olan, AB’dir.
Amerika Avrupa üzerinde başka bir büyük oyun oynamaktadır.
Amerika Avrupa’ya demektedir ki; siz Rusya’ya olan enerji bağımlılığını, ABD’den “kaya gazı alarak” giderin.
Önce, bu kaya gazı balonu ile ilgili bir hususu hatırlatmalıyım.
-Kaya gazı henüz ABD’nin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde değildir. 2016 yılında, bu duruma geleceği varsayılmaktadır. Avusturalya’dan, 800 milyar metre küp gaz satın almaktadır.
-Kaya gazında başka bir sorun, depremler ve çevre sorunudur.
-Bir ton kaya gazı elde etmek için 35 ton temiz su gerekmektedir. Yer altı sistemini bozmaktadır.
Özetle, ha deyince, ortada kaya gazı yoktur. Tesisler yoktur. Yeni yatırımlar gerektirmektedir. Maliyeti de, Rus gazından fazladır.
Bu anlattıklarım, enerji darboğazında olan emperyalist ülkelerin, yeni bir hesaplaşma olmadan yollarına devam edemeyeceğidir.
Amerika Avrupa’ya Rusya ile ticaret yapma diyorsa, bunun yerine koyabileceği bir başka ticari alan göstermesi gerekir.
O ticari alanlar çoktan ucuz ürün satan Çin’in elindedir.
Zaten bu durum değil midir ki; Avrupa ile Amerika’yı karşı karşıya getiren.
*Bazı okurlarım emperyalizm sözcüğünü kullanmamamı, kullanınca başka çağrışımlar yaptığını söylüyorlar. Ne yapayım, bu sözcüğün ifade ettiği anlamı, başka bir sözcükle ifade etmek imkânsızmış gibi geliyor. Emperyalizm sözcüğünden korkmanın da bir anlamı olması gerek.
