Patikadan bozma bir yol yerine, düzenli, geniş ve bakımlı bir yolda gidiyoruz. Otobüsün ön koltuğunda oturuyorum. Köyün çıkışında yanımdaki boş koltuğa, bir yolcu geldi.
Buralı mısınız? Diye sordum.
Tuhaf baktı ve “evet” dedi.
İlk karşılaşacağımız köye kaç saatte ulaşırız? Dedim.
Bilemiyorum, dedi.
Nerede oturuyorsunuz? Dedim.
Biraz ileride kuzey yakada, tepeye yakın düzlükte, dedi ve çadırları gösterdi.
Burada yakında deprem mi oldu ki çadırdasınız? Diye sordum.
Gözleri yarıya açık baktı ve hayır biz devamlı çadırda kalıyoruz, dedi.
Şaşkınlığımı gizleyemedim ve “nasıl,” dedim.
Romen göçeriz, çadırımız sırtımızda, nerede akşam orada sabah. Kalıcı köyümüz ve de yaylamız yoktur, dedi.
Biz de yaylalara göçeriz, fakat kalıcı evlerimiz vardır, dedim.
Çadırda nasıl barınabiliyorsunuz, dedim.
Çadırdan çıkmayız ve önünde ateş yakar, böylece soğuktan korunuruz, dedi. Romen köye gelmeden indi. Çantasını omuzuna astı ve yürüdü.
İnsanlar ne kadar farklı, her ortama uyum gösteriyor. Yaz kış bir çadırda kalmak, kolay olmasa gerek. Çocukların ayakları çıplak karda yağmurda oynuyor. Biz olsak hastalıktan kurtulmayız. Acaba onların vücutları daha dayanıklı mı? Bağışıklık sistemi güçlü mü?
Aklım karışık, bir şeyler bulmaya çalışıyor, fakat kendini tatmin edecek, bir bilgiye ulaşamıyor. Sormakla da elde edilecek bir durum söz konusu değil. Yağmur, kar yiyecek topladı çadırına geldi, düşünmeden edemiyorsun. Nasıl ısınacaksın, üzerin kuruyacak. Sobanın yandığı çadır olmadığına göre, ısınma durumu çok zor. Bu zorluğu nasıl aşıyorlar.
Bunların yarını düşünme diye bir duyguları gelişmemiş mi? Yiyeceklerini nasıl saklıyorlar. Göçebelerin yaşantısı zihnimi allak bullak eti. Onların ne kadar değişken oldukları çöktü zihnime. Bu çöküş beni etkiliyor, onların sosyal yapısını araştırmak isterdim.
Şehir ve Kasabaların varoşlarında, gecekondu ortamında yaşamak, daha kolay değil. Yıllarca hayatlarını gecekonduda sürdüren, insanlara da şaşıyorum. Çünkü ihtiyaçlarını karşılamadan yaşamayı herkes başaramaz.
Gecekondudan çıkıp şehrin lüks semtinde oturmak, her insana nasip olmaz.
Hasan TANRIVERDİ























