Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar İlhan YARDIMCI

Koronavirüs Bir Müsibet mi, Bela mı, Gazap mı, Ayet mi?

İlhan YARDIMCI Yazar İlhan YARDIMCI
08 Haziran 2020
İlhan YARDIMCI
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

GÜL DİKENİ
BİR VİRÜS YENDİ BİZİ
Bir virüs yendi bizi, Teknoloji çâresiz.
Bulalım doğru izi, birlik olun şimdi siz.
Secdeye koy çift dizi, çalışalım hepimiz.
Sabır bekliyor sizi, gür çıksın hep sesimiz.
GEÇER, BUGÜNLER GEÇER; İŞTE GELDİ RAMAZAN.
HAKLA/BÂTILI SEÇER, DİRİLİŞ OLUR ZAMAN.
KEMÂLİ

KORONAVİRÜS BİR MÛSİBET Mİ, BELÂMI, GAZAP MI, AYET Mİ?
Asrın hüsranında dünyayı saran, şu ana kadar yüz binlerce insanın ölümüne sebep olan Koronavirüs vakasından sonra, ağız olanın konuştuğu çeşitli yorumlar yapıldı.
Allah’ın verdiği bir bela, ibret ve musibettir denilirken, yapılan zulümlerin bir cezasıdır, “Kıyamet”, “âyettir” diyenler de oldu.Diyanet İşleri eski başkanı Mehmet Görmez hoca, sosyal medyada paylaştığı videosunda, âyet diyenlerdendi.
”KENDİMİZLE YÜZLEŞMELİYİZ”
”Ne yaptık da Rabbimiz insanlığa bu musibeti verdi, diyoruz.
* Rabbimiz, ayet-i kerimede ‘Başınıza her ne musibet gelirse kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder’ buyuruyor.
* Bu açıdan yeryüzünde yaşayan tüm insanların, hem müslümanların hem de gayrimüslimlerin kendisiyle yüzleşmesi gerekiyor.
* Kendimizi bir muhasebeye tabii tutmamız gerekiyor.
”Yeryüzünde meydana gelen her bir şeyin Allah’ın takdiri ile olduğunu” savunan Erbaş, ”Bizim Cenab-ı Hakk’ın yeryüzünde yaratmış olduğu her şeyden ders ve ibret almamız gerekiyor. Bu bir imtihandır. Bu imtihanı bizim sabırla, metanetle kazanmamız, şerri hayra dönüştürmemiz gerekiyor” .
Olaya Kur’an ve Sünnet cephesinden bakıldığında, hepsinin dedikleri doğrudur. Birinde odaklanıp diğerini görmezden gelmektir. Her ceza, beraberinde ibreti getirir. Cezaya uğrayan kişi, yaptıklarının bedelini öderken bela ve musibeti de tatmaktadır. O musibet, diğer insanlar için de ibret ve âyet/işaret olur. Musibet de sadece işleyen ve seyredenlerle sınırlı kalmaz, kurunun yanında yaşı da içine alır. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurur: “Sadece içinizden zulmedenlere dokunmakla kalmayacak olan fitneden sakının ve bilin ki Allah’ın cezası şiddetlidir.”(8Enfal:25)
Yüce Allah Hayat Kitabımızda hırsızların cezası ile ilgili ne buyuruyor: “Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karşılık bir ceza, Allah’tan bir ibret olarak ellerini kesin.” (5Maide:38).
Görüldüğü gibi ayette جَزَٓاءً بِمَا كَسَبَا /yaptıklarının cezası olarakifadesinin hemen arkasında نَكَالاً مِنَ اللّٰهِ/ Allah’tan bir ibret olarakifadesi kullanılmıştır. O kişi için ceza olan “ellerinin kesilmesi” hem kendisi hem de diğer insanlar için ibrettir, âyettir/işarettir. “Bu suça teşebbüs edenin başına bu bela gelir” işaretini ve mesajını verdiği için âyettir. Allahu Teâlâ Nuh kavmi ile ilgili olarak da; “Nûh kavmini de, Peygamberleri yalanladıkları vakit suda boğduk. Onları insanlara bir ayet/ibret yaptık ve zalimlere elem dolu bir azap hazırladık.” (25Furkan:37) buyurmaktadır. Ayetin “وَجَعَلْنَاهُمْ لِلنَّاسِ اٰيَةً/ “İnsanlar için âyet kıldık” ifadesindeki “âyet” kelimesini bütün tefsir ve mealler, ders almalarını işaret eden bir “ibret” kılma olarak açıklamıştır. Nuh tufanı kâfirlerin kökünü kazıyan bir musibet ve ceza olmasının yanında, sonraki nesiller için de ibret alınması gereken bir âyettir.
Yüce Allah dünyada insanların işledikleri suçlar yüzünden hemen cezalandırmadığını da şöyle buyurur: “Şayet Allah, insanları yaptıklarıyla hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirlenen bir vakte kadar ertelemektedir. Vakitleri gelince Allah, onları cezalandıracaktır. Çünkü Allah kullarını kesinlikle görmektedir.” (35Fatır:45).
“Sakın Allah’ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma; gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları ertelemektedir.” (14İbrahim:42)
Bu ayetlerde Allahu Teâlâ, zalimlerin işledikleri her suçun cezasını dünyada vermediğini belirtirken Şuara suresinde “Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bilecekler” (26Şuarâ:227) buyurarak bir kısmının cezasını da -ahiret cezası bâki olmak üzere- dünyada vermektedir.
Rasûlullah (sav) de “Bulaşıcı hastalık, Allah’ın, dilediği kimseleri kendisiyle cezalandırdığı bir çeşit azaptır.” (Buhârî, Tıb 31; Müslim, Selâm 92-95) buyurmak suretiyle bizi Korona’nın da bir ceza ve azap olduğu sonucuna götürüyor.
Bütün bu deliller ışığında kuşbakışı olarak yukardan olaya bakacak olursak; bugün dünyada özellikle Filistin’de, Suriye’de, Yemen’de ve Irakta yapılan zulümler, bardağı dolum seviyesine getirdi. Myanmar ve Çin’de yapılan zulümler de bardağı taşırdı. En iyisini Allah bilir ama zannı galibimizle söylüyoruz ki Rabbimiz, Çin’in Uygur Müslümanlarına yaptığı zulümden dolayı, “Nasıl bir devrimle devrildiklerini göstermek” için Korona virüsünü Çin’de sahaya sürmüştür. Çünkü Çin Devleti, Uygurlar üzerindeki hâkimiyetini kuvvetlendirmeye karşı en büyük engel olarak, Uygur halkının İslamî kimliğini görüyordu. Halkı İslam’dan vazgeçirmek için her türlü yıldırma ve baskı yöntemini kullanmaktaydı. Asimilasyonu gerçekleştirmek için zorla bir Uygur Müslüman kızı Çinli ile evlendirmeler, tecavüzler, eğitim kamplarında yapılan işkenceler, kızları kaçırıp bilinmeyen yerlere götürmeler ve her Müslüman Uygur’un evine bir Çinli erkek yerleştirmeler, bunların en iğrençlerindendi. Doğu Türkistan’daki halka uygulanan zulmün tek sebebi, halkın Müslüman olmasıdır. Oruç tutmak, namaz kılmak ve evlerde Kur’an bulundurmak, Çin’e göre büyük suçtur.
Bu zulmü dünya da seyretmiştir. Durdurabilme gücünde olanlar da durdurma teşebbüsünde bulunmamıştır. Çünkü Çin, Uzakdoğu’da zulmederken onlar da Ortadoğu’da zulmetmekteydiler. Zulme seyirci kalmak da, zulme ortak olmaktır.
Bütün bunlar, Allah’ın görünmez ordularından kabul etmemiz gereken, cirmi ancak mikroskopla görülen ama cürmü ise dünyayı ayağa kaldıracak ve herkesi kelepçesiz mahkûm olarak evlere tıkacak kadar büyük olan bir virüsle hayata müdahale ettiğini gösterir. Bu sefer Allah, zalimlerin zulmünü ahirete bırakmadan “Nasıl bir devrimle devrildiklerini gösterdi” ve hâlâ dünya belini doğrultamadı, kendine gelemedi. “Bizi kimse durduramaz” diyerek “icat ettikleri güçlerine tapan” müstekbir dünyanın taptıkları ve bir zamanlar Hiroşima’yı yerle bir eden atom bombaları, Filistinli çocuklara attıkları misket bombaları, son model uçak savarları ve tehdit ettikleri nükleer bombaları ile Korona virüsünü yok edemiyorlar. Çünkü vela havle vela kuvvete illa billah/Allah’ın gücünün üstünde bir güç yoktur. Allahu Ekber/Allah en büyüktür.
Bu fitnenin Çin’den başlaması ve onları seyreden Batı ülkelerine dağılması bir tesadüf mü? Hâşâ! Bir yaprak bile dalından Allah’ın bilgisi, iradesi, kudreti ve yaratması olmadan düşmezken, küresel ölçekte cereyan eden büyük bir belanın, kendiliğinden olduğunu iddia etmek, imanımızla çelişmektir. “Efendim bu bir âyettir, işarettir, ibret almamız gerekir” diyerek sadece sonuca odaklanmak, olaya parçacı yaklaşmaktır.
İşte olaya Kur’an bütünlüğü ile baktığımızda -verdiğimiz ayetler çerçevesinde- görürüz ki sebep-sonuç ilişkisiyle bu olay yeryüzünde işlenen zulümler sebebiyle bela, musibet, ceza, ibret ve âyettir. Allah, bu olayın işaret ettiği dersi alarak “Bundan sonra daha iyi yaşanabilir bir dünya, emperyalist düşüncelerden uzak, hakkaniyet ve adalet kurallarına göre ülkelerin birbirleriyle ilişki içinde olmaları” dersini çıkarmamıza fırsat vermiştir. Ayrıca Müslümanlar da özelde kendilerine ders çıkarmaları lazımdır. Tarihte benzeri görülmeyecek şekilde camilerin kapılarını yüzümüze kapatması, Kâbe’nin tavafsız kalması, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Nebevi’nin ziyaretsiz kalması büyük ders olmalı ve hayat normale dönünce camilerimizde cemaat patlaması olmalıdır. Böyle olmazsa olayı iyi okuyamamış ve gereken dersi çıkarmamışız demektir.
Korona olayı; hem bir musibet, hem bir ibret, hem bir ceza, hem bir bela, hem de bir âyet/işarettir. Aksi yorumlar, olaya tek zaviyeden bakmaktır, sadece birinde odaklanıp diğerini görmezden gelmektir. Vesselam. (Musab SEYİTHAN)
Günümüzde bazı kesimler de aynen o zamanlar gibi, virüsü insan eli yapılan bir biyolojik savaş olarak takdim edip ilahi ikaz mahiyetini gündemden düşürmeye çalışıyor. Hatta bazı muhafazakar çevreler de bizzat sebep oldukları bu musibet korkusundan, “üst akıl” gibi akılsızca bahanelerle işi sulandırmaya çalışıyorlar.
Halbuki bu musibet insan hatası ile bilse olsa yine büyük bir ilahi ikazdır.
Corona virüsü ve Dabbetül-Arz olarak yorumlayanlarda var.
Fetih Suresi 7. ayet:
“Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Göklerin ve yerin orduları Allah’a aittir. Yani Allah emir verdiği zaman bütün mahlukat bir ordu hükmüne geçer. Bu ordularla bazen zalim kavimleri ikaz eder, tokatlar.
İşte hava unsuru Allah’ın bir ordusudur:
Kahhar-ı Zülcelal havaya emreder, bir bakarsınız o zayıf gözle görülemeyen hava unsuru bir anda canavar kesilir. Öyle bir hızla eser ki karşısındaki her şeyi yerle bir eder. Fırtına olur, kasırga olur, hortum olur en ağır eşyayı bile alır kaldırır ve yere savurur.
Su unsuru da bir ordudur:
Allah su unsuruna emreder, bir de bakarsınız ki o sakin ve yumuşacık olan su unsuru bir derya olmuş, sel olmuş önüne kattığı her şeyi yıkar geçer.
Ya ateş:
Ateşe de emreder, o her şeyimizi pişiren o faydalı ateş o emirle zalim kavimlerin başında söndürülmez bir bela olur. Karşısına çıkan her şeyi yakar yutar.
Toprak da Allah’ın emrine bakar:
O Kahhar-ı Zülcelal toprağa ve zemine bir emrettiği zaman bu emirle öyle bir coşar ve silkeler ve silkinir ki, en zalim kavimleri bile uyandır ve ayağa kaldırır. Bu silkelenme ile bir de bakarsınız ki o tevazu sahibi toprak bir anda koca şehirleri yıkar geçer.
Bu saydıklarımız gibi Allah’ın diğer mahlukları da böyledir. Uysal ve sakin görünen o mahluklar da emir aldığında bir aslan kesilirler.
Öyle değil mi gerçekten?
İşte çekirgeler: Allah çekirgeye emreder tarlaları talan eder. Kuşlarına emreder zalimlerin başına taş yağdırır. Karıncaya emreder Firavunun sarayını yıkar. Sineğe emreder Nemrut gibi bir zalimi yere serer. Gözle görülmeyen bir mikrobuna emreder Deccal ve Süfyan gibi dehşetli bir zalimin ciğerini söker atar. Bir virüsüne emreder Deccalin kalesi olan koca bir ülkeyi dize getiri, hizaya çeker.
İşte Çin’de yaşanan “Corona virüsü” belasının tanımına tam olarak uymaktadır bu durum. Kainatta tesadüf yoktur. Koca cisimler, güneşler, aylar ve diğer gezegenler Allah’ın emri ile hareket ettiği gibi, atomların etrafında dönen elektronlar da yine O Hakim-i Ezelinin emri doğrultusunda hareket ederler. Cornona virüsü bundan ayrı kalır mı? Elbette ki kalamaz. O virüs de emir tahtında hareket eder. Zalim bir topluluğu ikaz etmek için hayatlarına hücum eder. Bazılarını da yere serer. Ve lisan-ı hali ile insanları doğru yola ve hakka davet eder.
Yazımızı bir şiirle bitirmek istiyorum.
GÖNÜLDEN DAMLALAR (235)
( “MAHKÛM DUYGULAR” LA…)
“Tencere dibin kara, senin ki benden fazla”.
Devletler birbirine, suçu atan salvoyla.
Korona büyük yara, Cihanda var Vâveyla.
Koy kendini yerine, durmadan çek “Lâhavle”.
KARA VARSA KARADIR, “KAPKARA” SONRA GELİR,
KANTARDAKİ DARADIR, HARAM VARSA YÜKSELİR.

Teknoloji ne oldu, Korona Atom bomba.
Mûsibet/Belâ buldu, boşaldı dolu torba.
İnsanlık, Hayat soldu; dolapta kaldı urba.
“Açıkgöz” aptal yoldu, karnında bin tas çorba.
“SAM AMCA” NIN HÂLE BAK, BİNLER ÖLÜ, DAHA VAR.
TECELLİ EDİYOR HAK, HARÂBE/ENKAZ DİYAR.

Avrupa sokakları, bütün eller havada.
Görünen korkakları, ölüm korku yuvada.
Zakkumun budakları, yeşeriyor ovada.
Küfr-ü Şer odakları, gizleniyor obada.
BAŞ ÖRTÜN DEMİŞ TRUMP, ALLAH’IN İŞİNE BAK.
AĞLIYOR İSYAN GRUP; ADALET, CEZA, BU HAK.

Dünya can çekişiyor, hastaneler can dolu.
Arsızlar tepişiyor, yolu Cehennem yolu.
Hak emri pekişiyor, görsene Sağı/Solu.
Hak kitap yetişiyor, kurtuluş Tevhit yolu.
MAYASINA GELECEK; İNSANLIK ARAYIŞTA,
HAK EMRİNİ BİLECEK, İSLAM’I TARAYIŞTA.

Muhalefet var/yok mu, bilen varsa gel beri.
Bozguncu sayı çok mu, çetelede say geri.
Atılan her söz ok mu, dökülse alın teri.
Helâda sulu b.k mu, bozuyorlar ezberi.
CHP. ZÛLÜM DEDİK, KİTAP VAR BELGELERLE.
YAŞAYAN ÖRNEK VERDİK, HAYATİ GÖLGELERLE

Bayrak altında Vatan, dinmeyen Ezanımız.
Vahdet damarda atan, Âşıkla/Ozanımız.
Cânan için can katan, Şairle/Yazanımız.
Toprakta Şehit yatan, Kız/Kardeş/Kuzenimiz.
DÜN BİZİM, BUGÜN BİZİM; YARIN BİZİM OLACAK.
SECDEDE NASIR DİZİM, DEVLET BÂKİ KALACAK.

Geçer, bugünler geçer; neler gördük, ne çektik.
Hızar olur da biçer, Ümit hayal edecek
KEMÂLİ Ecel içer, kalemle tohum ektik.
Aşk, Beraberlik ister, Menzile gidilecek.
MEVLÂ GÖRÜR DE, İSTER; O’NDAN DUAYLA/NİYAZ.
YARAB BİZE YOL GÖSTER, MÛSİBET BİZE İKAZ.
KEMÂLİ
NOT: BU yazımda; çeşitli yazar ve hatiplerin görüşlerinden satır başları aldım.

Paylaş
Etiketler: Allah’ın takdiriinsanlığamusibeti
Önceki Yazı

Mide İlacı KOVİD Belirtilerini Azaltıyor

Sonraki Yazı

Acı mı Acı, Gerçek mi Gerçek Anılar

İlhan YARDIMCI

İlhan YARDIMCI

İlişkili Yazılar

Din ve Ahlak

Hastalar Risalesi Hastalıkla Barışmaya ve Bağışıklık Sistemini Güçlendirir

13 Ocak 2022
5k
Din ve Ahlak

Şikâyet ve Karamsarlık Sonsuzu…

05 Kasım 2021
5k
Anı / Günce

Bir Damla ve Düşündürdükleri

29 Ekim 2021
6.4k
Edebiyat & Sanat

Şikayet!..

26 Ağustos 2021
5k
Sonraki Yazı

Acı mı Acı, Gerçek mi Gerçek Anılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap