Ülkemizin ithal ettiği ve önümüzdeki günlerde de 50 bin ton (iki aylık toplam tüketim) canlı hayvanların kopyalanmış (klonlanmış) olup olmadığı hakkında bir bilgimiz varmı?
Kopyalanmış hayvan ithalatı ülkemizde yasak mı? AB ve ABD’ de yasak mı serbest mi?
Avrupa’ da ve Amerika Birleşik Devletlerinde kopyalanmış canlı hayvan üretimi devam ediyor. Bunların satışında, kesiminde ve etlerinin yenilmesinde, derilerinin kullanılmasında Avrupa Birliği ve ABD kanunlarına göre bir yasak yok!
AB ve ABD sınırları içerisinde üretilen kopyalanmış canlı hayvanlardan süt ve süt ürünlerinin satışında da henüz bir yasaklama yok. Ülkemize AB ülkelerinden henüz süt ithalatına başlanmamakla beraber süper marketlerimiz tereyağı ithal edebilmekteler. Küçük paketler halinde marketlerin sattığı, ithal edilen süt tozlarınında kopyalanmış süt ineklerinden mi yoksa kopyalanmamış süt ineklerinden mi ithal edildikleri meçhul!
FDA (Amerikan Gıda ve İlâç İdaresi) Amerikalı çiftçileri kopyaladıkları hayvanları geçiş dönemi sonuna kadar piyasaya sürmemeleri konusunda uyarmakla Avrupa Birliği’ nin hiç olmazsa bir adım önünde gidiyor. AB ise Kopyalanmış hayvanların kendisine bir yasak getirmeyi düşünürken bu hayvanların yavrularına bir düzenleme getirmeyi düşünmüyor. Avrupa Birliği’ nin EFSA’ sı da şimdilik yasaklasak mı yasaklamasak mı şeklinde beyin jimnastiği yapıyor.
Ülkemizde de canlı hayvan kopyalalamasının (klonlama) yapıldığını bir kaç yıl önce medyamızdan öğrenmiştik. Ezberciyiz, kopyacıyız ya kopyalanmış hayvanların et, süt ve diğer türevlerinin yasaklanıp yasaklanmayacağını AB’ den bekleyeceğiz. Onlar yasaklamazlar ise biz de de yasak olmayacak.
Ülkemizde klonlama yapabilen ilim adamlarımız var iken klonlanmış canlı hayvanların et,süt ve süt ürünlerinin insan sağlığına uygun olup olmayacağının klinik araştırmasını yapacak ilim adamımız yok mudur? Ülkemizde deney fareleri de mi yoktur. Tıp Fakültelerimiz,Veteriner Fakültelerimiz ve sevgili Tubitak’ ımız da var.
Avrupanın bize direktifini bekliyoruz: Ye-Ye me!
Gıdamızdan sorumlu Tarım Bakanlığımızın UGKK ( Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu) maşallah hiç aldırış etmiyor. Gerçi UGKK’ nun araştırma yapılması için emir verme gibi bir yetkisi yok ama düzenleme yapması için yetkisi vardır.
Tarım Bakanlığına şöyle bir soru sorsak; EBK’ nun bu güne kadar yaptığı canlı hayvan ithalatıyla getirilen canlı hayvanların kopyalamamı yoksa orjinal canlı hayvanlardan mı oldukları konusunda bir testleri olmuşmudur? Gerçi EBK’ nun teknik ve idari şartnamesinde kopyalanmış canlı hayvanlarla ilgili bir yasağı biz göremedik.
EBK, ABD (Teksas, Alabama ve Washington eyaletleri hariç), Brezilya ( Parana bölgesi hariç), Uruguay, Arjantin ( Corrientes ve Misiones bölgeleri hariç), Sili, Yeni Zelanda, Avustralya, İzlanda, Norveç, Estonya, Litvanya, Letonya ve Macaristan gibi ülkelerden 50 bin tonluk canlı hayvan ithalatı yapmak için açtığı ihale şartnamesinde de kopyalanmış hayvanlarla ilgili bir yasak ibaresi de yok!
50 bin tonluk canlı hayvan ithalatı ülkemizin 2 aylık tüketimine eş değerdir. Yani yerli besicilerimiz iki ay hiç canlı hayvan kesmeseler ithal edilecek hayvanların etleri iki ay tüketicilere yedirilecek!
İthal edilen hayvanlar örneklem metodu (%5) ile kontrol ediliyor. Yani her birinin kan ve idrar tahlilleri yapıldığı bir kontrolden geçmiyor.
Türkiye Veteriner Odaları Merkez Birliği ilk et ithal kararı arefesinde boşuna uyarı yapmadı!
Tüketiciler; Helal Sertifikasyon Kuruluşlarının kopyalanmış hayvanların etleri, süt ve süt ürünleri konusunda nasıl bir sertifika düzenleyebileceklerini doğrusu merak ediyor! Yoksa bunların ürünlerinin helal mı haram mı olduğunu Diyanet İşleri Başkanlığı’ mıza mı sorsak ! Farazi: Suudi Arabistan ülkemizden helal sertifikalı et sucuğu istese, et sucuğunu ithal etten imal edilidiğini Ülkemizin helal sertifika sertifika kuruluşları o etin canlı hayvanının kopyalanmıştan yapılıp yapılmadığını nasıl test edecekler, bu da merak konusu.
Tüketicilerimize ucuz et yedirme sevdası ile yabancı ülke çiftçilerinin karnını doyurmanın ne alemi var. Tüketicilerimiz Türk Vatandaşı, peki Üreticiler kimin vatandaşı?
Ey Ülkemin Tüketicileri: İthal ete hayır. Hayvansal proteinlerden çiğ süte, pastörize süte, pastörize sütten, çiğ sütten yapılmış peynire, tereyağına devam edelim.
Ramazanda da olsa yediğiniz her lokma ithal et, ülkemiz üreticilerini iflasında bir adımdır. ‘’ Et ithal edilsin’’ yaygaraları kopartanlara bir şamar vurun.
Kopyalanıp kopyalanmadığı, deli dana mı, akıllı dana mı hastalığı olup olmadığı meçhul etleri marketlerin buzdalaplarında kalsın!
Zaten ayda 5 liracıklık et alıyorduk, onu da alıvermeyebiliriz.
http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri
benim şahsen büyük alış veriş mağazalarına büyük firmalara hiç güvenim kalmadı . küçük bir kasabada, ineği olan bir komşumdan aldığım süt ve süt ürünü , komşumdan aldığım yumurta, ve küçük bir bakkal , özlemini çektiğim , hayallerim oldu.
İthal et değil, hiç et yemeyelim? Transgenik mısırla, antibiyotikle, sığır etinden yapılan yemle karnı doldurulan sığır ve tavuk bana iyi gelmez, dokunur. Ben canımı sokakta bulmadım, plastik eti, tavuğu eve sokmuyorum. Yerlisi, yabancısı hiç farketmez.