Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nurullah AYDIN

Konuşanlar, Sorgulayanlar ve Yazanlar

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN Yazar Öğr.Gör. Nurullah AYDIN
05 Aralık 2012
Nurullah AYDIN
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
Günümüzde değil tarih boyunca insanla özdeşleşmiş sözcükler vardır. Sadık, dalkavuk, yağcı, itaatkar-asi, şaklaban, fırdöndü, yalaka, onurlu, gibi
İktidar-güç ise insanların vazgeçemediği ido'dur. Siyasette, iktisatta, sosyal hayatta, kültür hayatında değişmez bu olgu. Güçlü olmak iktidar sahibi olmak teba oluşturmak, Bu bazı kesimlerde sadık eleman ya da biat edenler olarak da ifade edilir. Hatta bazen biat kültüründen bahsedilir.

Çoğu kez iktidar gidince güç sarsılınca sadakat ta gevşeme ve nihayet ihanetler başlar. Geçmişteki bağlılık yerini zıt düşünce ve davranışa bırakır.

Bu nedenle iktidar ve güç değişkendir. Ortama, zamana, kişiye göre değişir.

Hatta güçlü iktidar sahibinde mi yoksa bu özelliklere sahip olana biat edende mi? Sadakat ne amaçladır? Çoğu kez bu göz ardı edilir. Kişiler genellikle çıkar amaçlı bağlılık gösterisinde bulunur, Çıkarına dokunulduğu anda o artık düşmandır. Kirli çamaşırlar birer birer serilir öne.

O bakımdan tarih; övgü ve yergileriyle bu kişilerin öyküleriyle doludur. Bunları sonraki nesillere yazarlar aktarır.

Yazarlık; diğer insanlardan farklı olmaktır. Bu fark kendisini yazarın kaydeden ve hatırlayan insan olmasında gösterir. Ama yazarlık, aynı zamanda hatırlatan insan olmayı da içerir.

Bugünün dünyası görsel bir kültüre dayanıyor. Görselliğin bu hâkimiyetine karşın, görmek değil öne çıkan, sadece bakmak. Yazarlar onu yapıyor: Baktığımız, yanımızdan geçen, bize sürtünen ama görmediğimiz şeyleri gösteriyor bize; yani, hatırlatıyor.

Her şeyi kullanıp attığımız bir kâğıt mendile dönüştürdüğümüz bugünün dünyasında göstermek ve hatırlatmak başlı başına bir eylem, siyasal ama bir o kadar da insani!

O zaman ister istemez şeylerin dünyasına dalıyoruz. Mevsimler, zaman, insanlar, müzik, kentler, anılar ve hatırlamalar yazarların konusu!

İnsani olan hiçbir şeyin yabancı olmadığı bir dünyadan derlenmiş, söz, yazı, görüntü üçgeninde somutlaşmış bir yazı herhangi bir yazı olabilir mi?

Odada oturan: bakıyor ve gösteriyor mu, bakılıp görülüyor mu?

Yazının ve sözün bilmecesi; çözümü insan!

Yaşamda hemen her şey zıddı ile tanımlanır. Siyah-beyaz, iyi-kötü, güzel-çirkin, cennet cehennem, karakterli-karaktersiz, dürüst-sahtekar, namuslu-namussuz, iffetli-iffetsiz, ahlaklı-ahlaksız. Bunları çoğaltmak mümkün!

Günlük dilde sıkça kullandığımız kelimeler bunlar olmakla birlikteki, kişileri ve olayları tanımlamalarımızı bunlar belirler.

Her şeye rağmen dost kalabilmek, inadına o, her şeye rağmen o diyebilmek.

Okuyucuyla dostluk köprüsü, yazılarla ama doğru, gerçek içerikle kurulur.

Medyanın kamuoyunu bilgilendirme işlevinde ve yanıltıcı bilgilerin rekabet ortamında, dostlukları bile bir tarafa bırakan acımasız gerçekler dünyasını aktarması.

Ya da; yılların tecrübesi ile gözlemlerini şiirimsi anlatım diliyle yazıya dökmesi, böyle bir algılama nedeni.

Kalıcı olan; yazılar, yazarlar ve dostluklardır. İrdelenmesi gereken temel konu; yazıyla bütünleşen yazarların, toplumu aydınlatmada bilgilendirmedeki yeri ve rolüdür.

Peki ama toplumun emeğini sömüren sloganlarla kitleleri uyuşturanların etkisini ne yapacağız? Siyasetçi hesap vermez. Denir ki siyasetçi dokunulmazdır. Onun cezasını halk sandıkta oyu ile verir. Bütün vatandaşlar adalet önünde hesap verirken ayrıcalıklı sınıf siyasetçiler hesap vermez duruma getirildi.. Peki ama bu nasıl oldu? Demokrasi denilen uyuşturucu sistemle.

Sorgulamamız gereken hukuk devleti olmadan demokrasinin olamayacağı değil mi?

Günün Sözü; Ağızdan çıkan sözün sahibisin ama yazıya aktarılan sözcüklerin esirisin.

Günümüzde değil tarih boyunca insanla özdeşleşmiş sözcükler vardır. Sadık, dalkavuk, yağcı, itaatkar-asi, şaklaban, fırdöndü, yalaka, onurlu, gibi
İktidar-güç ise insanların vazgeçemediği ido'dur. Siyasette, iktisatta, sosyal hayatta, kültür hayatında değişmez bu olgu. Güçlü olmak iktidar sahibi olmak teba oluşturmak, Bu bazı kesimlerde sadık eleman ya da biat edenler olarak da ifade edilir. Hatta bazen biat kültüründen bahsedilir.

Çoğu kez iktidar gidince güç sarsılınca sadakat ta gevşeme ve nihayet ihanetler başlar. Geçmişteki bağlılık yerini zıt düşünce ve davranışa bırakır.

Bu nedenle iktidar ve güç değişkendir. Ortama, zamana, kişiye göre değişir.

Hatta güçlü iktidar sahibinde mi yoksa bu özelliklere sahip olana biat edende mi? Sadakat ne amaçladır? Çoğu kez bu göz ardı edilir. Kişiler genellikle çıkar amaçlı bağlılık gösterisinde bulunur, Çıkarına dokunulduğu anda o artık düşmandır. Kirli çamaşırlar birer birer serilir öne.

O bakımdan tarih; övgü ve yergileriyle bu kişilerin öyküleriyle doludur. Bunları sonraki nesillere yazarlar aktarır.

Yazarlık; diğer insanlardan farklı olmaktır. Bu fark kendisini yazarın kaydeden ve hatırlayan insan olmasında gösterir. Ama yazarlık, aynı zamanda hatırlatan insan olmayı da içerir.

Bugünün dünyası görsel bir kültüre dayanıyor. Görselliğin bu hâkimiyetine karşın, görmek değil öne çıkan, sadece bakmak. Yazarlar onu yapıyor: Baktığımız, yanımızdan geçen, bize sürtünen ama görmediğimiz şeyleri gösteriyor bize; yani, hatırlatıyor.

Her şeyi kullanıp attığımız bir kâğıt mendile dönüştürdüğümüz bugünün dünyasında göstermek ve hatırlatmak başlı başına bir eylem, siyasal ama bir o kadar da insani!

O zaman ister istemez şeylerin dünyasına dalıyoruz. Mevsimler, zaman, insanlar, müzik, kentler, anılar ve hatırlamalar yazarların konusu!

İnsani olan hiçbir şeyin yabancı olmadığı bir dünyadan derlenmiş, söz, yazı, görüntü üçgeninde somutlaşmış bir yazı herhangi bir yazı olabilir mi?

Odada oturan: bakıyor ve gösteriyor mu, bakılıp görülüyor mu?

Yazının ve sözün bilmecesi; çözümü insan!

Yaşamda hemen her şey zıddı ile tanımlanır. Siyah-beyaz, iyi-kötü, güzel-çirkin, cennet cehennem, karakterli-karaktersiz, dürüst-sahtekar, namuslu-namussuz, iffetli-iffetsiz, ahlaklı-ahlaksız. Bunları çoğaltmak mümkün!

Günlük dilde sıkça kullandığımız kelimeler bunlar olmakla birlikteki, kişileri ve olayları tanımlamalarımızı bunlar belirler.

Her şeye rağmen dost kalabilmek, inadına o, her şeye rağmen o diyebilmek.

Okuyucuyla dostluk köprüsü, yazılarla ama doğru, gerçek içerikle kurulur.

Medyanın kamuoyunu bilgilendirme işlevinde ve yanıltıcı bilgilerin rekabet ortamında, dostlukları bile bir tarafa bırakan acımasız gerçekler dünyasını aktarması.

Ya da; yılların tecrübesi ile gözlemlerini şiirimsi anlatım diliyle yazıya dökmesi, böyle bir algılama nedeni.

Kalıcı olan; yazılar, yazarlar ve dostluklardır. İrdelenmesi gereken temel konu; yazıyla bütünleşen yazarların, toplumu aydınlatmada bilgilendirmedeki yeri ve rolüdür.

Peki ama toplumun emeğini sömüren sloganlarla kitleleri uyuşturanların etkisini ne yapacağız? Siyasetçi hesap vermez. Denir ki siyasetçi dokunulmazdır. Onun cezasını halk sandıkta oyu ile verir. Bütün vatandaşlar adalet önünde hesap verirken ayrıcalıklı sınıf siyasetçiler hesap vermez duruma getirildi.. Peki ama bu nasıl oldu? Demokrasi denilen uyuşturucu sistemle.

Sorgulamamız gereken hukuk devleti olmadan demokrasinin olamayacağı değil mi?

Günün Sözü; Ağızdan çıkan sözün sahibisin ama yazıya aktarılan sözcüklerin esirisin.

Günümüzde değil tarih boyunca insanla özdeşleşmiş sözcükler vardır. Sadık, dalkavuk, yağcı, itaatkar-asi, şaklaban, fırdöndü, yalaka, onurlu, gibi
İktidar-güç ise insanların vazgeçemediği ido'dur. Siyasette, iktisatta, sosyal hayatta, kültür hayatında değişmez bu olgu. Güçlü olmak iktidar sahibi olmak teba oluşturmak, Bu bazı kesimlerde sadık eleman ya da biat edenler olarak da ifade edilir. Hatta bazen biat kültüründen bahsedilir.

Çoğu kez iktidar gidince güç sarsılınca sadakat ta gevşeme ve nihayet ihanetler başlar. Geçmişteki bağlılık yerini zıt düşünce ve davranışa bırakır.

Bu nedenle iktidar ve güç değişkendir. Ortama, zamana, kişiye göre değişir.

Hatta güçlü iktidar sahibinde mi yoksa bu özelliklere sahip olana biat edende mi? Sadakat ne amaçladır? Çoğu kez bu göz ardı edilir. Kişiler genellikle çıkar amaçlı bağlılık gösterisinde bulunur, Çıkarına dokunulduğu anda o artık düşmandır. Kirli çamaşırlar birer birer serilir öne.

O bakımdan tarih; övgü ve yergileriyle bu kişilerin öyküleriyle doludur. Bunları sonraki nesillere yazarlar aktarır.

Yazarlık; diğer insanlardan farklı olmaktır. Bu fark kendisini yazarın kaydeden ve hatırlayan insan olmasında gösterir. Ama yazarlık, aynı zamanda hatırlatan insan olmayı da içerir.

Bugünün dünyası görsel bir kültüre dayanıyor. Görselliğin bu hâkimiyetine karşın, görmek değil öne çıkan, sadece bakmak. Yazarlar onu yapıyor: Baktığımız, yanımızdan geçen, bize sürtünen ama görmediğimiz şeyleri gösteriyor bize; yani, hatırlatıyor.

Her şeyi kullanıp attığımız bir kâğıt mendile dönüştürdüğümüz bugünün dünyasında göstermek ve hatırlatmak başlı başına bir eylem, siyasal ama bir o kadar da insani!

O zaman ister istemez şeylerin dünyasına dalıyoruz. Mevsimler, zaman, insanlar, müzik, kentler, anılar ve hatırlamalar yazarların konusu!

İnsani olan hiçbir şeyin yabancı olmadığı bir dünyadan derlenmiş, söz, yazı, görüntü üçgeninde somutlaşmış bir yazı herhangi bir yazı olabilir mi?

Odada oturan: bakıyor ve gösteriyor mu, bakılıp görülüyor mu?

Yazının ve sözün bilmecesi; çözümü insan!

Yaşamda hemen her şey zıddı ile tanımlanır. Siyah-beyaz, iyi-kötü, güzel-çirkin, cennet cehennem, karakterli-karaktersiz, dürüst-sahtekar, namuslu-namussuz, iffetli-iffetsiz, ahlaklı-ahlaksız. Bunları çoğaltmak mümkün!

Günlük dilde sıkça kullandığımız kelimeler bunlar olmakla birlikteki, kişileri ve olayları tanımlamalarımızı bunlar belirler.

Her şeye rağmen dost kalabilmek, inadına o, her şeye rağmen o diyebilmek.

Okuyucuyla dostluk köprüsü, yazılarla ama doğru, gerçek içerikle kurulur.

Medyanın kamuoyunu bilgilendirme işlevinde ve yanıltıcı bilgilerin rekabet ortamında, dostlukları bile bir tarafa bırakan acımasız gerçekler dünyasını aktarması.

Ya da; yılların tecrübesi ile gözlemlerini şiirimsi anlatım diliyle yazıya dökmesi, böyle bir algılama nedeni.

Kalıcı olan; yazılar, yazarlar ve dostluklardır. İrdelenmesi gereken temel konu; yazıyla bütünleşen yazarların, toplumu aydınlatmada bilgilendirmedeki yeri ve rolüdür.

Peki ama toplumun emeğini sömüren sloganlarla kitleleri uyuşturanların etkisini ne yapacağız? Siyasetçi hesap vermez. Denir ki siyasetçi dokunulmazdır. Onun cezasını halk sandıkta oyu ile verir. Bütün vatandaşlar adalet önünde hesap verirken ayrıcalıklı sınıf siyasetçiler hesap vermez duruma getirildi.. Peki ama bu nasıl oldu? Demokrasi denilen uyuşturucu sistemle.

Sorgulamamız gereken hukuk devleti olmadan demokrasinin olamayacağı değil mi?

Günün Sözü; Ağızdan çıkan sözün sahibisin ama yazıya aktarılan sözcüklerin esirisin.

Günümüzde değil tarih boyunca insanla özdeşleşmiş sözcükler vardır. Sadık, dalkavuk, yağcı, itaatkar-asi, şaklaban, fırdöndü, yalaka, onurlu, gibi
İktidar-güç ise insanların vazgeçemediği ido'dur. Siyasette, iktisatta, sosyal hayatta, kültür hayatında değişmez bu olgu. Güçlü olmak iktidar sahibi olmak teba oluşturmak, Bu bazı kesimlerde sadık eleman ya da biat edenler olarak da ifade edilir. Hatta bazen biat kültüründen bahsedilir.

Çoğu kez iktidar gidince güç sarsılınca sadakat ta gevşeme ve nihayet ihanetler başlar. Geçmişteki bağlılık yerini zıt düşünce ve davranışa bırakır.

Bu nedenle iktidar ve güç değişkendir. Ortama, zamana, kişiye göre değişir.

Hatta güçlü iktidar sahibinde mi yoksa bu özelliklere sahip olana biat edende mi? Sadakat ne amaçladır? Çoğu kez bu göz ardı edilir. Kişiler genellikle çıkar amaçlı bağlılık gösterisinde bulunur, Çıkarına dokunulduğu anda o artık düşmandır. Kirli çamaşırlar birer birer serilir öne.

O bakımdan tarih; övgü ve yergileriyle bu kişilerin öyküleriyle doludur. Bunları sonraki nesillere yazarlar aktarır.

Yazarlık; diğer insanlardan farklı olmaktır. Bu fark kendisini yazarın kaydeden ve hatırlayan insan olmasında gösterir. Ama yazarlık, aynı zamanda hatırlatan insan olmayı da içerir.

Bugünün dünyası görsel bir kültüre dayanıyor. Görselliğin bu hâkimiyetine karşın, görmek değil öne çıkan, sadece bakmak. Yazarlar onu yapıyor: Baktığımız, yanımızdan geçen, bize sürtünen ama görmediğimiz şeyleri gösteriyor bize; yani, hatırlatıyor.

Her şeyi kullanıp attığımız bir kâğıt mendile dönüştürdüğümüz bugünün dünyasında göstermek ve hatırlatmak başlı başına bir eylem, siyasal ama bir o kadar da insani!

O zaman ister istemez şeylerin dünyasına dalıyoruz. Mevsimler, zaman, insanlar, müzik, kentler, anılar ve hatırlamalar yazarların konusu!

İnsani olan hiçbir şeyin yabancı olmadığı bir dünyadan derlenmiş, söz, yazı, görüntü üçgeninde somutlaşmış bir yazı herhangi bir yazı olabilir mi?

Odada oturan: bakıyor ve gösteriyor mu, bakılıp görülüyor mu?

Yazının ve sözün bilmecesi; çözümü insan!

Yaşamda hemen her şey zıddı ile tanımlanır. Siyah-beyaz, iyi-kötü, güzel-çirkin, cennet cehennem, karakterli-karaktersiz, dürüst-sahtekar, namuslu-namussuz, iffetli-iffetsiz, ahlaklı-ahlaksız. Bunları çoğaltmak mümkün!

Günlük dilde sıkça kullandığımız kelimeler bunlar olmakla birlikteki, kişileri ve olayları tanımlamalarımızı bunlar belirler.

Her şeye rağmen dost kalabilmek, inadına o, her şeye rağmen o diyebilmek.

Okuyucuyla dostluk köprüsü, yazılarla ama doğru, gerçek içerikle kurulur.

Medyanın kamuoyunu bilgilendirme işlevinde ve yanıltıcı bilgilerin rekabet ortamında, dostlukları bile bir tarafa bırakan acımasız gerçekler dünyasını aktarması.

Ya da; yılların tecrübesi ile gözlemlerini şiirimsi anlatım diliyle yazıya dökmesi, böyle bir algılama nedeni.

Kalıcı olan; yazılar, yazarlar ve dostluklardır. İrdelenmesi gereken temel konu; yazıyla bütünleşen yazarların, toplumu aydınlatmada bilgilendirmedeki yeri ve rolüdür.

Peki ama toplumun emeğini sömüren sloganlarla kitleleri uyuşturanların etkisini ne yapacağız? Siyasetçi hesap vermez. Denir ki siyasetçi dokunulmazdır. Onun cezasını halk sandıkta oyu ile verir. Bütün vatandaşlar adalet önünde hesap verirken ayrıcalıklı sınıf siyasetçiler hesap vermez duruma getirildi.. Peki ama bu nasıl oldu? Demokrasi denilen uyuşturucu sistemle.

Sorgulamamız gereken hukuk devleti olmadan demokrasinin olamayacağı değil mi?

Günün Sözü; Ağızdan çıkan sözün sahibisin ama yazıya aktarılan sözcüklerin esirisin.

Paylaş
Etiketler: bağlılıkçıkar amaçlıdalkavukfırdöndüitaatkar-asionurlusadıkşaklabanYAĞCIyalaka
Önceki Yazı

Yozlaşan Demokrasi ve Çirkinleşen Politika

Sonraki Yazı

2013 Kara Yılan Yılı

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN

İlişkili Yazılar

Nurullah AYDIN

İktidar Savaşı ve Propaganda

19 Kasım 2018
5.1k
Nurullah AYDIN

İktidar Savaşı ve Propaganda

19 Ekim 2018
5k
Nurullah AYDIN

Siyasal/Ekonomik Şekillendirme

10 Ekim 2018
5k
Nurullah AYDIN

ABD-NATO ve Türkiye

04 Ekim 2018
5k
Sonraki Yazı

2013 Kara Yılan Yılı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap