Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Kolesterol Teorisi Bir Pazarlama Harikasıdır

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA Yazar Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA
26 Ekim 2013
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kolesterol teorisinin koca bir yalan olduğunu, yanlış beslenme tavsiyeleriyle milyonlarca insanın obez-diyabet ve kalp hastası yapıldıklarını, kolesterol düşürücü ilaçların işe yaraması bir tarafa telafisi imkânsız zararlara yol açtığını görenler bilim adamlarının sayısı her geçen gün artıyor.

Dünyanın muteber tıp dergilerinden BMJ’ ın (British Medical Journal) son sayısında yer alan bir makalede, “kardiyo-vasküler hastalıkları azaltmak için doymuş yağların diyetten çıkarılmasının yanlış olduğu, yağ tüketiminin azaltılmasıyla obezitenin arttığı, milyonlarca insana gereksiz yere kolesterol düşürücü ilaç verildiği” vurgulanıyor.kolesterol yalanı 1

Kolesterol yalanlarına hâlâ inanmaya devam edenleri Allah uyandırsın demekten başka bir şey gelmiyor elimden.

İşte BMJ’ deki “Esas mesele doymuş yağlar değildir” (Saturated fat is not the major issue) başlıklı makale:

Bilim adamları, evrensel olarak birçok fast food, unlu mamul ve margarinlerde bulunan trans yağların enflamatuar olaylarla kalp-damar hastalıkları riskini artırdığını kabul ederler (1).

Ancak “doymuş yağ” başka bir hikâyedir.

“Doymuş yağların kalp-damar hastalıkları riskini azaltmak için azaltılması gerektiği” mantrası neredeyse 40 seneden beri diyet tavsiyeleri ve kılavuzlarına hükmetmiş idi.

Bilimsel deliller şimdi bu tavsiyenin “paradoks” olarak kalp-damar risklerimizi artırdığını gösteriyor.

Ayrıca, iktidarın milyonlarca insanın statinlerle (kolesterol ilaçları) aşırı tedavilerine sebep olan total kolesterol obsesyonu, dikkatimizi ateroskleroza (damar sertliği) sebep olan dislipidemilerin daha tehlikeli risk faktörlerinden uzaklaştırdı.

Doymuş yağlar, Ancel Keys’ in 1970’ deki çığır açan “yedi ülke” çalışmasından bu yana öcü ile korkutuldu (2).

Bu çalışmada koroner kalp hastalığı ensidansı ile total kolesterol konsantrasyonları arasında bir ilişki olduğu ve daha sonra bunun doymuş yağlar tarafından sağlanan enerji ile de münasebeti bulunduğu sonucuna varılmıştı ama “ilişki, illiyet mânâsına gelmiyordu”.

Buna rağmen, yağ alımını total enerjinin yüzde 30’ una ve doymuş yağları yüzde 10’ a indirmemiz tavsiye edildi (3).

Kalp-damar hastalıkları risklerine en büyük tesiri olan diyetteki doymuş yağların LDL-kolesterolü (kötü kolesterol) yükselttiğine inanılıyordu.

Şimdi, doymuş yağ alımının azaltılmasıyla LDL-kolesteroldeki azalma büyük (tip A) LDL-partikülleri için spesifik olduğu ama gerçekte kalp-damar hastalıklarından asıl sorumlunun karbonhidrat alımıyla ilişkili olan küçük ve yoğun (tip B) partikülleri olduğu anlaşıldı (4).

Gerçekten de yeni ileri dönük kohort çalışmaları doymuş yağ alımı ile kardiyo-vasküler riskler arasında anlamlı bir ilişki olmadığını destekliyor (5).

Bunun yerine doymuş yağların “koruyucu” oldukları bulundu.

Doymuş yağların kaynağı önemli olabilir.

Süt ürünleri örnek olarak A ve D vitaminlerini sağlar.

D vitamini eksikliği ve anlamlı derecede artmış kardiyo-vasküler mortalite riski arasındaki bağlantının yanı sıra, süt ürünlerinde çoğunlukla bulunan kalsiyum ve fosforun tansiyon düşürücü etkileri, kardiyo-vasküler risklerle ters ilişkiye katkı yapabilir (6, 7, 8).

Bir araştırmada, kanda esas olarak süt ürünlerinde bulunan yüksek trans-palmitoleik asit miktarlarının, yüksek konsantrasyonlardaki yüksek dansiteli lipoproteinlerle, düşük trigliserit ve C reaktif protein (CRP) seviyeleriyle, azalmış ensülin direnciyle ve erişkinlerde düşük diyabet ensidansıyla bağlantılı olduğunu gösterdi (9).

Doymuş yağın ana kaynaklarından biri de kırmızı ettir.

Kırmızı etin değil, işlenmiş etin koroner kalp hastalığı ve diyabetle ilişkisi vardır ki bu prezervatif olarak kullanılan tuz ve nitratlarla açıklanabilir (10).

Yağın adının kötüye çıkmasının sebebi, protein ve karbonhidratlara göre daha fazla enerji vermesidir ama biyokimyacı Richard Feinmann ve nükleer fizikçi Eugene Fine tarafından termodinamik ve farklı diyet kompozisyonlarının metabolik avantajları üzerine çalışmaları vücudun farklı besin ögelerini aynı şekilde metabolize etmediğini gösterdi (11).

Kekwick ve Pawan tarafından yapılan ilk obezite çalışmaları 1956’ da Lancet’ de yayınlandı (12).

Bunlar, yüzde 90 yağ, yüzde 90 protein ve yüzde 90 karbonhidratlı diyet uygulayan grupları kıyasladılar ve en fazla kilo kaybının yağ tüketen grupta gerçekleştiğini gördüler ve diyet kompozisyonunun diyetteki kalori miktarından daha mühim olduğu sonucuna vardılar.

“Kalori, kalori değildir” teorisi JAMA’ da yayınlanan yeni bir çalışmada da desteklendi; “düşük yağlı” diyetin enerji sarfında en büyük azalmaya yol açtığı ve düşük karbonhidrat ve düşük glisemik endeksli diyetlere göre artmış ensülin direncine sebep olduğu tespit edildi (13).

USA’ da son 30 senede mutlak yağ tüketimi aynı kalırken, tüketilen yağlardaki enerji oranı yüzde 40’ dan yüzde 30’a indi ama obezite zirve yaptı.

Bir sebep şu: Yağ alınınca yiyeceklerin tadı kalmıyor.

Gıda endüstrisi, bu tatsızlığı doymuş yağların yerine şeker ilave ederek gidermeye çalıştı.

Metabolik sendrom (hipertansiyon, disglisemi, trigliserit yüksekliği, düşük HDL-kolesterol ve artmış göbek çevresi) için şekerin bağımsız bir risk faktörü olduğunu gösteren bilimsel deliller artıyor.

Daha önceki nesillerde kardiyo-vasküler hastalıklar büyük ölçüde bir başınaydı ama şimdi kalp krizi geçirenlerin üçte ikisinin gerçekten metabolik sendromu olmasına karşılık bunların yüzde 75’ inin total kolesterol seviyeleri normal bulunuyor (14).

Bu, kolesterolün tek problem olmamasından dolayı olabilir mi?

Framingham kalp çalışması kolesterolün koroner damar hastalığı için bir risk faktörü olduğunu takdis etmesi, statinleri USA’ da en fazla yazılan ikinci ilaç mertebesine yükseltti.

İngiltere’ de 8 milyon insan düzenli olarak statin alıyor; on sene evvel bu rakam 5 milyon idi.

Her sene 60 milyon statinin reçete edildiği hesaba katıldığında, bu ilaçların kardiyo-vasküler mortalitenin azalmasına ilave etkisinin olup olmadığını, sigara içilmesinin azalması ve primer anjiyoplastinin etkilerinden ayırmak güçtür (15).

Yüksek kolesterolün koroner damar hastalığı için önemli bir risk faktörü olduğuna dair yaygın inanışa rağmen, sağlıklı insanlarda yapılan birçok bağımsız çalışma düşük total kolesterolün kardiyo-vasküler ve kalp dışı mortalite ile bağlantılı olduğunu ortaya koydu.

Bu sonuçlar, yüksek kolesterolün sağlıklı insanlar için risk faktörü olmadığını gösteriyor (16, 17, 18).

Statin kullanan 150 bin hastadan oluşan yeni bir “gerçek dünya” çalışması bu ilaçların “kabul edilemez” yan etkileri olduğunu ortaya koydu.

Katılanların yüzde 20’ sinde kas ağrısı, mide bulantısı, uyku ve hafıza bozukluğu, sertleşme problemleri gibi tedavinin kesilmesini gerektiren yan etkiler görüldü (19).

Bu, kas ağrısı ve miyopati gibi önemli yan etkilerin sadece 10 binde 1 kişide görüldüğünü bildiren majör statin çalışmalarıyla da büyük ölçüde çatışıyor.

Ağırlıklı olarak endüstri tarafından desteklenen bir meta-analizde statin kullanan 60-70 yaşları arasında düşük risk grubundaki kişilerde bir senede bir kardiyo-vasküler olayı önlemek için tedavi edilmesi gereken hasta sayısı (NNT: number needed to treat) 345 olarak bildirildi (20).

Statinler için en kuvvetli kanıta dayalı deliller ikincil korumadadır; kalp krizi geçiren her hastaya statinlerin “anti-enflamatuar veya pleiotropik etkilerinden dolayı total kolesterol seviyeleri dikkate alınmadan maksimum dozda tedavi verilir.

Bu grupta 5 senelik mortalite için NNT 83’ dür.

Bu, her hastanın az da olsa faydalandığı manasına gelmez, 82 kişinin hiçbir yarar görmediğini gösterir (21).

Başka hiçbir kolesterol düşürücü ilacın mortalite bakımından bir faydasının olmaması, statinlerin yararının kolesterol seviyesine olan etkilerinden bağımsız olduğu hipotezini destekliyor.

Kalp krizi geçirdikten sonra Akdeniz diyetinin uygulanması, mortaliteyi azaltmada statin almaya göre 3 misli daha etkilidir.

Yakın bir zaman önce yayınlanan PREDIMED çalışması zamanından önce sonlandırıldı, çünkü yüksek riskli kişilerde Akdeniz diyetinin düşük yağlı diyete oranla kardiyo-vasküler olaylarda yüzde 30 düzelme sağladığı görüldü (22).

İlaç tedavisi semptomları azaltabilir ama fizyo-patolojiyi değiştiremez.

Doktorlar prevansiyonu da tedavi gibi sahiplenmelidir.

Doymuş yağların kalp hastalıklarındaki rolüyle alakalı efsaneyi yıkmanın ve obeziteye sebep olan zararlı diyet tavsiyelerini kırmanın zamanı gelmiştir.

İsveç doğru yolu buldu

“Büyük Kolesterol Yalanı” isimli kitabın yazarı Dr. Malcolm Kendrick şunları söylüyor:

“İsveç, düşük yağlı diyeti reddeden milli beslenme kılavuzu oluşturan ilk Batılı ülke oldu.

İsveç’ te, düşük yağlı diyet yerine az karbonhidratlı çok yağlı besinler tavsiye ediliyor.

İsveç Sağlık teknolojisi Kurumu, yağdan zengin diyetin diyabetin esas sebebi olan ensülin direncinin kan şekerini düzelttiğini, trigliseritleri azalttığını, iyi kolesterolü artırdığını, kilo verme dahil faydalı etkileri olduğunu bildirdi.”

Gelelim neticeye

Cape Town Üniversitesi Egzersiz ve Spor Bilimleri profesörlerinden Timothy Noakes diyor ki:

“Koroner kalp hastalığının tek sebebi olarak kan kolesterol seviyesi yüksekliğine odaklanmak zamanımızın en büyük tıbbi hatasıdır.

Tüm bilimsel delilleri değerlendirdikten sonra şu sonuca vardım:

Sevdiğiniz birine asla statin yazmayın.”

KAYNAK

http://www.bmj.com/content/347/bmj.f6340

http://www.dailymail.co.uk/health/article-2472672/Is-high-fat-diet-GOOD-heart-Doctors-say-carbs-damaging-arteries.html?ITO=1490&ns_mchannel=rss&ns_campaign=1490

Paylaş
Etiketler: kolesterolKolesterol teorisiTeorisi
Önceki Yazı

Dr. Recep Albayrak’tan: Türklerin İranı (Birinci cilt)

Sonraki Yazı

Gerçekleri Ters Yüz Edenler

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

Prof.Dr. A. Rasim KÜÇÜKUSTA

İlişkili Yazılar

Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Felç Riskini Artırıyor

08 Aralık 2024
5k
Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA

Günde 3 Bardak Süt Kemik Kırığı ve Ölüm Riskini Artırıyor

06 Aralık 2024
5k
Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor
Genel Eğitim

Antiniyotikler Meme Kanseri Riskini Artırıyor

30 Kasım 2024
5k
Grip Aşısı Rezaleti
Genel Eğitim

Grip Aşısı Rezaleti

29 Kasım 2024
5k
Sonraki Yazı

Gerçekleri Ters Yüz Edenler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap