Aslında tipik bir “ölüm doğum” örneği olan “kolesterol teorisi” ilaç ve kankası gıda endüstrisi tarafından bugüne kadar “suni teneffüsle” yaşatılmaya çalışıldı.
Amaç daha fazla kolesterol ilacı ve kolesterolsüz hazır gıda (margarin, bitkisel yağ, light ürünler) satmaktan başka bir şey değildi.
Modern tıp, bazen bilerek bazen bilmeyerek bazen satın alınarak bazen tehdit edilerek bu yalana inandı veya inanmış göründü ama artık “deniz bitti”.
Kolesterol teorisinin “kocaman bir yalan” olduğunu en gözü kör “statin meftunları” bile kabullenmek zorunda kaldılar.
Oysa kalp-damar hastalıklarının altında yatan esas sebep olan damar sertliğinin (ateroskleroz) fizyopatolojisini (olayın nasıl geliştiğini, rol oynayan faktörleri, ortaya çıkan değişiklikleri) bilen biri kalp krizi ve felçleri “kolesterol üzerinden” tedavi etmeye kalkışmanın “abesle iştigal olduğunu” kolayca anlayabilirdi.
BMJ’ de yayınlanan ve niasin, fibrat veya CETP inhibitörü (kolesterol ester transfer proteini) kullanan 117 bin 411 hasta üzerinde gerçekleştirilen 39 randomize araştırmanın meta-analizi, kolesterol teorisinin üzerine bir kamyon toprak daha dökmüş oldu.
Bu, birbirinden farmakolojik olarak tamamen farklı üç ilacın ortak özelliği kanda iyi kolesterol (HDL-kolesterol) seviyesini artırırken, trigliserit seviyesini azaltmak; bunların değişken olarak kötü kolesterolü (LDL-kolesterol) azaltabilmeleri de mümkün.
Bu özelliklere sahip bir ilacın “kolesterol teorisi” için adeta “biçilmiş kaftan” olması lâzım; çünkü kolesterol lobisi kalp krizi ve felçlerden kurtulmanın tek yolunun kötü kolesterolü azaltmak ve iyi kolesterolü artırmak olduğu iddiasındalar.
Buna göre de bu üç ilaçtan herhangi biri için “Bundan iyisi Şam’ da kayısı” denebilecekken bu araştırma bir kere daha “Şam’ daki işlerin hiç de sanıldığı gibi olmadığını” açık ve net olarak gözler önüne seriyor.
Bu araştırmada HDL-kolesterolü anlamlı derecede artıran fibrat, niasin ve CETP inhibitörlerinin, tüm sebeplere bağlı ölümleri, koroner arter hastalığına bağlı ölümleri, kalp krizlerini ve felçleri plasebo grubuna göre azaltmadığı ispatlanıyor.
Araştırmaya göre hastaların statin alıp almıyor olmaları da neticeye tesir etmiyor fakat fibrat ve niasinin statin kullanmayan hastalarda ölümcül olmayan kalp krizi riskini anlamlı derecede azalttığı ortaya çıkıyor.
CETP inhibitörlerinin, anlamlı bir etkileri belirlenememesi bir tarafa torcetrabip ile ölümlerin beklenmeyen derecede artmış olduğu dikkati çekiyor.
Gelelim neticeye
Lafı fazla uzatmaya gerek yok: Kolesterol teorisinin fişi çekilmiştir.
HDL-kolesterolü ilaçlarla yükseltmenin kimseye bir faydası olmadığı bir kere daha ispatlandı.
Zaten son kolesterol kılavuzu da HDL-kolesterolü yükselten ilaçları kirli bir mendil gibi çöpe atmıştı.
Bu arada web sitesinde pratisyen doktorlara bu ilaçlardan niasinin faydası olmadığını anlattığı için MSD isimli ilaç şirketinin dava etmekle suçladığı İtalyan doktora da selâm olsun!
KAYNAKLAR
