Piyasa ekonomilerinin uygulandığı ülkelerde zenginlerden vergi alınmaz. Alınıyormuş gibi yapılır. Çünkü hükümet onların hükümetidir. Devlet onların devletidir. Kuralları onlar koyar. Denetimi onlar yapar. Halk ta dört senede bir, demokrasi oyunu gereği sandığa gider, kendini yönetecekleri seçer.
O zenginlerin değil de, öteki zenginlerin desteklediği bir parti iktidara gelir.
Vergilerin alınması ve devletin harcamaları yapılabilmesi, dolaylı vergiler vasıtası ile yapılır.
Dolaylı demek, dolanarak almak demektir.
Devletin harcama yapabilmesi, vergi toplamasına bağlıdır. Pırlanta alandan vergi alınmaz. Isınmak, yükünü taşımak için arabasına yakıt koyandan alınır.
Buraya kadar yazdıklarımı çocuklar bile biliyor.
Halkımızın anlayamadığı, devlet vergi almazsa nasıl hizmet götürür diye akıl yürüterek, işin içinden çıkamadığı Çapanoğlu, sıcak paradır.
Ülkeye sıcak para gelir, faiz gelirini alır gider. Giren sıcak para ile günlük işler görülür. Gelen sıcak paranın sağladığı faiz geliri devletin bütçesinden ödenir.
Bu faizleri ödemek için devlet vergi toplar. Sıcak para geldikçe, sıcak parayı getirip götürenlerin faiz gelirleri artar. Zenginlerin hükümeti de, bu faizi ödemek için dolaylı vergileri artırır.
Zenginlerin faiz gelirleri artıkça, halktan alınan dolaylı vergilerde artar.
Toplanan vergilerin %64.8 dolaylı vergilerdir.
Zenginlerin iktidarında, bu emme basma tulumba zenginlerin kasasına para(gelir) pompalar.
Peki, bunlar böylede halk ne yapar. Ne yapacak bu zenginlerin televizyonlarını seyreder. O televizyonlar da, demokrasi numaraları arsında emme basma tulumbayı göstermemeye veya üzerini karartmaya çalışır.
Bu emme basma tulumbaya, çok yüksek bilim insanları piyasa ekonomisi ismini vermişlerdir.
Devletin varlıkları çeşitli yollardan zenginlere devredilirken, arada devretme kurallarını belirleyenlerde avantasını alır. Benim avanta diyerek, aşağıladığıma bakmayın. Bu sistemin gereğidir. Aracı aracılık parasını alır. Kendi içinde bunu ahlaki olarak da değerlendirir.
Eskiden KİT’ler varken, efendim ahlaksızlığı bunlar üretiyor, diye devletçiliği ahlaksızlığın kaynağı gibi göstermişlerdi. Özelleştirilirken, Kamu İktisadi Kuruluşları satılırken, aldıkları İsviçre Bankalarını doldurdu.
Kayseri Belediyesindeki, tüm yolsuzlukları toplasan bir milyar dolar etmez.
Kalkar ülkenin temel gerçekleri yerine, kıytırık sorunları gündeme taşırsan, Amerika’ya selamdan başka bir işe yaramaz.
Fethullah Örgütlenmesi, Füze kalkanı, Kıbrıs, NATO Güneydoğu gibi konular dururken Kayseri Belediyesi bunların yanında solda sıfırdır.
Sıcak parayı neden konuşmazlar? Sıcak para şimdilik halkın canını bezdiriyor. Ta ki zenginlerin de canını sıkana kadar bu konu yok sayılır.
Halkla dalga geçmek için petrol fiyatları iki kuruş indirilir. Enerji bakanı yetkisi olmadığını belirtir. Doğrudur. Çünkü devlet adına kararı verecek olanlar sıcak parayı getirip pazarlayanlardır.
