Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Asuman S. ATASAYAR

Koğuşta Kominist Şair

Asuman SOYDAN ATASAYAR Yazar Asuman SOYDAN ATASAYAR
06 Temmuz 2020
Asuman S. ATASAYAR
5
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Babam sedat
KOĞUŞTA KOMİNİST ŞAİRLE
Henüz yedi yaşındaydı babasını kaybettiğinde… O acı kayıptan sonra annesinin kanatları altında büyümüştü. Varlıklı bir aile çocuğu olmasına rağmen bazı nedenlerden dolayı yetimlikten başka yoksullukla da mücadele edecekti.

Köyünden uzakta günü birlik işlerde çalışıyor; bir şekilde ayakta kalmayı beceriyordu. Hayatını kazanmaya başlamıştı başlamasına; ama bu defa kara sevda çalıyordu genç çocuğun kapısını. Bir baltaya sap olmak için çeşitli arayış ve bunalımlardan sonra kamyon şoförü olmaya karar verince sevdiği kızı istemişti babasından.
Yeşile sevdalıydı tıpkı o kıza olan sevdası kadar. Dere kenarında bahçe içinde küçük bir ev tutmuştu kendine. Küçük bir cennet sayılırdı evinin konumu. Derleme toplamaydı eşyaları. Ama kazandıkça yenileyecekti hepsini. Kızın babası ilk önce “ Şoför parçasına kız verilir mi?” diyerek ayak diretmişti. Nahiyenin ağaları, beyleri, hatırı sayılan eşrafı, bu yakışıklı çocuğu başgöz etmek için el birliği yaparak, minnet ve ricalarıyla kızın babasını ikna etmişlerdi. İki yürek birleşerek bir yuva oluşturacaklardı.

Uzun ve zorlu geçen aşk mücadelesi tatlıya bağlanmış, dünya farklı dönmeye başlamıştı artık. Yürek atışlarının normal hızına dönmesi mümkün değildi Genç Adam için. Sevdiği kızla hayatını birleştirebilmek uğruna girdiği zorlu mücadelenin ardından çiçeği burnunda nişanlıydı artık. Yakışıklı yağız delikanlı sevincinden dört köşeydi. Şansının artık yüzüne gülmüş, kara talihinin alnından silinmiş olduğu inancındaydı. Devir sürüp gitmiyor, bazen şans gülebiliyordu fakirin yüzüne. Nişanlısını görme planları yaparak çeviriyordu direksiyonu. Yedi yaşından beri yetim büyüdüğü için feleğe kahırlıydı; ama bu defa barışacaktı felekle. Çünkü kaderi onun alnına canından daha kıymetli bildiği birini yazmıştı.
Neşesinden uçuyordu ama nikah gününden sonra henüz görmemişti nişanlısının yüzünü. Onunla bir saatlik başbaşa kalabilmek uğruna ne verilmezdi? Ne yazık ki, öyle bir meslek seçmişti ki hayatını kazanmak için; ömrünün çoğunu yollarda geçirmek zorundaydı.
Hayaller içinde yol alırken dağlar arasında kıvrılan virajlı yollarda, üstelik zemheri ayında ayazla boğuşmak bile zevkliydi artık. Kara kış kesiyordu yolları. Günlerden birgün ucube yollarda zorlu mücadele içinde ilerlerken, Kahramanmaraş’ın Saraycık mevkiine geldiğinde birden ne olduğunu anlayamadan sarsılmaya başladı. Kamyonun paldır küldür şarampole devrildiğini hastanede gözünü açınca anlamıştı. Kendisi yaralı olarak kurtulsa da kamyonun üzerine aldığı yolculardan üç kişi olaydan kurtulamamıştı. Elleri kelepçeli, başucunda jandarma ile hastane ve mahkeme arasında götürülüp getirilirken, mahkeme onu dokuzda sekiz suçlu bulduğu için, iki sene hapis cezasına çarptırmıştı Sedat’ı. Saçlarının arasına ve vücudunun muhtelif yerlerine sayısız dikişler atılmış, kolu alçıya alınmıştı. Hastanede geçirdiği bir aydan sonra yaraları iyileşir iyileşmez ver elini hapishane demişti başucunu bekleyen jandarmalar ona.

Alnında, kafasında ve kollarında onlarca dikiş yarasının acısını bile hissetmiyordu. Hapishane hayatı önemli değildi; delikanlıydı ne de olsa yatıp çıkardı bir şekilde; ama serde sevda vardı. Nişanlısı burnunda tüterken onca zaman nasıl yatacaktı taş duvarlar arasında? Ziyaretine gelen annesine parmaklıklar arkasından yalvarıyordu nişanlısını da gelirken getirmesi için. Fakat ne mümkün, izin verip gönderir miydi kızın babası ta Kapıdere’den Elbistan Hapishanesi’ne? Zaten gönülsüz vermişti kızını. “Baldırı çıplak bir oğlana kız veremem!” diyen kızın babasına teklif edilecek bir şey değildi bu.

Sevdasıydı ona fakirliğini unutturan ve onu çocuk gibi ağlatan. Başını hapishane duvarlarına vurarak ağlayışını koğuştaki kader mahkumlarından başka göreni duyanı yoktu. Annesi aracılığıyla nişanlısından birkaç kez mektup almıştı sadece.

Yakışıklı olduğu gibi masum yüzlüydü Sedat. Koğuş arkadaşları onu koruyup kollayarak, kimisi abilik, kimisi babalık yapıyorlardı ona. Hasret çilesi çeke çeke alışmak zorunda olduğu taş duvarların havasına zamanla uyum sağlamıştı mecburen. Ayağında siyah şalvar, üzerinde yakasız mintan, iki yana burkulmuş bıyıkları ve elinde otuzüçlük tespihiyle nişanlısına göndermek için hapishaneye gelen fotoğrafçıya pozlar veriyordu saçlarını yağlayarak. Koğuşta sahip olduğu tek varlığı olan yırtık ve yamalı yorganıydı. Yatağına uzanarak verdiği pozları, ziyaretine gelen annesiyle gönderiyordu nişanlısına. Sevdiğinden gelen resimler, ucu yanık mektuplar su serpiyordu yanık bağrına.

Koğuşta pislik ve kasavet içinde geçmek bilmeyen inatçı vakti öldürebilmek için boncuk örerek, kitap okuyarak vakit geçirenler olduğu gibi kibrit kutusunda bit besleyerek yarış yapanlar da vardı. Kumar oynamak için iskambil kağıdı bulamayan kumarbazlar, saçlarından topladıkları bitleri kibrit kutusunda besleyip büyütüyorlardı. Kibrit kutularında palazlanıp büyüyen bitlerle kumar oynamaktaydılar. Yere çizdikleri dairenin içine bitlerini koyarak oyunu başlatıyorlar; elemeler, finaller sonunda büyük yarış saati heyecanla bekleniyordu. Oyunun kuralı; kimin biti çemberin dışına önce çıkarsa o kazanacaktır. Bitlerin ağır hareketleri nefesler tutularak izleniyor, ”Haydi aslanım, haydi koçum!” Tezahüratıyla bitler gayrete getiriliyordu. Yarış sonunda bir paket sigarayı kimin biti kazanırsa onun sahibi muzaffer kumarcı olarak tüttürecekti sigarasını.

Bir gün koğuşun gıcırtılı kapısında beliren gardiyan, Sedat’ı hapishane müdürünün görmek istediğini söyledi. Bunu duyan diğer mahkumlar, genç çocuğa af gelmiş olabileceği umuduyla birbirlerine gülümsediler. Sedat’ın umudu da aftan yanaydı. Birkaç ay önce Başbakan Adnan Menderes’e mektup yazarak af dilenmişti ondan. Dayanacak gücünün olmadığı için ona kul kurban olarak minnet etmişti erken tahliye olmak için… Belki de suçsuzluğu anlaşılmıştı… Oysa hapishane müdürü genç çocuğu teselli amaçlı kısa bir sohbete çağırmıştı o gün.

Günler hüzünle ilerleyip giderken, bir gün koğuşa boylu poslu birisi katıldı. Oldukça bilgili ve babacan, oldukça ağzı laf yapan biriydi bu gelen. Koğuşun yeni üyesi düşünce suçlusu olarak aralarına katılan orta yaşlı bir şairdi. Sedat’ın ağlamaklı haline acıyan merhametli şair, ona kol kanat germişti. Nasihat yüklü hayat hikayelerinden anlatarak, şiirler okuyarak koğuştaki diğer mahkumlarla birlikte Sedat’ı da avutmayı başarıyordu tecrübeli şair. İsminin Hasan Hüseyin Korkmazgil olduğunu öğrendiği bu şair, fikir suçlusu olarak düşmüştü mapus damına. Koğuş arkadaşlarına evrensel insan haklarından, eşitsizliklerden, haksızlıktan dem vuruyor, her insanın özgür düşünmesi gerektiğinden söz ediyordu. Sedat’la da yakından ilgilenen babacan şair geldiğinden beri koğuştakiler tuhaf bir avuntu içine girmişlerdi. Ne yazık ki bu avuntu dönemi kısaydı. Sedat’ın ruhu tam sükuna erip ısınmaktayken, onu kendine meftun eden bu şairin tahliye haberi yankılandı taş duvarlarda.

Babacan şair özgür kalacağı haberine sevinemiyordu Sedat yüzünden. Özgürlük haberi, boğazına dizilen bir lokmaydı ve yutamıyordu. Onu bu halde bırakıp çıkmak zor gelecekti merhametli şaire. Giderken kalemine sarıldı ve son ninnisini genç adama armağan etti…

Sedat onun umut dolu dizelerini, hafızasına nakşederek ömrünün sonuna kadar şairine vefa adına saklayacaktı artık. Umudun ekmek olduğu çileli yıllarında bu şiirle avutacaktı yüreğini. Çilesini doldurup özgürlüğüne kavuştuktan sonra da nişanlısına, hatta yıllar sonra çocuklarına daha sonra da torunlarına ninni yerine bu şiiri okuyarak onları mışıl mışıl uyutacağı günleri hayal etti; kendisinin tatmadığı baba sıcaklığını çocuklarına misli misli vermek üzere…
***
Çocuklar!
Bir varmış, bir yokmuş, kovuşlar kokmuş
İçeri dar, dışarı bütün haşmetiyle bahar
Çocuklar!
Bakkı çıkmışız, bakki kapıdan
Hadi be Gardiyan, hoşça kal abi!
Taksi..!
Söyleyin çocuklar, en uzak yol hangisi?

Yakalar açık, dağlara çık!
Bağır,bağır kim ne karışır?
Dola o canım maviyi kollarına
Çek,çek,çek paramparça et getir
Kim ne karışır?

Yürüt be şoför, vitesle kuzum!
Viraj üstüne viraj,
Korna üstüne korna
Hep bir ağızdan meyhane türküsü söyleyeceğiz
Bu yurdun çocuklarına…
Kırıldı klaksiyon, sustu rüzgâr
Çıkar tabakanı ustam dumanı bol bir cigara sar!

 

Asuman Soydan Atasayar

Paylaş
Etiketler: Adnan MenderesDere kenarındaElleri kelepçelijandarmaKoğuş arkadaşlaryağız delikanlızemheri ayında
Önceki Yazı

Borcu Borçla Ödeyerek Zombileşmek

Sonraki Yazı

Uyanış

Asuman SOYDAN ATASAYAR

Asuman SOYDAN ATASAYAR

İlişkili Yazılar

Fikirlerin Capcanlı
Anma

Fikirlerin Capcanlı

11 Kasım 2025
5k
Pikaplı Radyomuz Vardı
Anı / Günce

Pikaplı Radyomuz Vardı

17 Ekim 2025
5k
Ömürdeki Sonbahar
Asuman S. ATASAYAR

Ömürdeki Sonbahar

15 Ekim 2025
5k
Ceyhan Denince
Asuman S. ATASAYAR

Ceyhan Denince

27 Eylül 2025
5k
Sonraki Yazı

Uyanış

Yorumlar 5

  1. Mustafa HAYIRLI says:
    5 yıl önce

    Sevgiyle, umutla, gülümseyerek baktığın hayatın içinde, böyle hüzün dolu öyküler var işte! İlgiyle okudum.

  2. Asuman Soydan says:
    5 yıl önce

    Teşekkür ederim Mustafa bey. Gözlerinize sağlık

  3. Ali ÖZEN says:
    5 yıl önce

    Yazınız gerçekten çok güzel, severek okudum. Hasan Hüseyin KORKMAZGİL, en sevdiğim şairlerdendir. O, komada yatarken onun için bir şiir yazmıştım. Sizi yürekten kutluyorum.

    https://www.antoloji.com/yuregimin-dalinda-bir-ak-guvercin-siiri/

  4. Asuman SOYDAN ATASAYAR says:
    5 yıl önce

    Teşekkür ederim Ali Bey. Hasan Hüseyin Korkmazgil gibi değerli bir şaire yazdığınız şiiri okudum Vefalı kaleminize sağlık.

  5. Şükran GÜNAY says:
    5 yıl önce

    Canım Asu,satır satır yaşadım sanki okurken. Ne mutlu sana, böylesi mücadeleci ve sevgisinin peşinde koşan bir babanın kızısın.Onların aşkından işte sen ve kardeşlerin gibi değerler kazandırılmış topluma. Teşekkürler canım benim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap