Kişisel gelişim ve kitap kelimesi bir araya gelince insanın kulağına hoş geliyor doğrusu. Kitapçıların raflarını kişisel gelişim kitapları süslüyor. Toplu taşıma araçlarında her gün kişisel gelişim kitapları okuyan insanları görüyoruz. Peki, gerçekten bu kitaplar insanın kişisel gelişimini sağlar mı? Bu kişisel gelişim kitaplarına nasıl yaklaşmalıyız?
Kişisel gelişim kitapları hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
1)Orijinallikten(özgünlükten) uzak olmaları: Kişisel gelişim kitaplarının büyük çoğunluğu orijinallikten uzak, derleme bilgilerden oluşmaktadır. Dolayısıyla, farklı kaynaklarda edinilebilecek bilgilerin yeni bir formatta sunulmasında öteye gitmeyen bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. Samimi olarak düşündüğümüz zaman, tarihsel süreç içersinde çok değerli yazarlar, düşünürler, entelektüeller var, ama orijinal düşüncenin kaynağında çok az insan var. Kimse kendini kandırmasın. Bir düşünceyi alıp, biraz değiştirip farklı bir biçimde sunmak, orijinallik değildir. Sadece, farklı bir yaklaşım veya bir ifade tarzı olabilir.
Diğer taraftan, günümüz bilgi toplumunda, orijinallikten uzak, derleme bilgilere ulaşmanın ne kadar kolay ve maliyetsiz olduğunu herkes bilir. Bu konuda şunu diyebiliriz. Orijinal özelliklere sahip bir kişisel gelişim kitabı varsa birlikte okuyalım.
2)Ticaret amacıyla kullanılan bir araç olmaları: Kişisel gelişim kitaplarının çoğunun bu kitap ABD’de 7 milyon sattı, 100 hafta best seller oldu gibi sloganlarla, reklam desteğiyle satıldıklarını düşünüyorum. İnsanlar, diğer insanların tutum ve davranışlarından etkileniyorlar.
İnsanlar, bu kadar büyük bir kitle okumuşsa bir bildikleri var düşüncesine kapılıyorlar. Sonuç, kişisel gelişim kitaplarının satış rekorları kırması.
3)Her insanın farklı özelliklere sahip olduğunu ihmal etmeleri: Kişisel gelişim kitaplarında, mutluluk, stres, iş hayatı, evlilik, başarı, diğer insanlara yönelik tutum ve davranışlar gibi konularda reçeteler verilmektedir. Söylemler de, oldukça bilgece. Sanki yazar her şeyi çözmüş gibi. Ama hepimiz biliyoruz ki, bu ifade edilen kavramlarda her insan farklı şey anlar ve farklı şey bekler. Örneğin, bir insan evlilik kurumunu düzenli bir yaşam olarak olumlu görmesine karşın, diğer bir insan Özgürlüğünün kısıtlandığını düşünerek olumsuz olarak görebilir. Dolayısıyla, bir kişisel gelişimcinin çözümlemeleri sadece kendisi için geçerlidir. Her birey biricik özelliklere sahiptir. Hiçbiri birbirine benzemez.
4)Aşırı uç örnekler verilmesi: Zaman zaman en uç başarı örnekleri vererek insanları motive etmeye çalışırlar. Diyeceksiniz ki, insanları motive etmenin ne zararı var? Bu şekilde bir yaklaşım insanların gerçekçi olmalarını, yeteneklerini fark etmelerini engeller. Hayal dünyasında yaşayan insan bırakın başarılı olmayı her şeyini kaybeder. Böyle bir yaklaşım sadece daha başarılı olacağım umuduyla insanların daha fazla harcama yapmasına ve dolayısıyla tüketim toplumuna katkı sağlar.
5)İnsanın kendini kötü hissetmesine neden olmaları: Her insanın hayata, insanlara, olaylara bir yaklaşım tarzı var. Kişisel gelişim kitaplarında, yazar en doğrusunu bildiği iddiası ile ister istemez insanları kıyas yapmaya zorlar.Bu durumda insan kendi yaklaşımları ile yazarın yaklaşımlarını karşılaştırır.Doğal olarak, yazarın önerilerinin kendi yaklaşımlarını teyit etmesini bekler.Eğer sonuç farklı ise, insanın kendisini kötü hissetmesi kaçınılmaz olur.
Amaç insanın kişisel gelişimi ise, insan evrensel kabul görmüş romanlarla, şiirlerle, denemelerle v.s. daha fazla gelişebilir.
