Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Şükran GÜNAY

Kırk Sekiz Yıl Önce

Şükran GÜNAY Yazar Şükran GÜNAY
27 Eylül 2020
Şükran GÜNAY
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Bu kalabalık da ne? Nereye gidiyorlar? Üzerinde yürüdüğümüz yol yokuş, ama nasıl da yorulmaz insan, anlamıyorum. Yorulmuyorum, zorlanmıyorum. Diğerleri de öyle. Oysa onların içinde çok yaşlı olanlar da var.

 

Hayret! Onca yolu nasıl da aştık ve buralara geliverdik. Hem de göz kırpması kadarcık bir zamanda? İki onluktan biraz fazla olan hayatımda böylesi bir bina hiç görmemiştim. Kaç katlı olduğunu bile sayamıyorum. Nasıl ve nereden en üst kata çıkıverdik? Gökyüzüne çıkmış gibi yükseklerdeyiz. Galiba gökdelen dedikleri bu olacak. Kimsenin beni gördüğü yok. Farkında bile değiller aralarına katıldığımın. Sessiz sedasız yürüyor kalabalık. Bir Allah’ın kulu yok konuşan. Şu duvarlara bak, bembeyaz! En üst kattayız, spor sahası büyüklüğündeki salon, biz insancıklarla tıklım tıklım dopdolu. Ne bir resim ne de bir başka nesne var!

 

“Bakın!” diyor bir ses. Tüm başlar sesin geldiği tarafa dönüyor. Ben de bakıyorum. Çok uzaklarda muhteşem bir binaya takılıp kalıyor gözlerim. Gördüklerime benzemiyor, cami değil, ama göklere yükselen minareleri var. Yemyeşil bir yapıt. Pencerelerinden etrafa ışıklar saçılıyor. Kim bilir içi ne kadar geniş, kaç tane odası var? Doğanın bütün renklerinin ortasına inşa edilmiş muhteşem bir bina. Heyecandan nefesim duracak gibiyim. İçimde tam olarak tanımlayamadığım bir arzuyla orada olmak istiyorum. Tenimi sıcacık sarıveren o tanımsız yeşillikle kucaklaşmak istiyorum. Bu nasıl olacak? Bir gökdelenin en üst katından gökyüzündeki bir yıldıza bakarcasına bakıyorum. Uzaklarda, hem de çok uzaklarda.

 

Birden yine o ses; “Kimin yüreği temizse, oraya o gidecek!” diyor. Gelen sese kulak veriyorum, gülümsüyorum sevinerek. Kendimden emin, “ben giderim öyleyse” diyorum içimden. O gökdelenden nasıl inmiştik, bilmiyorum. Şimdi sağı solu boş toprak bir yoldayız. Pür dikkat, hızlı, yetişemeyecekmiş gibi telâşla aynı yöne doğru yürüyoruz. Ses yok! Konuşan yok! Sadece akın akın insan seli ve ben varım aralarında. Ne kadar yürüdük, nerelere vardık anlayamıyorum, yürüyorum/uz hedefe doğru.

 

Ne oldu, nasıl oldu bilemiyorum; yapayalnızım. Arkama dönüp bakıyorum, kimseler yok! Beton bir duvar yükseliyor aramızda. Tuhaf sesler, yakarışlar duyuyorum. Aramıza giden duvara sitem eden, çaresizlikten bağırıp çağıran insanların sesi. Gök yüzüne doğru uzanan duvarı aşmaları olanaksız. Ne ben geriye dönebilirim ne de duvarın arkasındakiler benim yanıma gelebilir. İçim burkuluyor, yalnızlık korkusu yaşıyorum, iliklerimde hissediyorum geriye dönüşün imkânsızlığını. O da ne? Sağ tarafımda beyaz tenli bir oğlan çocuğu beliriyor birden, elimi tutuyor sıcacık; birlikte yürüyoruz. Bu nasıl bir güzellik. Tanrı özenip bezenip yaratmış bu küçük meleği. Sağımız ve solumuzda gür ormanlar var, yolumuz dümdüz ve tertemiz.

 

Biraz ilerliyoruz. Sol taraftan gel! diyor bir ses, oraya doğru yürüyoruz. Yaklaştıkça seçmeye başlıyorum. Başında sarık, üzerinde yeşil renkte abası, bilge görünümlü yaşlı birini görüyorum. Önünde ahşap, dikdörtgen bir masa ve üzerinde bir kitap var. Yüzünü seçemiyorum bir türlü, ama görüyorum; masasının üzerindeki kitap ciltli ve Türkçe yazılar var. Bir soru soruyor bilge, nutkum tutuluyor, yanıtlayamıyorum. “İnsanın endazesi nedir? Bu soruyu bilirsen devam edeceksin” diyor. İçim burkuluyor, korku sarıyor her yerimi. Şimdi ne olacak derken, eteğimden çekiyor elimi tutan küçük melek, eğiliyorum, sormamı beklemeden kulağıma; “İki yarım, bir ölçü” diyor. Hemen söylüyorum aynısını. Gülümsüyor bilge, yolumuza devam ediyoruz.

 

Olacak şey değil, yanımdaki küçük melek yok! Bir başka biri var şimdi. Esmer, kara kaşlı, siyah ve omuzlarına kadar uzun saçlı bir delikanlı. Boyu uzunca. Boyum kısa olduğundan başımı kaldırarak yüzüne bakıyorum. Yan yana yürüyoruz. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Tanımsız; duygusal, saf, temiz, dostça yakınlık hissediyorum, anlayacak diye de utanıyorum. Kolunu omzuma atıyor ve hafifçe gülümsüyor. Kendimi emin ellerde hissediyorum. Ne kadar daha birlikte yürüdük bilemiyorum.

 

Bir binanın önüne geliyoruz ve kapısının önünde duruyoruz. Ortalıkta bir başka bina göremiyorum. Tek katlı, arkaya doğru uzanıp giden bir mimarisi var. Kapıyı açıyor, içeri giriyoruz. Sol tarafımızda bir oda görüyorum. Adamın biri kadının paralarını alıyor, üstelik zalimce dövüyor. Kadının acısını bedenimde yüreğimde hissediyorum. Bana yapılmış gibi titriyorum. Yanımdaki yakışıklı elinin birini yukarı kaldırıyor ve adama doğru bakıyor. İnanılacak gibi değil! Cayır cayır yanmaya başlıyor hain adam. Öylesi bir ateş ki zırh gibi sarıyor vicdansızı. Canı yandıkça bağırıyor, bağırdıkça ateş daha da bir zevkle çoğalıyor alev alev. “Oh be! Kurtuldu kadıncağız” diyorum. Göğsümdeki daralma geçiyor.

 

Bir iki adım yürüyoruz. İkinci odanın önünde duruyoruz. Odada orta yaşlarda bir adam ve kucağında beş altı yaşlarında bir kız çocuğu. Eliyle kızı soymaya çalışır gibi bir halleri var. O anda yanımdaki delikanlı, oraya doğru bakıyor. Bakışlarına dayanamayan iğrenç adamın gözleri görmez oluyor. Başlıyor odanın içinde haykırmaya, el yordamıyla oradan oraya koşmaya. “Oh olsun! diyorum içimden sevinçle. Küçük kız kaçıp kurtuluyor, kayboluyor odadan.”

 

Hafifçe dokunuyor omuzumdan, yürüyelim der gibi, yine yürüyoruz; koridorun en sonunda ve tam karşımızda duran kapıyı aralıyor yavaşça; bakıyoruz. Allah’ım! O da ne? Dünyanın tüm işlerini bu odaya getirmişler! Kimi gülüyor, kimi ağlıyor, kimi ekmek pişiriyor, kimi harmanda, kimileri alet elde makine başında. Çoluk çocuk, haşır neşir olan aileler, gençler, ihtiyarlar ve daha neler neler… Uzun uzun bakıyor ve başını sallıyor gülümseyerek.

 

Hadi gidelim dercesine dokunuyor yine bana. Geriye doğru yürüyoruz. Koridorun sonuna yaklaştıkça, duygularım beni rahatsız etmeye başlıyor. İçimdekileri anlar diye korkmaya başlıyorum. Tarif edemeyeceğim korkular sarıyor benliğimi. Adına ne denir bilemiyorum, ama sıcacık, güven ağlarıyla örülmüş bir yakınlık hissediyorum ona. İlk defa konuşuyor; “Korkma!” diyor, yine kollarını omzuma koyuyor. Birden anlıyorum yaşadıklarımı. O bir melek ve beni koruyor.

 

Kapıya geliyoruz. Meraklıyım. Cesaretle soruyorum: O kötü adamı yaktın, yaşlı adamı kör ettin, ya bu üçüncü odadakiler? Onlara ne olacak? “Onlar kendi yağı tuzu ile kavrulanlar” diyor ve gülümsüyor. Benim yerim neresi diyorum heyecanla. “Bak!” diyor. Bakıyorum hemen. O muhteşem bina tam da karşımda. Sayısız pencerelerinden etrafa yayılan ışık yeri göğü kaplamış. Neden bu kadar çok minareler var? Bu devasa bina tam da doğanın ortasında duruyor. Meğer yeşil renkli değilmiş. Doğanın muhteşem renklerine bürünmüş rengarenk bir elbise giymiş gibiydi. Peki ya o minarelere ne demeli? Onların da her birinden ebruli renkler fışkırıyordu. “Ben oraya gidebilecek miyim?” diye sormak istediğimde yanımda kimse yoktu. O anda uyandım. Sucuk ter içinde kalmıştım.

 

Almanya’ya mesleğimden istifa ederek işçi olarak gelmeden önce, kısa aralıklarla, arka arkaya üç kez gördüğüm bu rüyayı hiç unutmadım. Aradan tam koskoca kırk sekiz sene geçti. Unutacağımı da sanmıyorum. Yaşamın içinden olduğu için midir ki?

 

Paylaş
Etiketler: Atesgökdelenişçi
Önceki Yazı

Mahşere Çok Yok…

Sonraki Yazı

İyi Baba Olmak Hiç de Kolay Değil…

Şükran GÜNAY

Şükran GÜNAY

İlişkili Yazılar

Sonbaharda Aşk
Doğa-Çevre

Sonbaharda Aşk

12 Kasım 2025
5k
Her Kasımda Hallerim
Anma

Her Kasımda Hallerim

10 Kasım 2025
5k
Dün-Şimdi-Yarın
Edebiyat

Dün-Şimdi-Yarın

07 Kasım 2025
5k
Sonbaharda Hallerim
Doğa-Çevre

Sonbaharda Hallerim

20 Eylül 2025
5k
Sonraki Yazı

İyi Baba Olmak Hiç de Kolay Değil...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap