İlk günümüz gezelim, görelim ile geçti. İkinci gün, akarsuyun gözesine gittik. Göze büyük kayanın altından kaynıyordu. Suyu, ortam sıcaklığına bakmaksızın, buz gibiydi.
Yusuf, derin olduğu söyleniyor, dedi.
Hakan iki yıl önce, arkadaşın beline ip bağlayarak, gözeye indirdik ve derin olduğunu test ettik. Kaynakta alabalık olduğunu tahmin ediyorum, dedi.
Hakan, gezgin kabul edilebilirdi. Çevrede gezip görmediği tarihi eser yoktu. Gezgin, tarihi eser konusunda gerekli bilgiyi verirdi. Yalnız geçen yıl, gittikleri Kasabadaki tarihi eserde bir olay yaşamışlar fakat anlatmıyordu. Ortamı soğutmayalım, dedi.
Yusuf, bu günlerde kırdaki yabani meyveler çiçeklenmiştir. Dalların tuttuğu çiçek, görülmeğe değerdi. Biz de onun için her yılki gibi bu yılda geldik. İlgimizi meyve ağaçlarının çiçekleri ve çalı çileği çekiyor diye, ekledik.
Kalabalıktık arıcıları da ziyaret ettik. Arıcılardan bal hakkında bilgi aldık. Kovandan bal, alınmasını anlattılar. Ayılarla olan mücadelelerini de gülerek izah ettiler.
Arıcının biri, çam ağacının üst dalına kovanı bağlamış. Ayı ağaçtan kovanı almaya çalışmış, fakat her tarafı kapalı olduğu için, uğraşmış kovanı kıramamış. Çünkü, bir yere tutunup kuvvet alamayınca inmiş.
Arıcı, bal sürülmüş kovanla, ayıyı meşgul edermiş. Ayı bir süre sonra kaçarmış.
Gezgin, ayılar denk düşürürse kovanları kaçırdığı da oluyormuş. Arıcılar, bu konuda zarar görüyoruz, dediler.
Kardeşim bağıra çağıra ormana girelim ve yabani meyveleri bulalım, dedi. Biraz ileride iki tane erik ağacına rastladık. Dallarda çiçeklenme yeni başlamıştı. Çalı çilekleri de çiçeklenme durumundaydı. Gezgin on beş gün sonra çalı çileği için geliriz. Ayılar erik dalını kırar ve alır, dedi.
Ayılar meyvelerine sahip çıkıyorlar. Onların yerleri yurtları, çok iyi beslenmezlerse, kış uykusunu nasıl geçirirler. Belli kilo almaları gerekir ki, korunsunlar.
Yusuf, erik çiçekleri için, böyle güzellik olmaz, dedi.
Kardeşim, çiçekler en güzel şekliyle dala tutunmuşlar, dedi.
Gezgin, ormandan çıkıp geldi. “Erken gelmişiz. On beş gün sonra gelelim ve iki gün kalalım. Çileğin keyfini çıkaralım,” dedi. Burada ayılar meyveleri bize bırakmazlar haklılar. Fakat çileği bitiremezler. Onun için çilek, diyorum.
Kır yerine on yıldır çıkmıyordum. Orman küçülmüş, sütun gibi çam ağaçları kesilmiş, yazık olmuş çevreye dedim. Tepenin arkasındaki çam ormanlığı görülmeğe değerdi. Ağaçları kesmeseniz olmaz mıydı?
Çalı çileği için iki hafta sonra, yaylaya çıkmayı kararlaştırdık.
Hasan TANRIVERDİ























