Kır katır, uysal ve güçlü görünüyordu. Seyfi, değerini biliyor ve onu seviyordu. Katır ağır yük vurulduğunda huysuzlanırdı. Yükünü istediği gibi alır ve hiçbir hayvanın gerisinde kalmak istemezdi.
Katırı kasabada tanımayan yoktu. Sahibinin de saçları katırı gibi kırdı. Orta boylu titiz bir insandı. Katırı gibi aceleci ve seçiciydi. Her insanın yükünü taşımazdı. “Katır taşımıyor,” diyerek işin içinden sıyrılırdı. Sahibinin kimse adını Seyfi diye bilmezdi. Herkes ona “kır” diyordu. Kır, taşımacılıktan geçimini sağlardı. Toprağım az, geliri kurtarmıyor, diyordu.
Katırın kuyruğunun ucu ve ayak bilekleri siyahtı. Seyfi de boynuna siyah boyun atkısı sarar ve bu şekilde, katırına daha çok benzerdi. Ailelere eşya taşırdı.
Katırına o gün, kütük yükledi ve atölyeye yollandı. Kütükleri yolun kenarındaki, dallara takılınca, hayvan patikaya yığıldı. Seyfi panikledi ve katırını kurtarmaya çalıştı.
Ne yaptıysa katırı, yükünden kurtarıp ayağa kaldıramadı. Seyfi’nin bağırmasını duyan geldi ama hayvan hareketsiz yatıyordu. Seyfi ikinci defa panikledi. Ağlasa sızlasa ne yapabilirdi. Kasabaya koştular ve sağlıkçıyı getirdiler. Sağlıkçı katıra baktı ve “çatladı,” dedi.
Sağlıkçı, kaburga ve bacaklarının kırık olduğunu, böylece son nefesini de vermiştir, dedi.
Seyfi yere yığıldı ve ağladı. Ekmek teknesi gitmişti. Geçimini sağlayan katırı artık yoktu.
Seyfi, çok ekmeğini yemişti. Çalışmış ailesini geçindirmiş ve çocuğunu okutmuştu. Seyfi yanından kalkamadı ve olduğu yere uzandı. Hayat farklı bir yola savrulur ve talihsizlik eseri önemli bir olayı yaşamak zorunda kalırsın, dedi.
Geçmiş olsun diyenlere; dalgınlığıma geldi, kütüklerin hepsini yükledim. Katırın onları taşıyamayacağını anlamalıydım. Kütükler dala takıldı, katır yere yığıldı ve çatladı. Buraya kadarmış, onsuz hiçbir şey yapamam, toprağım yok ki çalışayım, dedi.
Belediye başkanı, Seyfi’nin gelmesini istemiş. Bunun üzerine Seyfi kalktı ve başkana gitti. Başkan, ona atlarından birini verdi.” İşine devam edersin,” dedi. Seyfi’nin sevinci görülmeye değerdi. Başkan Kasabada takdir gördü. Yaptığı büyük iyilikti.
Seyfi’nin atı, Kasabada ilgi çekiyordu. En azından köylere taşıma aksamamıştı.
Seyfi bu iyiliği unutmayacağım, diyordu.
Hasan TANRIVERDİ























