Keşan'ın dar sokakları ve saga sola dağılmış Eski Türk evleri yapılarını çok anımsatıyor,gerçi yeni yapıların beton blokların yer almaya başladığı bu şehrimizde o eski tarihi kimliğini artık maalesef beton
duvarlara teslim etmeye başlamış durumda. Çocuklugumun geçtiği Eskişehiri andıran yapısı sokaklarda yansıdı bana, nasıl mı? Taş döşenmiş yollar ve sokaklarında samimi insanların size yaklaşım şekilleri. Bir Gazeteci'nin yada meraklı bir insanın rahatlıkla, rahatsız edilmeden dolaşagı sokak izlenimi, adeta güven veren yapısı çarpar gözlerinize, Eskişehir ile olan bağı ise buranında Balkanlardan gelen göçlerin çok yogun olması ve taş döşenmiş yollarda adeta yürüyen insanların aynı insan olmaları ki bu çok doğru aynı insanlardı ve adeta bir birlerinin kopyası gibiydiler.
Fakat üzülecek bir konu da burada dikkatimi çekti tarihi çok eski yıllara dayanan bu güzel ilçenin geçmişini yansıtacak tarihi mekanların ve müzenin olmaması dikkatimi çekti. Aslında şehrin yerinin altında gömülü bir şehir olduğundan hiç şüphem yok bu fikre kapılmamada şehrin dış sokaklarına çıktıkca gördüğüm tümülüslerdir ki bunların sayıları azınsanmayacak kadar çoktu.Bu dokuyu acıga çıkarmak ve insanlıgı bu tarihi hazineyle kucaklaştırmak gerekmektedir.
Şehirde Yıkık iki adet Tarihi ve kimler tarafından en azından halkı tarafından bilinmeyen ama tahminen Selçuklu hamamlarına benzeyen yapı bulunmakta, bu yapıların görüntülerini alırken diğer gezdiğim Anadolu şehirlerindeki yapılar aklıma geldi ve topraklarımızın ne kadar tarih koktugunu ama ona da nasıl sahip çıkamadığımızı gördüm. Aslında bu bizim tarih şurundan da ne kadar koptugumuzun işareti değil miydi?
Yine beni evlerinde misafir eden insanların insancıl taraflarının yanında bulunduğum mahallenin "ŞULE KENT" sakinlerine bana göstermiş oldukları sevgi ve saygı içinde çok teşekkür etmek istiyorum.
Bu güzel ilçemizin tarihi kimliği dışında buraya ulaşmak ayrı bir sıkıntı. Bu konudaki yazımı yarına bırakmak istiyorum.
OGÜN DELİ
