Vah vah İYGAD’ın sürekli erozyon kaybeden 40’ı bile çıkmadan 6 fire veren, yönetim kurulundan istifa edenlerin yerine yedeklerin 9. sıradakini göreve çağıran, ardından yedekten çağırdıkları Fatma Sarıbıyık’ın istifası ile 50 günde 7 kişinin istifa ettiği başarılı(!) bir sürecin kahramanlarına.
Vah ki, vah yazdığım bir yazıdan dolayı, kaç kişinin imza koyduğu, kaç kişinin katıldığı belli olmayan, tüzüğün hangi maddesine göre disiplin kuruluna verildiği belirtilmeyen bir kararı yönetim kurulu diye duyuranlara; derneğin başına ve yönetim kuruluna yaptığım hakaretlerden ve maksadımı aştığım kanısına vararak ihraç kararı ile disiplin kuruluna sevk edilmesine karar verenlere…
Disiplin Kurulu noter ya. Yönetim kurulu karar alacak, disiplin kuruluda şip şak karara uyacak. Yönetimin başına sormazlar mı? A be adam, sen başkan yardımcısıydın. Dernek üyenle ilgili, zamanın yöneticisi olan bir arkadaşımız ‘orospu’ diyerek bir yazı yazmıştı o zaman ne yapmıştın? O zaman neredeydi şahsiyetleriniz? Üyeniz olunca önemli değil ama konu yöneticiler ve başı olunca, yıkarsınız ortalığı değil mi? Yazık, çok yazık.
İYGAD sansür kurulu olmuş. Kendilerini otoriter devlet gibi görüyorlar. Onlarca yıldır konuşan ve yazan yurttaşları için; ‘Devletin ve yöneticilerin itibarını küçük düşürmek gibi kavramlar kullanarak” kan kusturan otoriter bir zihniyetin temsilcileri gibi, bir gazetecinin yazısından dolayı üyelerinin ihraç edilmesi için disiplin kuruluna gönderilmesini, disiplin kuruluna göndermeden uyarılmasına karar verebiliyorlar.
Mübarek meslek örgütü yöneticileri değil, faşist devletin yöneticileri gibi davranıyorlar. İyi ki, gazeteci olabilmişler, ola ki, devletin bir yöneticisi olsalardı, yanmıştık. Başka fetvalar verebilirlerdi.
Sahi dün, yönetime ve başına kırk gün dayanabilen, eski başkan yardımcısı ne yazmıştı: Çingeneyi padişah yapmışlar…
En radikal kararları bizi disipline vermek En büyük ihracatlarına(!) şöyle başlık kullanmışlar: “İYGAD yönetiminden radikal kararlar çıktı.” Radikal karara bakar mısınız? Vah vah ki, bir derneğin en radikal kararına bakın. Yazdığım bir yazıdan dolayı, 50 gün önce yapılan kongrede başkan adayı olan beni ihraç etmeye karar vermişler.
Yetmemiş, derneğin iki dönem başkanlığını yapmış olan Metin Karakoç ile ilgilide; “….. bir partide aktif siyaset yaptığı ve yaptığı siyasete derneği alet ederek İYGAD’ın toplum nezdinde itibarını küçük düşürdüğü kanısına varıldı. Bu gerekçe ile Metin Karakoç’un uyarılmasına karar verildi” diyerek basın bülteni yayınlanmışlar.
Yuh ki, yuh, toplum nezdinde hangi itibardan söz ediyorlar anlamıyorum. Yönetim kurulu uyarmış. Vay anam vay.
İYGAD yönetimi gazeteleri ziyaret ediyorlar. Bizim gazetemizi de ziyaret ediyorlar ama yayınladıkları basın bülteni bizimle ilgili tamamen yalan. Söylemediğim sözleri söylemiş gibi iki cümle halinde yayınlıyorlar. Yayınlanan cümleler ise, gazetecilik açısından ise haberin nasıl yazılmamasına yönelik olarak örnek olarak gösterilecek bir metin.
Meslek örgütümüzün basın bültenlerini hazırlayan kişilere tavsiyemiz şu: Lütfen hiç bir şey bilmiyorsanız, bültenlerinizin kaleme alınmasını, belediye basın danışmanlarından rica edin, nede olsa kimileri üyeniz. Hiç olmazsa rezil olmazsınız.
Şimdi gelelim asıl konumuza. İYGAD yönetimi ve başı, 15 Ekim tarihli ‘Hayatın gerçek iktidarı daha yalın ve daha gerçek… Diğeri yalan ve ihtiras üzerine kurulu…” başlıklı yazımda kendilerine hakaret ettiğime karar vermişler.
Anlayacağınız, başkaları için her türlü yazıları kaleme alabilenler, kendilerini dokunulmaz zannedenler kendileri ile ilgili yazıldığını düşündükleri yazı ile ilgili bülten yayınlanma gereği duymuşlar. Ve beni kınamışlar ve tehdit etmişler. ‘Disipline vereceğiz, dernekten atacağız.’ Babalarının çiftliği ya, istediklerini yapabileceklerini zannediyorlar.
Bülten yayınlıyorlar ama yönetim ve başı için hangi hakaretleri kullandığıma yönelik ifade yok. Ve yönetim ve başı o kadar akıllılar ki, yazdığım yazıda kendilerini kast ettiğimi anlayabiliyorlar.
Devamı yarın…
