İhtiras, hırs ve kin burundan akar irin,
Bir tarafın titrer, üzülürsün. Gelişmeyi zamanın geniş kabulüne bırakırsın.
İlk isteğin, hayallerin süsü, gül bahçen ve dünyanın gözdesini ayağına getiren, Boğaziçi.
İdealimiz ve odak noktamız, Boğaziçili olmak.
Düşünmekten ve düşlemekten haz aldığımız, Boğaziçi.
Geçti bizden demedim, kararlılıkla çıtayı yükseltmekle, öğrenciye o ideali vermekle kazandırdım, Boğaziçili olmasını sağladım.
Öğrencim boğaz içine kazandığında sevincimize inanamazsınız. Çünkü boğaz içine kazanmak inanılmaz rakamları gerektirir.
Matematikten 50 soru ve 48 yapman lazım. Fen bilimlerinden, fizik, kimya ve biyolojiden de birer soruya dahi boğaz içini kazanmaya yetmez. Bu rakamlar, olayın içinde olmayana göre bir şey değildir. Bu rakamları tutturan öğrenci, iki buçuk milyon kişiden ilk yüze girerse kazanır.
Böyle bir öğrenci, çocukları arasında veya akrabasında var mı?
Boğaz içi öğrencisini devletin elinde tutması gerekir. Onları kapıda çiçek ve çikolata ile karşılamalıdır. Bunlara karşılık öğrenciye yapılan muameleye bakar mısınız? Üniversitenin kapısına kelepçe takıyorsunuz.
Arkadaş bu işsizlikte, merak etmeyin sizden iş istemezler. Onların işi ikinci sınıftan itibaren yabancı ülkelerde hazır. Bu durumdan yöneticilerin ar etmesi gerekir.
Bu öğrenciler Allah vergisi zeki ve çalışkan, başarılıdır. Öyle zekaların yurt dışına gitmesi Ülke adına hicaptır. Yöneticilerin bu konuda düşünmesi gerekir. Soruların cevaplarını onlara şifreleyip vermediler.
Sınavı hak ederek kazandılar. Bir insanın çocuğu sevmez elmayı, verirsin ona armudu ne oldu eline bir şey mi oldu. Elma ile armut aynı şey bırakın dediğim dediği, bu mu anlayışınız?
O beyinleri milyarlar akıtsanız bulamayacaksınız.
İnanın bulamayacaksınız.





















