Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Dr. Ahmet FİDAN

Katıksız Kazmaların Kimyasal Analizi

Dr. Ahmet FİDAN Yazar Dr. Ahmet FİDAN
01 Ağustos 2010
Dr. Ahmet FİDAN
27
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kazma Olmanın Faydaları Üzerine

– Oğlum Büyüyünce Ne olacaksın?

– Kazma olacağım baba!

Sanırım küçüklüğünde kazma olmak isteyen bir çocuk yoktur ama, büyüdükçe hangi meslek cins ve ırktan olursa olsunlar, sıfatlarının yanına “kazma” yı da eklemekteler. Doğuştan normal olunsa bile, canlının çevresel ve genetik etkilerle kazmalaştığını görürüz. Kazmalaşmanın daha çok genetik mi yoksa çevresel etkilerle mi ortaya çıktığı konusunda bilimsel bir veri yoktur. Ancak her iki faktörün neredeyse eşit etkisinin olduğunu nesnel gözlemlerimiz ışığında söylememiz mümkündür.

Kazmalaşma faktörü konusunda ayrıntıya inmeye gerek görmüyorum ama, hangi mesleklerin, hangi toplumların, hangi yaş ve cinsiyetin kazmalaşma faktörüne daha fazla destek sağladığı bir başka bilinmeyen durumdur.

Katıksız Kazmalar Üzerine İnceleme

Kazmaların Özellikleri:

 

 

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, kazmalar toplumun her katmanında görülebilmektedir. Yani her yaşın, cinsiyetin, ırkın, mesleğin, bölgenin ayrı kazma türleri ve türevleri bulunmaktadır.

Genel olarak bu özellikleri şöyle sıralayabiliriz.

1. Kazmalar yavaştır, hız onlar için ifrit olunacak bir olgudur.

2. Kazmalar üşengeçtir, onun için gerekli hiç bir şey ve durum neredeyse yoktur. Hayatın kendisi zaten nefes alınmak asgari şartlarda da olsa yemek içmek için bir olgudur.

3. Kazmaların egoları aslında güçlü olmasa bile, başkalarını düşünmeme adına ne varsa eksiksiz yaparlar. Bunlar arasında, toplum içinde bağırarark telefonla konuşmak, yakınında çöp kutusu varken çöpü (çöplük gibi olan) bedenine en uzak mesafeye fırlatmak, hatta fırlatmaya bile tenezzül etmeksizin olduğu yere bırakmak, trafikte 2 saniye olan sarı ışık sürecinde korna çalmayı başarabilmek vb.

4. Kazmalar nezaket, centilmenlik, sanat vb. özel yeteneklerden mahrumdur. Bu tür inceliklerin varlığından bile habersiz olduklarından gerekliliğini de doğal olarak hissedememektedirler.

5. Kazmalar teknik ve teknoloji konusunda özel yeteneklere sahiptirler. Onlarla teknolojiyi en geriden takip etme konusunda kimse yarışamaz. En dramatik olan tarafı da, son model teknolojileri en ilkel yöntemlerle ve en fazla bir iki fonsiyonuyla kullanabilmeleridir. Örneğin cep telefonunun yeşil tuşuna basarak alo demek, veya tuşlarına basıp aramak, otombil kullanımında da kontak anahtarını çevirmek, radyo/cd, klima düğmesine baskamktan öteye gitmezler. Bilgisayarlar ise, solitaire (kağıt oyunu), müzik dinleme, messenger açmak bilgisayar biliyor olmak için yeter de artar bilgilerdir.

Kazmayı tamamlayıcı meslek kabul edersek, meslek sahibi olma açısından, en kolay intibak edilen yegane meslek olarak ta değerlendirebiliriz.

Kazma Olmanın Faydaları:

Kazmalar ve Kariyerleri:

Kazmaları bu kadar karaladık karalamasına ama, toplumda en başarılı kişilerin çoğunun kazma olduğunu ayrıca belirtmek gerek. İyi de hem kazma hem başarı nasıl bir araya gelmekte sorusunu sorarsınız şimdi. Zevkle izah edelim. Kazmalık bir olgudur. Kazmalık, karizmatik olsun olmasın, hasbel kader lider olmuş tepe yöneticileri veya genel müdürler için en ideal yönetim ekibidir. Çünkü kazmalar için hiç bir şey farketmeyecek, kendilerine ait fikirleri olmayacak, kafalarıyla üretecekleri tek şey kepek olduğundan bu tür homosapiensler ideal ekip insanlarıdır. Liderin en basitten en çetrefillisine bütün nanik, numara, oyun ve sahtekarlarına katlanan, onları görmezden gelen yegane kişiler kazmalardır. Eee, bu kadar güzide özelliklere sahip olan kişiler kamuda olsun özel sektörde olsun çok rahatlıkla terfi etmekte ve kazmalarla dolu toplumun kazma yöneticileri oluvermektedir.

Kazmalar ve Sağlık:

Kazmalar homosapiens insanların en sağlıklı olanlarıdır. Çoğu kalın enseli ve şişmandırlar. Daha düz ifadeyle obezdirler. Hemen çoğunun ensesi fazlacak kalın veya zayıf ise de fazla uzunboyludurlar. Bu fiziksel özelliklere sahip olamayan kazmalar bulunsa bile çoğu bu tür fiziksel özellik içeren genom dizilimine sahiptir.

Kazmalar genellikle gamsız olduklarından hemen hemen kendilerini hiç kasmazlar ve aceleleri yoktur. Farketmezlik üzerine kurulu olan hayatları onları riskten korur, stresten korur ve habire kilo alırlar.

Kazmaların kilo rejimleri de son derece istikrarlıdır. Pek tabi ki bu istikrar kilo artışı yönünde ve artan oranlıdır.

Kazmalar ve Duygusallık

Erkek kazmalar için:

Erkek kazmalar B tipi bayanlar için ideal erkeklerdir. Çünkü onlar uyumlu insanlardır. Ancak zevksizlikleri o kadar zirvededir ki, bu konuda malesef cilalayıcı hiç bir cümle bulamamaktayım.

Kadın kazmalar  için:

Kadın kazmaların A tipleri ve B tipleri de görülabilir. Ancak kadın kazmaları bildiğiniz her yere götürebilirsiniz. Sizinle çoğu yere gelmeyi kabul ederler. Ancak onların beraberlikleri saman tadındadır. Erkeğe eşlik eden kazma bayanın varlığı ile yokluğu arasındaki fark sadece fiziksel yöndedir. Ruhsal açıdan yok hükmündedirler. El ele tutup yürüken olsun, yağmurda yürürken olsun, bir yaz akşamında gece mehtabı izlerken olsun tam anlamıyla ölü bir deniz gibi hareketsiz haşlanmış patates gibi tatsız ve tuzsuzdurlar. Hatta bir çoğu böyle durumlarda el ele tutuşmaya bile gerek görmeyecek ruhsuzluktadır.

Kazmalar en sıradan ve en kısa süreli cinsellik yaşadıklarından dolayı, cinsellikten hoşlanmayan veya önemsemeyen bir ton kadın için ideal tiplerdir. Cinsellikte bay ve bayan kazma son derce mutlu bir ilişki yürütürler. Çünkü her ikisi de cinsel fantezilerden münezzehtir.

Kazmalar ve Para:

Ne yazık ki paralı insanların çoğunun kazma olduğunu en başta belirtmek gerek. Kazmalar iyi para kazanırlar. Çünkü onlar harcamayı bilmezler. (Gerçi harcasalar bile en zevksiz alanlara harcamaktan özel zevk duyarlar.)))

Sevgili okurlarım, kazmalar hakkında inanın ortaya konulacak o kadar şey var ki, değil makale kalınca bir kitap bile yazabiliriz. Eee, şimdi gelelim etiket koymaya. Bu yazyı okuyanların hiç birisi kazma değil, çünkü kazmalar böyle internet sitesine girip te köşe yazarı gazetesinden makale okuma zevksizliğini yapmaz. Eh bu da yazımınız en popülist, faydacı ve yalaka cümlesiydi. Neme lazım, bir de güzide okurlarımı ürkütmeyeyim. Gazetemize kazmalar okuyamaz diye etiket yazma gereğini bu yüzden  duymadık. Bu yüzden hiç biriniz kazma değilsiniz anacığım. İçiniz rahat olsun. Zaten kazmaların böylesi traji komik pazar yazılarını anlayabilmeleri için edebiyat bilgileri yeterli değildir.

Son Not: Bunca satırları peş peşe dizdikten sonra “Kazma nedir” sorusu artık anlamsız kalmaktadır. Zira kazma işte bu yazdıklarım ve yazmaya zaman bulamadıklarımdır. Pazar keyfiniz yaz yağmuru tadında, yağmuru sevmeyenler içinse kış güneşi serinliğinde olsun. En azından psikolojik olarak. Bu gün cezvenizin içine koyduğunuz kahveye bir parça da Ahmet Fidan cümlerinin ezmesinden katın. Kahveniz daha köpüklü olacaktır.))) Sevgi ve saygılarımla.

Not:

Bu yazı, http://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.gercekgazete.web.tr, http://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş
Etiketler: hödükinsankazmapsikolojitavşan pisliğitoplumvazalakyaşam
Önceki Yazı

Sütte Ne Var?

Sonraki Yazı

Dörtyol ve İnegöl’ün Ardından

Dr. Ahmet FİDAN

Dr. Ahmet FİDAN

İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004). Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi. ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir. Eserleri: Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.

İlişkili Yazılar

Bilim & Teknoloji

Kültür Araştırma Doğa ve Çevre Dernekleri Federasyonu Kuruluyor

15 Kasım 2024
5k
Dr. Ahmet FİDAN

Kişisel Gelişim ve Öz Motivasyon Teknikleri Açısından Toksik Kişilerden Uzaklaşma Yöntemleri

12 Kasım 2024
5k
Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies
Çocuk Gelişimi

Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies

11 Kasım 2024
5k
Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler
Dr. Ahmet FİDAN

Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler

06 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Dörtyol ve İnegöl'ün Ardından

Yorumlar 27

  1. Çapar Kanat says:
    15 yıl önce

    Böylelerine kırsal kesimde kazma, şehirlerde ise maganda denilebilir miydi?
    Çapar Kanat
    Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi

  2. Şerife Çınar says:
    15 yıl önce

    Değerli hocam,
    Tam da pazar neşesi olabilecek bir yazıydı.
    Derler ya hani “güleriz ağlanacak halimize” diye.
    Öyle güzel betimlemişsiniz ki o kişileri gözümün önünde canlandırmadan edemedim. Haliyle de gülümsedim.
    Sözlerinize katıldığımı da kendi gözlemlerimin ışığında söyleyebilirim.

    Saygılarımla.

  3. Nesrin ATEŞ ŞENGÜLEN says:
    15 yıl önce

    Sayın Ahmet Fidan hocam,
    Yazınızı okurken bir yanda güldüm, bir yandan da endişelendim anlattığınız özelliklere uygun kişilerin etrafımızda çoğaldığını düşündüm bir an, gerçekte belki yeterince var bu kişilik bozuntuları ama daha da çoğaldığını düşünmek korkutuyor. Şimdi bizler bazen onlardan kendimiz uzak tutmayı başarabiliyoruz, mesela şambriyel lastikle denizde yüzenleri görmek istemediğimizden o tür yerlere gitmiyoruz.:) Boynunda zinciriyle yılın modasını yarattığını düşünenlerden, yemeğini yedikten sonra bakın neler yedim der gibi etrafa garip sesler verenlerden, bindiği son model arabanın yaptığı en iyi şey olduğunu sananlardan, sorsan bu yıl oscar kimin oldu diye cevap veremez tabiki de sana bön bön bakıp sen onu boşver bak yen cebim nasıl ama diyenlerden, gittiği 5 yıldızlı otelin kendine ait olduğunu düşünüp parasıyla etrafına hükmedenlerden (bu arada ben 5 yıldızdan nefret ederim.)Allah bizleri korusun çünkü onlar dışı insan görünümlü boş şişme oyuncaklar gibiler. Kaleminize sağlık hocam…

  4. Uğur ÖZALTIN says:
    15 yıl önce

    Kıymetli hocam
    Şahane bir yazı olmuş kutluyorum
    Manisa nın meşhur cehennem sıcağında tatlı bir esinti oldu ruhuma ve güldüm ve düşündüm tabiki.
    Evet kazmalar çok güzel tarif görmüş buna fazla bir katkı bulamam

    Sadece şu minik tespitimi eklemek istiyorum

    Mezarımızı kazmalar kazsa da onlara inat biz kürek olalım ve sevgi toplayıp dağıtalım

    Selamlar sevgiler saygılar

  5. mesut says:
    15 yıl önce

    Çok güzel bir yazı olmuş hocam kaleminize ve yüreğinize sağlık cidden….kazmaların yapmış oldugu eylemler hakkında daha çok düşündürdünüz bizleri?yazınızı okurken kendimi gülmekten alıkoyamadım doğrusu iyiki varsınız:)))))

  6. Dr. Ahmet FİDAN says:
    15 yıl önce

    Sevgili arkadaşlar,
    Güçlü ve tamamlayıcı yorumlarınız için çok teşekkür ederim.

    Amacımız, plastikleşen dünyada, sahici insan ve sahici dostluklar ile, kanserojenleşmeden, yaşamımızı peşimizden artılar ekerek sürdürmektir.

  7. Sacide says:
    15 yıl önce

    Küçüklüğünde anlamını bilmediği için “kazma olmak” isteyen çocuk hocam… Çoktur da… Yaşam içinde kazmanın ne demek olduğunu bildiği halde “kazma” olduğunu bilen yoktur sanırım…
    Değerli paylaşımınız için teşekkür ederim.
    Bu arada Nesrin hanımın:
    “mesela şambriyel lastikle denizde yüzenleri görmek istemediğimizden o tür yerlere gitmiyoruz.:)” sözlerinin biraz ağıra kaçtığını düşünüyorum, her ne kadar sözlerinizin sonunda gülümsemişseniz de ben bu sözleri içim burkularak okudum Nesrin hanım… Ha “şambriyel lastikle” denize girdim mi ? Hayır girmedim, açıkçası denize girmediğim için girmedim ama girenleri biliyorum, görüyorum…
    Neyse ben “mesela şambriyel lastikle denizde yüzenleri görmek istemediğimizden o tür yerlere gitmiyoruz.:)” bu cümleleri okumamış saydım kendimi vee sayenizde bir kahve molasının zamanın gelmiş olduğunu farkettim 🙂 bana müsade 🙂 Kazmalardan uzak bol köpüklü bir kahve beni bekliyor 🙂
    Saygılarımla…

  8. Sacide says:
    15 yıl önce

    Küçüklüğünde anlamını bilmediği için “kazma olmak” isteyen çocuk çoktur hocam… Çoktur da… Yaşam içinde kazmanın ne demek olduğunu bildiği halde “kazma” olduğunu bilen yoktur sanırım…
    Değerli paylaşımınız için teşekkür ederim.
    Bu arada Nesrin hanımın:
    “mesela şambriyel lastikle denizde yüzenleri görmek istemediğimizden o tür yerlere gitmiyoruz.:)” sözlerinin biraz ağıra kaçtığını düşünüyorum, her ne kadar sözlerinizin sonunda gülümsemişseniz de ben bu sözleri içim burkularak okudum Nesrin hanım… Ha “şambriyel lastikle” denize girdim mi ? Hayır girmedim, açıkçası denize girmediğim için girmedim ama girenleri biliyorum, görüyorum…
    Neyse ben “mesela şambriyel lastikle denizde yüzenleri görmek istemediğimizden o tür yerlere gitmiyoruz.:)” bu cümleleri okumamış saydım kendimi vee sayenizde bir kahve molasının zamanın gelmiş olduğunu farkettim 🙂 bana müsade 🙂 Kazmalardan uzak bol köpüklü bir kahve beni bekliyor 🙂
    Saygılarımla…

  9. Vildan says:
    15 yıl önce

    :)) Ahmet Bey, bugüne kadar okuduğum yazılarınızdan belkide en güzeliydi.Pazartesi sendromunu attırdı üstümden:)görüşünüze katılmamak mümkün değil.Ama “kazma”ların olmadığı bir Türkiye düşünmekte mümkün değil sanırım:)hatta çok lüx:) Benimki kış güneşli olsun:) kahvem de yeterince köpüklü:)hayatta, mümkün olduğunca az “kazma”larla karşılaşmak dileğiyle…

  10. şehnaz erkli says:
    15 yıl önce

    valla ahmet bey ben bugün bu kazmaları çok andım::)) .. piknik dönüşü çöplerini arabamın altına saklayan kazmaları yani… çok güzel yazmışsınız.. harikasınız:)) sevgiler

  11. KERİM ÖZBEKLER says:
    15 yıl önce

    Sayın AHMET FİDAN,
    Yazınızı okudum, ne yazık ki bu tür kişiler var. Türkiye zaten bu nedenle çok fazla ilerleyemiyor, sebebine gelince kişilerin böyle olmasında yalnızca onların suçu yok. Başta bulunanlar özgürlükleri kısıtlayınca veya iktidara gelenler ”Halk beni iktidara getirdi, istediğimi yaparım.” zihniyetine sahip olanlar halkın önünü kesince yükselmek isteyenlerin bir kısmı bu sınıfa girmek zorunda kalıyor, yoksa insan psikolojisi engellemelere karşı dizayn edilmiştir. İnsanlar okudukça ve eğitim düzeyi yükseldikçe bu tür olanlar yerini gelişmeye bırakır, gazeteci-yazar ve şairler bunun için var. Bu kesimler ellerindeki bütün gücü kullanarak aydınlatmak zorundadırlar, unutmayalım ki bu ülkeye Cumhuriyet İngiltere’den 750 yıl sonra gelmiştir. Matbaanın ülkeye girmesi ile batı arasındaki fark ise 400 yıldır, bunları göz önüne alarak daha fazla mücadele edilmesi gerekmektedir.

    KERİM ÖZBEKLER
    GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR

  12. nehir says:
    15 yıl önce

    Nehir: Evet AHMET Bey size şimdi yorum yapabilirim… Çok güzel yazınız sizi acımasızzca eleştiremicm, kadın ve erkek kazmalara değinmeniz çok güzel,etik,kendime sordum ben nekadar kazmayım…. Aslında sorun, kibarlığı, dürüslüğü, insan toplumu başkasından bekliyor…
    Kimse kendine BEN Neyim sormuyo….

  13. Nesrin ATEŞ ŞENGÜLEN says:
    15 yıl önce

    Sevgili Sacide hanım düşüncelerinize saygı duyuyorum okumamış saymanızı da saygıyla karşılıyorum. Ama bunlar benim düşüncelerim di ve aynı fikirdeyim..Ben o cümleyi aynen uyguladığım için yazdım. Belki herkesin adına yazmışım gibi olmuş şöyle deseydim “gitmiyorum” daha doğru olurdu.Evet bu tür insanları görmemek için kendimi uzak tutuyorum bu doğrudur. Burada iç burkulacak bir şey olmadığını düşünüyorum Tabiki size saygım sonsuz ama yine söylüyorum etrafımızda kendini bilmez çok fazladır. Biz ne kadar red etsekte bu bir gerçektir. Kendimizi bunlardan uzak tutmak bizim elimizdedir.Sayın hocamın da dediği gibi kazma çeşitli bir modeldir. Ve yazdıklarımın hepsinin birer gerçek olduğu katidir.
    sevgiyle kalın ….kahveniz bal şeker olsun..

  14. zalif says:
    15 yıl önce

    Sevgili Ahmet Fidan,
    Kazmalik genetiktir. Her insanin icinde azicikta olsa kazmalik vardir. Kazmalik bi nevi hastaliktir ve bulasicidir. Cocuklar buyurken cevresinde hangi renk cogunluktaysa ona burunur ve gelisir.
    Kazmalarin egitilmisi, cahili, yasi, cinsiyeti, irk’i, olmaz.
    Kazmalar da kisilik bozuklugu vardir.
    Her ailenin icinde nadirde olsa bir kazmasi vardir.
    Erkek egemen bir toplumda yasadigimiz icin erkek kazmalarin sayisi kadin kazmalardan daha fazladir.
    Kazmalar sayginliktan uzak, yeteneksiz, basarisiz, sahtekar, gamsiz, hissiz ve fikirsiz insanlardir.
    Kazmalar her devrin adamidir.
    Kazmalar negatif enerji tasirlar.
    Her turlu problemin egitimle cozulcegine inananlardanim.
    Kazmalarin olmadigi bir dunya diliyorum.

  15. Necati says:
    15 yıl önce

    Yazınızı okudum kazmalık olgusu kişiye göre değişir.İstem dışıda kazma olunur karşındaki kazma kazma duruyorsa kazmalık karşı tarafa geçen enpati de olabilir yani kazma olmak içten değildir…:)))))

  16. Necati says:
    15 yıl önce

    Yazınızı okudum kazmalık olgusu kişiye göre değişir.İstem dışıda kazma olunur karşındaki kazma kazma duruyorsa kazmalık karşı tarafa geçen empati de olabilir yani kazma olmak içten değildir…:)))))

  17. Necati says:
    15 yıl önce

    Kesin siz kazma insanlarla karşılaştınız Ahmet Bey yoksa bu yazılar neyse:)))))Kazmasız günler diliyorum size:)))))

  18. Necati says:
    15 yıl önce

    ”5 yıldızlı otelin kendine ait olduğunu düşünüp parasıyla etrafına hükmedenlerden (bu arada ben 5 yıldızdan nefret ederim.)Allah bizleri korusun çünkü onlar dışı insan görünümlü boş şişme oyuncaklar gibiler.”Bu yorumu yapan arkadaş nasıl genelleme yapıyor yorum yaparken geniş düşünmek gerek tıpkı Ahmer FİDAN gibi…

  19. Nesrin ATEŞ ŞENGÜLEN says:
    15 yıl önce

    Sayın necati bey, sanırım siz net okumamışsınız. Orada o otellerde kazma gibi davrananlardan bahsedilmiş. Bütün otellere gidenler kazma denmemiş. Bir dahakine daha net anlayarak okursanız seviniriz. Bir gün (galiba sık sık gidiyorsunuz) oteldeyken etrafınıza bir bakın derim, mutlaka en az bir tane göreceksiniz bu kazmalardan. Saygılar….

  20. Nesrin ATEŞ ŞENGÜLEN says:
    15 yıl önce

    Sayın Necati bey okuduğunuz metnin tamamını alarak yorum yapınız, sadece bir cümleyi alarak yapmayınız. O zaman genelleme olmadığını göreceksiniz…

  21. Necati says:
    15 yıl önce

    Nesrin Hanım;ne demek istiyorsunuz…:)))5yıldızlı otellerden nefret etmeniz acaba ulaşamadığınız içinmidir…? Bilemem artık kazma her yerde kazmadır bunun 5 yıldızlısı 1 yıldızlısı olmaz.
    ”Galiba sık sık gidiyorsunuz”Cümlesi hazımsızlıktır…
    Oysa ben gün içinde hem beş yıldızlı hemde gecekonduda aynı gün içinde bulunan birisiyim…:)))Geniş düşünün ortamı kavgaya çevirmeyin hoş olmuyor…
    Saygılar…

  22. Nesrin ATEŞ ŞENGÜLEN says:
    15 yıl önce

    Sayın Necati bey; hazımsızlık kelimesinin kelime anlamını, bütün Türkiye’yi gezmiş biri olarak size iade ediyorum. Bu kadar üzerinize alınıp gocunmanız saçma olmuş. Burada yıldız tartışması yapmak size hiç yakışmamış, artı komik olmuş. Ben burada anlayabilenlere tartışmayı tercih ederim. O yüzden geniş okuyun, okuduğunuzu geniş anlayın. Eleştirilere açık olun bu da geniş düşünme biçimidir. Umarım geniş düşünmeyi becerirsiniz.

  23. Sinem says:
    15 yıl önce

    Nesrin Hanım yazılarınızı okudum da :))))))) gülmekten alamıyorum kendimi:)))))))))))) Hiç bu aralar bu kadar keyiflenmemiştim…:))))))))))))
    Ya sizi tanımıyorum ama yazılarınıza bakınca sinir küpü olduğunuzu düşünüyorum…:))))))))))

  24. Sacide YAYLAZ says:
    15 yıl önce

    Hocam sayenizde kazmanın ne anlama geldiğini bir kez daha çok ama çok iyi anladım…Teşekkür ederim bunun için…

  25. Nesrin ATEŞ ŞENGÜLEN says:
    15 yıl önce

    Sevgili Sinem hanım insan kendini anlatamayınca bazen oluyor. Ama asla sinirlilik değil. Zaten artık yorum yapmıyorum :):):):)

  26. tuncay says:
    15 yıl önce

    Sayın necati bey ;
    ben şuanda ne nesrin hn nede sizi tanıyorum. Sadece dışardan gördüğüm,okuduğum kadarıyla bi erkek olarak birşeyleri hazmedemeyen bir tavrınız olduğunu anlıyorum. Ayrıca bir erkeğin bir bayana kazma olarak hitap etmesinden daha başka nasıl bi kazmalık olabilir bilmiyorum. Ayrıca sitede baktımda size ait bir yazı göremedim. Nesrin hanımın varmış okudum ve gayet güzel yazılar. O gülen arkadaşında sanırım ya anlaması biraz geç, yada genel kültür bakımından biraz kendini geliştirememiş. Ben sadece bir okuyucu olarak bu konuda sessiz kalamadım. Siz ki necati bey herhangi bir yazı yayımlamadan sadece yorumlarla yetinen kişi lütfen bayanlara biraz olsun saygılı olalım herkezin düşünce özgürlüğüne saygı duyalım.
    saygılar…

  27. Nesrin ATEŞ ŞENGÜLEN says:
    15 yıl önce

    Çok çok çok teşekkürler Tuncay bey, anlaşılabilmek ne güzel. Sizin gibi beyefendiler olduğu müddetçe hakikatın anlaşılması uzun sürmez…Saygılar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap