Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cihan HAYIRSEVENER

Magazinci, Gazeteci Midir?

Cihan HAYIRSEVENER Yazar Cihan HAYIRSEVENER
26 Ocak 2008
Cihan HAYIRSEVENER
0
409
Paylaşma
5.1k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan’ın da konuşmalarında çok sık kullandığı bir söz vardır…

Yunus Emre’den aldığı;

“Ehl-i irfan arasında aradım kıldım talep

Her hüner makbul imiş illa edep illa edep…” diye.

İlim irfan sahibi insanlar arasında önemli olanın edepli olmasını veciz bir şekilde vurgulayan güzel bir söz…

Edep’in anlamına gelince de, “bir toplumda örf, adet ve kural halini almış iyi tutum ve davranışlar, incelik, terbiye, iyi ahlak…” olarak da nitelendirebiliriz.

Bunları, hafızamızın bir yerine nakşedip, şimdi de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yayınladığı ve “Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi”ndeki Gazeteci tanımına bir göz atalım;

“Düzenli bir şekilde, günlük yahut süreli bir yazılı, görüntülü, sesli, elektronik veya dijital basın ve yayın organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme veya görüş, fikir belirtme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu olup çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun olanlar, GAZETECİ’dir…”

Yine aynı bildirgenin, gazetecinin temel görevleri ve ilkeleri alt başlığında yer alan 7. maddesine bakalım;

“Gazeteci, kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa, halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan hiçbir amaç için, izin verilmedikçe, özel yaşamın gizliliği ilkesini ihlal edemez…”

Şimdi, tüm bunların neden tanımına gerek duyduğumuza gelince…

Son yıllarda ve özellikle de son bir yılda, işi çığrından çıkaran ve kendilerine magazinci dediğimiz bir kitlenin, gazetecilik kisvesi altında, gerek gazete sayfalarına, özellikle de televizyon ekranlarına getirdiği haber denilen olayları gördükçe, kahretmemek elde değil.

Günümüzde, ne yazık ki eline bir mikrofon verilen, omzuna bir kamera konulan herkes gazeteci oldu.

Artık, kıstas, kriter, ölçüt, bilgi, deneyim, meslek etiği denilen herşey, onlar için rafa kaldırıldı.

Ve işin kötüsü de, öyle şartlandırıldı ki, heryerde, herkesten, her şekilde taciz dahi ederek, birşeyler sorup, karşılığını almayı kendilerinde en doğal hak olarak görmeye başladılar.

Hele bir de karşı çıkan olup da, terslerlerse yandı gülüm keten helva…

“Vay efendim gazetecinin çalışmasını engelliyorlar…” diye başlayan hamaset edebiyatından tutun da, yapanın yaptığını yerin dibine kadar batırmaya kadar her türlü hakarete varacak her türlü söylem sıralanıyor.

Geçtiğimiz günlerde, bir magazin haberine gözüm takıldı. Yeri gelmişken magazinin de ne anlama geldiğini kısaca tarif edersek, “sanat, eğlence ve spor dünyasında yer alan tanınmış kişilerle yapılan haber ve yorumlar” diye nitelendirebiliriz. Yani, artistler, şarkıcılar, tiyatrocular, mankenler de bu tanımın içine giriyor…

İşte, dediğim gibi sabahların sultanı olarak nitelendirilen bir şarkıcımızın, üç günlüğüne tatile gittiği körpe bir türkücü ile dönüşünde, ağzından üç kelime laf alabilmek için bir “gazeteciler ordusu” tarafından karşılanmasını yadırgadım, garipsedim…

Yanlış anlaşılmasın, “gazeteciler ordusu” tanımlaması bana ait değil, haberi okuyan sunucu “…….. ile sevgilisi bir gazeteci ordusu tarafından karşılandı” diyor.

Gazeteci ordusu…

 

Magazinci ordusu deseler, yine yüreğim gam yemeyecek. Ama demiyor…

Bakıyorsunuz, ellerinde mikrofonlar birbirlerini ezme bahasına, çiğneye çiğneye …………. şarkıcı hanımımızın yanında yürüyerek, neredeyse ağzının içine sokacak şekilde uzatıp, “Efendim, Paris’ten geliyorsunuz… Neler söyleyeceksiniz?” diye soruyor…

Aslında söylenecek söz var da, olmuyor işte!..

Hadi sabahların sultanı denen hanım, alışık bu tür mikrofon uzatmalara, onlarca mikrofonu görmezden gelip, asker edasıyla rap rap yürümeye devam ediyor. Bu sefer yanındaki körpe delikanlıya uzanıyor mikrofonlar!..

Aynı şekilde ona da “Efendim, Paris’ten geliyorsunuz… Neler söyleyeceksiniz?”

Hani çocuk da kendini zor tutuyor, validelerini anmamak için ama mikrofon uzatanların umurunda bile değil. Yeter ki, ağzından çıkacak iki kelimeyi yakalasınlar…

Amma, körpe çocuk da tembihli anlaşılan!.. O da bir yandan hafif sırıtma ile gülme pozisyonu arasında bir yüz ifadesi ile yürümeye devam ederken, bir yandan da önündeki mikrofon duvarını aşmaya çalışıyor. Ama mikrofonların ucundakiler kararlı illaki bir ses, illaki bir söz alacaklar!.. Yine koro halinde “Efendim… Neler söyleyeceksiniz?” haykırışları devam ediyor…

Üstelik, “Efendim…”le başlayan cümlelerle geliyor sorular.

Mikrofon uzatanların sürekli “Efendim… Efendim…” demesi sonucu kendini hakikatten Efendi Toranaga sanan körpe türkücü de elinin tersiyle mikrofonları itip, kendine yol açıyor ve muzaffer komutan edasıyla kapısı açılan arabaya da büyük bir gönül rahatlığıyla kuruluyor.

İşin vahim tarafı, mikrofon uzatanların bıkmadan, usanmadan, bu kez de uzaklaşmaya çalışan arabanın kapalı pencerelerinden, “Efendim… Efendim…” diye haykırışları…

Şimdi, bunlar gazeteci mi?

Bunları gördükçe, gazetecilikten utanıyor insan.

Bir meslek böylesine rencide edilemez. Böylesine karalanamaz ve böylesine aşağılanamaz.

Tamam, son yıllarda insanımızın içinde bulunduğu sosyo-ekonomik sıkıntılardan dolayı artık kendini magazine verdiği de bir gerçek.

Televizyon reytinglerine baktığınızda, ne kadar magazin programı varsa, hepsinin tavan yaptığı söyleniyor.

Amma, ne olursa olsun, gazetecilik mesleği böylesine bir nedenden dolayı, refüze edilemez.

 

Ve asla bunlar TGC’nin gazeteci tanımlamasının hiçbirine uymuyor. Ama yine de gazeteciler!.. Artık nasıl oluyorsa.

Tabii sadece bunlar değil… Ekranlara gelen, onlarcası, yüzlercesi hatta binlercesi var, bu yanlışlığın.

Şarkıcının birinin ceketini çekiştire çekiştire soru sorarlar, adam da sinirlenir ve yumruğu patlatınca, “Görevini yapan gazeteciye saldırdı…” olur.

Hadi canım sizde, ne görevi?

Bunların gözünde, kişi hak ve özgürlükleri diye bir kavram asla yok. Aynı şeyler, kendileri için yapılsa, çok merak ediyorum tepkileri ne olurdu?

Bakın Anayasa’nın 20. maddesi ne diyor;

“IV.  Özel hayatın gizliliği ve korunması

A.   Özel hayatın gizliliği

MADDE  20. – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”

Asla gazeteci olarak nitelendiremeyeceğim, kabul edemeyeceğim ve kendilerine magazinci adını veren kitle, kamuya açık her yerde yaptıkları eylemlerin, kendilerince en doğal hak olduğunu zaten peşinen kabullenmişler…

Tabii yanlış anlaşılmasın, içlerinde gerçekten işlerini layıkıyla yapan, gerçek anlamda gazeteci olan magazin gazetecileri de var kuşkusuz. Sözlerim tabii ki onlara değil.

Bir de, rahmetli Erol Dernek’i tanımalarını çok isterdim, bu magazinciyim diye geçinenlerin…

Efendiliği ile kibarlığı ile magazin gazeteciliğinin sembolüydü. Bir güvenlik abidesiydi. Onun sorduğu soruyu cevaplandırmayacak hiçbir şarkıcı, artist, manken tanımıyorum. Öylesine büyük bir magazin gazetecisiydi.

O nerede, şimdikiler nerede?

Gerçi, O’nun zamanındaki sanatçılar da şimdi kalmadı ya!.. Üç-beş kişi kaldı günümüzde.

Her iki taraf da, yani haberi yapan da, habere konu olan da karşılıklı olarak birbirlerini alabildiğine kullanıyor, alabildiğine birbirini sömürüyor, bizler de onların bu karşılıklı oyununa ekranların karşısına geçip seyredip, reytinglerini yükselterek destek oluyoruz.

Bir dereceye kadar yapılanlara “eyvallah” demeye kalksak bile, hiç olmazsa bunları yapanlara gazeteci denilmesin. Benim tepkim de buna zaten.

Magazinci deyin, magazin habercisi deyin, dedikodu kumkuması deyin, ya da ne bileyim yeni bir kimlik oluşturun, ama gazeteci deyip de, bu mesleğin içerisinde gerçek anlamda yer alıp, bu işi ilkeleriyle yapanları bu şekilde aşağılamayın, karalamayın.

Haber diye ekranlara taşınan ne kadar ahlak dışı kişi ve o kişilerin yarattığı olay varsa, bunları taşıyanlara gazeteci demek, sanırım gerçek gazetecileri de derinden yaralıyordur.

Üstelik, hiçbir ilkeye, hiçbir kurala, hiçbir etiğe uymadan yapılan, sergilenen olaylar da, habercilik kisvesi altında sunuluyor. Bu da ikinci berbat ve kabul edilemez bir durum.

Kanun manun hak getire…

Üstelik, yeni Türk Ceza Yasası’nda şöyle bir madde olmasına rağmen;

“Özel hayatın gizliliğini ihlal

MADDE 134. – (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.”

Gerçi kanunun olması değil, önemli olan uygulanması esastır. Eh, tabii ki bizim ülkemizde her türlü suça karşı her türlü ceza vardır da, her nedense kişiye göre uygulanır. Yani adamına göre ceza sistemi işler bizde…

En son önceki gün cezaevinden çıkarılan ve bugüne kadar polise hakaret etmekten, mafya babalarıyla ilişki kurmaya, çete olaylarına karışmaya kadar, adı her türlü benzer olaylara karışan manken bir hanım kızımız, dışarı çıkar çıkmaz söylediği sözlere bakın;

“Bütün kader mahkumlarının serbest bırakılmasını istiyorum…”

İster tabii… Kendisi içerisinin ne olduğu gördü.

Bugüne kadar yaptıkları yanına kâr kaldığı için, içerisinin ne olduğunu bilmiyordu…

Yaşayıp gördü. Peki, kader mahkumlarının hepsi çıkarıldığında, onların canlarını yaktığı, yüreklerini dağladığı, kanlarını akıttığı masum insanların tepkilerinin ne olacağını düşünüyor musun?

Eğer ortada bir suç varsa, mutlaka karşılığında bir cezası da vardır. Yoksa, manken hanım kızımız bulunduğu ortamlardan dolayı kendi adaletini kendisi mi vermekten yana!..

Tüm bunlar, televizyon ekranlarından milyonlarca kişinin gözünün içine sokula sokula sergilenirken, düşünüyorum da Türkiye olarak nereye gidiyoruz.

Haa, bir de Anayasa’mızın ilk maddelerinde, “sosyal bir hukuk devleti” olduğumuz yazıyor galiba…

Neydi Fatih Ürek’in son şarkısı; “Hadi… Hadi… Hadi…”

Paylaş
Etiketler: elektronik veya dijital basıngazeteciler ordusumagazinmagazinci ordusu
Önceki Yazı

Nanorobotlar Yapay DNA’yı Kopyalayınca Ne Olacak?

Sonraki Yazı

Hap Yutmamak İçin Bunları Bilmelisiniz

Cihan HAYIRSEVENER

Cihan HAYIRSEVENER

Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

İlişkili Yazılar

Cihan HAYIRSEVENER

Başkan Adaylarını Açıklayın

30 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

ATV’nin Nasıl Bir Ayrıcalığı Var?..

29 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Fırsatçılara Fırsat Tanıyanlar!..

28 Ağustos 2008
5k
Cihan HAYIRSEVENER

Kim Durduracak Bunları?

27 Ağustos 2008
5k
Sonraki Yazı

Hap Yutmamak İçin Bunları Bilmelisiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap