Bir iş ehline verilmeli ve o iş doğaya uygun yapılmalıdır. Aksi hâlde ortaya bir ucube çıkar.
Orman alanın kenarına yazın kalabilmek için, dam yapmak isteyen, köyün bekçisi, ormandan büyük bir çam ağacını keser. Kesilen çam ağacından damın temelleri kurar.
Yan direkler ve direkler arası tahta ile sarılır. Çatı kısmı da biraz dışa çıkmak suretiyle yapılır. Kapı ve küçük penceresi takılır. Damın yapılışı kolaylıkla tamamlanır. Yaylacılar geldiğinde köyün bekçisi yapılan hatalara ve sorulara cevap veremez.
Yapan ustayı evinden alır ve soruları cevaplamasını ister. Usta benden böyle bir şey istedi. Yapacağım bir şey yoktu , dedi.
Orman kenarında olması yanlıştı. Çünkü damın arkası yabanilere korunaklı yuva olacaktı. Çünkü, kar ve yağmur almayacaktı.
Ben yaptım oldu mantığı geçerli değildi. Onun için usta, bir sabah damı sökmeye başladı, başka çaresi yoktu. Bekçinin düşündüğü damın yerine rahat edebileceği güzel bir ev yapmaya karar verildi. Yaylacılar, bir kamyon malzeme ısmarladı ve oba evlerinin yanında temel eşildi.
Yayla evi gelişi güzel yapılırdı. Tam tersine her şeyi kullanılabilecek ev kurdular. Bir kamyon malzeme de evin yapımına yetti.
Mutfağı iki odası, banyo ve tuvaletiyle modern bir ev on beş günde ortaya çıktı. Obadakilerin yardımıyla dışını sıvadılar. İçini de tahtayla döşediler. Bekçinin evi obaya örnek oldu. Yaylanın sonuna kadar, en az beş ev daha yapıldı. Özellikle bir tanesi salonuyla üç odasıyla büyük bir ev hâline geldi. Çatısı kar tutmamaya göre dik yapıldı. Adam Almanya’da görmüş aynen uygulamıştı.
Dağ başında taş evlerin içi tahta döşenmedikten sonra soğuk oluyordu. Eski evler tamamen ahşap olmasının özelliği sıcak olmasıydı. İnsanlar beton evlerde, rahat edemediler ama temiz ve de düzenliydiler.
Yaylada eski evleri doğaya uygun olarak yapılırdı.
Hasan TANRIVERDİ





















