Ekonomi endeksli yazınca mihenk noktalarınızdan biri tarım oluyor. Bugüne kadar tarım alanında yazdığım yazılara baktığımda çoğunlukla tekerrür eden tarih görüyorum.
Üstelik tarımla tek bağlantım yazılarım da değil. Karınca kararınca gayet başarısız tarım girişimlerim olmuştur!
İşin içine girince görüyorsunuz ki, uygulanan politikalarla küçük hatta minik ölçekli üreticinin başarı ihtimali baştan sıfır.
***
Özellikle hayvancılıktaki uyarılarımız oldukça netti. Perşembenin gelişi pazartesiden! belliydi. Yaklaşık 8-10 yıl önce süt krizinde izlenen akıl almaz yanlış yönlendirmelerle oluşan fahiş maliyet, küçük üreticinin elindeki hayvanı kesmesine yol açıyordu ve bas bas bağırdık.
“Regüle etmezseniz yalnızca süt değil, et hayvanları da kesilecek. İleride et fiyatlarıyla başa çıkamazsınız.”
Öyle hatalar yaşandı ki bugünlere vardık. Bakanlık da sonradan vehameti görüp geçici çözümler üretmeye çalıştı. Nafile…
***
Geçenlerde yazdım, ucuzluk marketinden yarım kilo kıymayı 20 küsur TL’ye fal taşı açılmış gözlerimle aldım diye. Bu böyle gitmezdi. Sesler yükselince Ankara düğmeye bastı ama karkas et ithalatıyla yine yanlış yerden. Aynı sahneyi kaç kez yaşadık? Yerli üretici ithalatla terbiye edilmiyor.
Ucuz ithal ürünler nedeniyle fiyatlar bir süre geriliyor ama ithalat, yerli üreticiyi üretimden soğuttuğu için aksine negatif etki yaratıyor. Bir süre sonra fiyat artışları kalıcı olmaya başlıyor. 2005 yılında dana eti kg/tl fiyatı 12.10 TL, bugün 42 TL. Oysa onlarca kez ithalat yapıldı. Türkiye’nin büyükbaş hayvan varlığı 14 milyon adet. 2014 yılında 3 milyon 700 bin baş sığır kesildi.
Yılda 1 milyon ton kırmızı et tüketiyoruz. Yüzde 90’ına yakını sığır eti, yüzde 10’una yakını koyun eti. Sıfır faizli hayvancılık kredileri artmasına rağmen çözüm sağlanamıyor çünkü hayvancılığı da holdingleştirdik. Hayvancılıkta maliyetin yüzde 60’ını sanayi yemi oluştururken bu yem fiyatlarıyla küçük üretici baştan pes diyor. Sektörde büyük oyuncu önemli ama ağırlık onlara geçtiğinde spekülatif etkenler artıyor.
***
Ayrıca Kurban Bayramı yaklaşırken, besiciler kesime gidecek hayvanları bekletir.
Arzda duraklama olunca, fiyatlar yine yükselir. Etkenler çok ve çözüm kesinlikle tek değil. Devamlı karkas et ithal ederek fiyatlar kalıcı düşürülemez. Bir cesaret; üretim odaklı yapısal önleme geçilmeli.
***
Köyüne geri dönene büyükbaş hayvan vermek, yem maliyetlerini azaltıcı önlemler almak, az sayıda hayvanı olan üreticiye mazot desteği sağlamak veya kooperatifleşmeye özel destekler vermek ya da başka yapısal çözümler… Marketlerde kırmızı et reyonuna içi acıyarak bakan vatandaşla başka türlü bağ kurulamaz. Aslında soru şu; ülkemizde hiçbir geçici politikanın kalıcı sonuç vermediğini daha ne kadar canımız acıyarak öğreneceğiz?