Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Umudun Tükendiği Yerdeyiz…

Prof.Dr. Levent SEÇER Yazar Prof.Dr. Levent SEÇER
23 Nisan 2016
Levent SEÇER (Prof.Dr.)
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Tarihi yazanlara baktığımızda onların söylediklerini bu günün yansımalarında görmemek mümkün mü? Türkiye’de bu gün yaşananlar tarihe ihanet edildiğini göstermiyor mu? Bugün yaşamayan ve hala dilimizden onların düşüremediğimiz değerleri, daha o yıllarda bugün tüm dünyada yaşanacakları bize nasıl da anlatıyor. Sokrates, Descardes, Diyonisos, Euripides, Marks, Vıctor Hugo, Galileo, hepside aydınlanmada bilimsel düşünceyi akıl ve bilimi anlatmaya çalışmışlar. Kaderleri bilimde sanatta topluma ışık olmakta birleşmiş. Ama biz bugün kendi ülkemizde akıl ve bilimin karşısına nefreti çıkarmaya çalışıyoruz. İnanç saygınlığına siyaseti alet ederek sisteme hakim olmak tehlikenin adı değil mi? ” Tanrıya inanan adam olmak kolay, asıl zorluk tanrının inanacağı adam olmakta” Albert Einstein böyle söylemiş. Bugün bu saygınlığı görmek yerine kin ve nefret dağılımını görmek ürkütüyor beni. Romantik gerçekçilik her zaman vicdani sorumluluğu içinde taşır, ama siz bu vicdan sorumluluğunu sadece kendi hırslarınıza teslim ederseniz, bunu içinizdeki kin ve öfke duygularınıza teslim etmiş olursunuz. Kapitalist toplumda icra-i görevdeki anlayışın, bir kişinin yönetiminde olması ve devletin diğer tüm bölümlerine ve topluma etkin bir biçimde sınırsızca

Yansıması, diktatörce bir kuvvet uygulamasının adı değil mi? Ama tarihsel olaylara baktığımız da bu gücün sonunda bir trajediye dönüşmesi de mümkün. Devlet adamı olmak, devleti toplumu yönetmek kolay değil, bilgi ve birikim ister,  sisteme hakim zihniyet kendisine inanan inanmayan herkesin, yaşam tarzında duygu ve düşüncesinde insanca hakça yaşamasının güvence altına alınmasından sorumludur. Toplumu yönetenler kin ve kişisel ihtiraslar öfke ve intikam duygusundan uzak bir düşüncenin içinde olmalılar. Mezhepler ayrılığının gösteriminde ve bunun olası korkunç yansımalarında yaşanacak gerçekleri iyi analiz etmeliler. Tarihin derinliklerinden bugüne kadar gelen toplumsal paylaşımlar da, bugünün tarihini yazan değerli bilim insanlarının çizdiği, yazdığı, bıraktığı, gerçeklere iyi bakmalıyız. Birilerinin bu değerleri yok sayıp, kendi adına başka bir masalın adını yazmaya kalkmaları felaketin adı demektir.

AKIL VE BİLİM SAYGINLIĞI.

Frederick Banting INSULIN bulduğu zaman, bu yeni bir tarihin adıydı bana göre, ama bu gün benim ülkemde bilim adamı, yazar, düşünen her insan korku içinde, bende kendi ülkemde Frederick Banting gibi tarihe adını yazdıracak değerler yetişsin istiyorum. Ama bugün ne yazık ki birileri hala insan hak ve özgürlüklerinden dem vururken,  inandırıcı olmaktan çok uzakta kalıp bunun aksini yapıyorlar. Yazan, düşünen, eli kalem tutan herkesi, farklı bir düşünceye hizmet ediyor mantığıyla. Nietzsche’nin dediği gibi korku sendromuna sürüklenmesi isteniyor. Şimdi bu hareketin içinde dolaysız özde bir demokrasi görmek mümkün mü? Siz bugün tarihten Atatürk’ten sanatı yaratan sanatçıdan, Türk olmaktan, tiyatrodan, baleden, klasik müzikten, operadan, yazar düşünen bilim adamından, gazeteciden, bayramlardan ve konuşan Türkiye’den nefret edip akıl ve bilimi tutuklamak isterseniz, demokrasi insan hak ve özgürlüklerinden söz edemezsiniz. Askeri darbelerden çok ülkeyi sivil bir darbenin ortasında bırakmış olursunuz, bunun adı da tükenmişlik, yok olmak ve felaket demektir. Askeri darbelerden bu ülke çok şey kaybetti. Ama şimdi asıl büyük tehlike, başkanlık senaryolarının çizilmek istendiği otoriter bir darbenin ayak sesleri. Düne kadar ”AB bir Hıristiyanlar kulübü bizim onların arasında ne işimiz var” diyenler, şimdi nasılda (AB) birliğinin her istediğine evet diyor anlamış değilim. Batı’nın ikiyüzlü politikalarına teslim olmak demek, sergilenen siyaset anlayışını kendi toplumuna anlatamamak demektir.

Akıl ve Bilimden yoksun bir politik anlayışı, sonunda bir ülkede tüm sistemlerin tıkanması anlamına gelir, siz sergilemek istediğiniz siyasete gelen tüm eleştirilerden feyz almaz bunu kavgaya dönüştürmeye çalışırsanız sistemin tıkanmasına sebep olursunuz. Sizin politika anlayışınızı benimsemeyen bir düşünceye karşı kavgaya başlarsanız, parlamenter sitemin vazgeçilmez bir parçası olan çok seslilikten uzakta kalmak bölünmenin adı değil midir? Tek bir sesin hâkim olduğu siyasi anlayışı eleştirmek demokrasi demektir.

SAVAŞ VE BARIŞ…

Siyasal tıkanmanın tamda ortasında yaşanan bir TERÖR var. Terörün her türlüsünün karşısındayım, bu insanlığa barışa karşı işlenmiş bir cinayettir. Terörün kaynağının adını nereden beslendiğini, amacının ne olduğunu sizin toplumla paylaşmanız gerek. O zaman teröre karşı toplumsal tepki ve ortak paylaşım kendiliğinden gelecektir. Siyasal yanlışların teröre cesaret verdiğinin gerçeğini unutamayız. Türkiye’nin bugün ulusal saygınlığının kaybolduğunu gördükçe üzülmemek mümkün mü?

Ülkeyi yönettiklerine inananların söylemlerinde daha dikkatli olmaları gerçeğini unutmamak gerek. Ama bugüne baktığımızda, parlamenter sistemden ülkeyi ısrarla otoriter bir sitemin adı olan Başkanlık modeline götürme senaryoları bitmiyor. Peki, başkanlık olduğu takdirde ülkede ne düzelecek acaba? burada nelerin yaşanacağını yazmak korkutuyor beni. Türk kimliğinin, yani Türk olmanın adının yok edilmesi her şeyin adı değil mi? Parlamenter sitem toplumun ortak sesi demektir, başkanlık siteminde bunu görmek mümkün olmayacak, ben burada sadece bunu yazmakla olası gerçeklerin özünü ifade etmek istedim. İnsan hak ve özgürlüklerinin sınırsız yaşandığını söyleyenler, düşüncesinden dolayı hapsedilenlerin yaşadıklarını açıklayamıyorlar. Bugün etrafımız iktidar yağcısı görünen sözde aydınlar, sanatçılar, yandaş gazeteciler, muhbirler, para ve yalan için konuşanlar, dalkavuklar, yalakalar, yağdanlıklarla dolu. Ama her türlü baskıya, zulme, yargılamaya ve zindana atma tehditlerine karşın, yurduna, Cumhuriyet sevdasından bağlılığından Atatürk sevgisinden onun devrim anlayışından asla vazgeçmeyen kadınlarımız, erkeklerimiz var.

Cumhuriyet bir avuç aydın memleket sevdalısı insanımızla her zaman yaşayacaktır. Bu ülke karanlıkları değil aydınlıkları yaşamayı hak ediyor. Şimdi asıl felaketin sorumluları ülkenin içine düştüğü siyasal tıkanmadan ülkeyi çıkaramayanlardır. 400 milyar doları aşan dış borcun bile saklandığı bir ülke, işsiz yoksul sayısının hızla artması, Batı’da tüm saygınlığını kaybetmiş ve inadına belirsizliğin getirdiği manada uluslararası siyasi dengenin içinde kin ve ihtirasın öfkenin getirdiği, literatürde bile adının yer almadığı bir yozlaşmış kültür edebiyatıyla konuşmak, ülkenin saygınlığını daha da gerilerde bırakmıyor mu? Bunu en üst yerde bulunanların yapması daha vahim bana göre. Ve ne hazindir ki koca bir ülke sadece bir tek adamın dudakları arasında kalan bir biçime bağlanmış durumda. Peki, her yerde her şeye karışan bir zihniyetin, hala başkanlık istemesinin anlamı nedir? Her şeyin kararlarını veren o değil mi? Batı demokrasilerinde Cumhur her zaman siyasal oluşumlardan uzakta kalır, ama benim ülkemde hala cumhurun siyasetin içinde olmasını yadırgıyorum. Namus ve şeref kavramlarını unutmak, siyasi oluşumlarda her zaman tıkanmanın adıdır. Ulusal bayramlar nedensiz iptal ediliyor, gerekçesi hazır ”Terör” Ulusal değerlerimizin manevi duygularımızın buna gerekçe gösterilerek iptal edilmesi kabul edilir bir davranış değil. Bir millet tarihini milli duygularının manevi sesiyle yaşar. Atatürk ve cumhuriyetin değerlerini yok saymak tarihe ihanet bana göre. Ama yıllar önce 40 bin Türkü zehirleyerek öldüren Vehabileri devlet nişanıyla ödüllendirmek, işte bunun adını koyamıyorum. Biliyorum ama sadece üzülmekle yetinmek zorunda kalıyorum.

Prof. Dr. Levent Seçer

Paylaş
Etiketler: diktatörceGalileoTarihi yazanlarUmudun TükendiğiVıctor HugoYansıması
Önceki Yazı

Ya Allah Ya Bismillah

Sonraki Yazı

Eski Bir Nottan Bey’ e

Prof.Dr. Levent SEÇER

Prof.Dr. Levent SEÇER

İlişkili Yazılar

Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Emeğe Dayalı Evrensel Demokrasi

09 Ağustos 2023
5k
Tükenişin Tek Sorumlusu CHP
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Tükenişin Tek Sorumlusu CHP

09 Temmuz 2023
5k
Umuda Yolculuk
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Umuda Yolculuk

22 Haziran 2023
5k
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Aydınlık Özgürlük Şarkının Adı Bu Olmalı

19 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Eski Bir Nottan Bey’ e

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap