Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Dr. Ahmet FİDAN

Karadeniz, Neden Kara Deniz? Karadenizin Etimolojik Kökeni

Dr. Ahmet FİDAN Yazar Dr. Ahmet FİDAN
25 Ekim 2009
Dr. Ahmet FİDAN
1
448
Paylaşma
5.6k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Neden Karadeniz, Neden Kara Deniz?

Duru su saydamdır bilirsiniz. Denizler veya büyük  göller çoğunlukla göğü yansıttığından mavidir. Peki neden Karadenize kara deniz denmiş?

Bazı kaynaklar, Karadeniz’in derinliklerinde fazla zehirli bileşen olduğu için daha koyu renkli görünmekte olduğunu söyleseler de, böylesi büyük ve açık bir deniz için böyle bir etken mantıklı değildir. Ayrıca, uzay haritalarında diğer denizlere göre Karadeniz’in diğerlerine göre daha koyu olduğunu hiç görmedim. Olmazları ortaya koyduktan sonra olur tarafından biraz da tarihsel açıdan incelediğimizde konunun daha çok sosyolojik bir neden olduğu görülmektedir.

Gerek binlerce yıl önce buzul kütleleri erimeye başlamasından, gerekse sürekli olarak  depremler, dünyanın dönme yönüne göre avrupa kıtasının Asya kıtasını sıkıştırmasıyla Marmara bölgesinin çökmesi ve Marmara denizinin ortaya çıkmasıyla Hazar Denizi gibi bir iç göl olan Karadeniz,  Çanakkale ve Marmara boğazlarıyla Ege ve Akdeniz Sularıyla birleşmiştir. Karadeniz’in seviyesi Marmara’nın 150 metre altında olduğundan akıntı çok şiddetli olmuş ve gölün kenarında yaşayan insan toplulukları tuzlu suların sahildeki yerleşim ve tarım alanlarını kapladığından dolayı daha yükseklere ve başka bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır.

Karadenizin tarihi takası
Karadenizin tarihi takası

Tarih kitaplarında ise, buradan göç eden insanların daha sonra Mezopotamya’da Sümerler olarak tarih sahnesine çıktıklarını belirtmektedir.  M.Ö. 3000 yılında yazıyı bulan bu insanlar çivi yazısı ile kil tabletler üzerinde kuşaktan kuşağa bu olayı anlattıkları söylenir. Bazı bilim adamları ise, bunu “Nuh Tufanı” olarak kabul ederler.

Grekler de, KARADENİZ’e “dost olmayan” anlamında Pontos Aexeinos demişlerdir. Aexeinos adının Persçe yani Farsça bir kelime olan “ahşaena”dan geldiği belirtilir. “Ahşaena”, “karanlık, zalim, uğursuz” gibi manaları içerir.

Öte yandan bazı kaynaklarda da “kara” kelimesi Orta Asya Türklerinde kuzey anlamındadır. Çin kaynaklarında verilen bilgilere göre, Türkler Kuzey’e kara, Doğu’ya yeşil, Batı’ya ak demişler, Güney’i de kızıl olarak tarif etmişlerdir.

Sebebi ne olursa olsun, neticede deniz yükselmiş, kıyısındaki insanlara kasvetli günler yaşatmış bir kısmı kaçmış bir kısmı dağ yamaçlarına çıkmıştır. Karadenize, ister kasvetli günler yaşattığı gerçeğinden hareketle kara denmiş olsun, ister Türkler’in kuzey anlamında kullandıkları için olsun, Karadeniz’e kara deniz denmiştir.

Deniz Karaysa Denizli Neden Pembe?

Bütün bu verilerden sonra bu sonucu çıkarmak zor olmasa gerek. Bir taraftan deniz kabarmış veya hırçın dalgalarıyla sürekli karaya saldırmış, bir taraftan da denize paralel yükselen sarp dağlar… Karadenizli deniz tarafına bakmış çare yok, dağa bakmış oldukça sarp, iki arada bir derede yaşamak zorunda kalmış.

Karadenizin hızlı değişken iklim yapısı nedeniyle, hırçın, hızlı hareketli ve azgın denizi nedeniyle, çetin sarp ama sürekli yeşil dağ yapısı nedeniyle karadenizli çaresizlikler içinde kendi çaresini kendi üretmiş, en zor durumlara bile mutlaka çıkış yolu bulmuştur. Bu azgın doğal şartlara karşı yer yer kendine bakmış çevresine bakmış ve çoğu zaman da bu etkenlerden dolayı bunları kendi mizah anlayışıyla yoğurmuştur.

Çevresine baktığında düm düz ova, dup durgun çarşaf gibi deniz, düzenli güneş görememenin olumsuz gibi görülen etkileri, sık sık yağan yağmurun, denizin dalgasının, fırtınasının etkisiyle, denizden çıkardığı balığın, hamsinin kıpraşmasının etkisiyle kendine özgü kıvraklığına kavuşmuştur. Karadenizlinin bu hali, asırlarca folklörüne medeniyet yapısına, düşünce yapısına yansımıştır.

Karadenizli deniz dalgalarının karaya çıkmaya inat etmesine baka baka, zorlu yamaçları çıka çıka, inat inat olduğu kadar da azimli bir insan tipi haline gelmiştir.

Zorluklarla mücadelede kendi kendine uzmanlaşmış olduğundan, çoğunlukla kendi kendine yetmesini bilen insanlar olan karadenizliler bu özelliklerinden dolayı da oldukça gururludur. En zor ve değişken şartlarda bile çözüm üretebildiklerinden her zaman geleceğe dönük ve ümit doludurlar. Bu nedenle Karadeniz, kara kabuslarının ve tufanlarının etkisiyle zorlasa da, karadenizli bu karaltılarla nasır tutup çözümü, çareyi, ümidi, yeşilin yapıcılığı içinde pembeye çevirmiştir.

Sıcak-soğuk, mavi-yeşil, yağmur-güneş, (dağlar ve vadiler arası) iniş-çıkış arasındaki tezatın sürekli ve hızlı değişimi ve de yine sürekli bu şartlarla iç içe oluş karadenizliye kendine özgü bir mizah yeteneği kazandırmıştır. Bilindiği gibi, mizahın kaynağı, dramatik aşırı tezatlardır. Karadenizli de bunu her gün her saat bol bol görmekte, dahası bu şartlar karadenizlinin üstüne üstüne gelmektedir.

Bütün bunlardan sonra daha karadenizli nasıl kara denizli olmasın. Karadeniz, nasıl karadenizliyi üretmesin?

Eh, bu pazar da biraz sıkıcı olsak ta çoktan dır bu konuyu ele almayı düşündüğümün bireysel baskısından kurtulmuş olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyorum. Bir karadenizli olarak bunları yazmamda gecikmiş olmamdan dolayı ise, önce Karadenizden sonra karadenizlilerden özür diliyorum.

Sanırım 20 yıldır yazılarımdaki kurgu değişikliğinin, tema geçişlerinin, yazı konularındaki çeşitliliğin, her gerçeğin altına sokuşturulmuş iğneleyici sözcüğün, ne olursa olsun, pembe tablonun, “carpediem” bakışının kaynağını çıkarabilmişsinizdir.

Cevabı söylemeye gerek olmasa bile ben söylemekten zevk duyuyorum: BENDENİZ, KARA DENİZ, KARAADENİZ

Bir Karadeniz fıkrası anlatmadan yazıyı bitirirsem hemşehrilerim tarafından aforoz edilirim.

KILÇIK

Temel ile Kayseri’li trene binmişler. Yerine oturan temel azık torbasından hamsilerini çıkarmış. Hamsinin kılçıklarını bir yana etlerini bir yana ayırmış. Etlerini kabın içine yerleştirdikten sonra, kılçıklarını ekmeğin arasına koyup yemeğe başlamış. Bunu gören Kayseri’li şaşırmış ve ‘niye etlerini attın kılçıklarını yiyorsun demiş.

Temel’de Karadeniz’liler kılçıklarını yedikleri için akıllıdır demiş.
Kayserili imrenir bir tane kılçıklı ekmek ister.Temel olur ama kılçığın tanesine 1 lira isterim der.
Kayseri’li “tamam” der ve 5 tane ister. Kılçıklı ekmeğin yarısını yedikten sonra, “yahu beğendim yiyorum ama sana 5 lira verdim, hamsinin kilosu zaten o kadar bile etmez” der.

Temel, “bak gördün mü? akıllanmaya başladın” der.

Efendim, pazarınız mutlu, vücudunuz hamsi kadar canlı kahveniz bol köpüklü olsun. Mutlu pazarlar.

Not:

Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.kamudanhaber.com, www.haberanaliz.net, www.siyasalforum.net, www.gunesgazetesi.net, www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş
Etiketler: coğrafya karadeniziklimkaradenizlikültür
Önceki Yazı

Diyanet Neden Gizli İşlem Yürütüyor?

Sonraki Yazı

Madalyalı Tek Şehir Kahramanmaraş ve Gündem…

Dr. Ahmet FİDAN

Dr. Ahmet FİDAN

İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansını (1993) tamamladı. İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Fakültesi’nde Personel Yönetimi / İnsan Kaynakları Yönetimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. (1996) Doktorasını M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim bilim dalında, Büyükşehirlerde Kentiçi Ulaşım Hizmetlerinin Entegrasyonu ve Yönetimi, İstanbul Metropoliten Alanı İçin Bir Model Önerisi adlı teziyle tamamladı. (2004). Halen Ordu Üniversitesi’nde (Deniz Bilimleri Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi. ICAM Network ve ICAM Publishing Genel Yayın Koordinatörlüğünü, OJOP Çevrimiçi Bilimsel Dergi Yayıncıları ve Editörleri Platformu Dönem Başkanlığını, KADOÇED Genel Başkanlığını, TİGAD (Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği) Ordu Temsilciliğini, KAŞYAD Başkanlığını, KARAV Müt. Heyeti Başkanlığnı yürütmektedir. Eserleri: Kent, Ulaşım, Yerel Yönetim, Bilişim Teknolojileri, Estetik, Kent Kültürü, Çevre, Kurumsal Etik, Bireysel İletişim ve Kurumsal İletişim Sistemleri, Siyaset, Yönetim Bilimleri, Mizah, Şiir ve Edebiyat, Kişisel Gelişim, Hukuk-Siyaset-Eğitim Felsefeleri alanlarında 10’dan fazla kitap, yüzlerce makale, bildiri, 1000’den fazla köşe yazısının müellifidir.

İlişkili Yazılar

Bilim & Teknoloji

Kültür Araştırma Doğa ve Çevre Dernekleri Federasyonu Kuruluyor

15 Kasım 2024
5k
Dr. Ahmet FİDAN

Kişisel Gelişim ve Öz Motivasyon Teknikleri Açısından Toksik Kişilerden Uzaklaşma Yöntemleri

12 Kasım 2024
5k
Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies
Çocuk Gelişimi

Yalansız Yaşama Sanatı | The Art of Living Without Lies

11 Kasım 2024
5k
Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler
Dr. Ahmet FİDAN

Kaçırılan Fırsatlar İçin Bomba Teselliler

06 Ekim 2024
5k
Sonraki Yazı

Madalyalı Tek Şehir Kahramanmaraş ve Gündem...

Yorumlar 1

  1. Uğur ÖZALTIN says:
    16 yıl önce

    Fıkra çok güzel geldi gerçekten.
    Karadeniz-Akdeniz yani kuzey ve güney bağlamında düşünmek bana da mantıklı geldi. Güneşin bolluğu güneyle bütünleşik olduğuna göre kuzeye KARA demek mantıklı.

    Ayrıca kuzeyin soğuk oluşu da zor şartları andırması bakımından yin gözü kara mücadeleci insan tabirine de uyumlu.

    Her halükarda olay mantıklı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap