Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cahit KARAÇ

Kalp ve Kalbin Halleri (V) Bölüm

Cahit KARAÇ Yazar Cahit KARAÇ
22 Eylül 2012
Cahit KARAÇ
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
Ancak insan bedeni, toprak, ateş, hava ve sudan yaratıldığından. İnsan bedeni bünyesinde bu maddeleri taşır.
İnsan yaşarken bünyesindeki bu maddelerin bedenine giriş çıkışlarını kontrol edip, bedende bulunan bu maddelerin bedendeki bulunma sebeplerine bağlı olarak doğal dengelerini bedeni içinde sağlayabilirse şayet, işte o zaman Allah’ın bizlere bahşettiği ilahi kaderde yazılı olan gerçek ömrü yaşarız. Aksi takdirde bir çok sebebi bilinmeyen ölümlerle gerçek hayata ait ömrü yaşamadan bu dünyadan göçüp gideriz.

Halbuki, sağlıklı yaşayıp normal hayat içinde asıl ömrümüzü sebepsiz yere tüketmeden yaşayabilmemiz için, verilen akla dayalı ilimle insan bedeninde bulunan doğadaki bütün maddelerin vücudumuza giriş çıkış dengelerinin bilimsel yöntemlerle sağlanıp korunmasıyla ancak mümkün olacaktır.

Kalp denilen bu merkez, aynı zamanda insanın hayır ile şer, melek ile şeytan arasında yani iyilik ile kötülük arasında sürekli mele kut alemine rahmani. Ya da şeytani aleme şer istikametindeki, yani her iki yöne de kalp atışı sayısınca sürekli akla dayalı pozitif yada negatif yönde fikir ve düşünce üretir.

Ürettiği bu fikir ve düşünceleri, aklına dayalı elde ettiği ilimle de değerlendirip muhakeme ederek kendi akli iradesi yönünde (doğru yada yanlış istikamette) karar alıp hayata geçirir.

Bu nedenle de insan, hem melek gibi iyi ve güzel huylu olup, onun gibi iyi ve güzel yaşayabilir. Ya da şeytan olup, onun gibi iki yüzlülük içinde, her zaman kötü huy ve karaktere sahip birisi olarak sürekli kötü ve çirkin yaşar.

Hatta bazen hayvanlardan bile aşağı bir varlık olarak da yaşayabilir.

İnsan, nefsine bağlı hareket ettiğinde, şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişir.

Şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişen bir insanda elbette şeytani bir benliğine sahip olur ki, o yönde kötü bir insan olur.

İnsan ruhi ben’liğini (egoizmini) terbiye etmek için, aklını besleyip gönül istikametinde hareket ettiğinde de, melekleşme yönündeki duygu ve düşünceleri gelişir.

O zaman da melek gibi, iyi huylu, güzel bir insan olur.

Demek ki, iyiliğin de kötülüğün de kaynağı kalptir. Her ikisi de aynı yerde, aynı bedende bir kalpte, bir arada bulunmaktadır.

O halde kalp, nefisten dolayı kötülüğün, (gönle bağlı) akıldan dolayı da iyiliğin kaynağıdır.

Demek ki, insanlar yaptıkları iyi ya da kötü her işi, kalplerinin iyi yada kötü haliyle yaparlar. Yani o anda kalpleri içinde barındırdıkları enerji yükünün ağırlığının yönü istikametinde hareket ediyorlar.

Kalplerinde oluşan enerji yoğunluğu negatif oluşmuşsa, benlikte oluşan duygu ve düşünceler de negatif yönde. Yok pozitif oluşmuşsa elbet o zaman da pozitif yönde oluşan benlikteki bu duygu ve düşünceler dışa olumlu yönde yansıyıp, şavkı karşımızdakine güzel akseder.

Bu da insanın; ya nefisle, nefsi yönde, ya da akılla, akli irade yönünde (kısacası her ikisi arasında tercih yapma ) karar verme yetisine sahip bir varlık olduğunun en bariz bir göstergesidir ki; bu da onun iyilikle kötülük (melekle – şeytan ) arasında yaratılmış bir varlık olduğunun en büyük işareti, göstergesidir. ./…

Cahit KARAÇ

Ancak insan bedeni, toprak, ateş, hava ve sudan yaratıldığından. İnsan bedeni bünyesinde bu maddeleri taşır.
İnsan yaşarken bünyesindeki bu maddelerin bedenine giriş çıkışlarını kontrol edip, bedende bulunan bu maddelerin bedendeki bulunma sebeplerine bağlı olarak doğal dengelerini bedeni içinde sağlayabilirse şayet, işte o zaman Allah’ın bizlere bahşettiği ilahi kaderde yazılı olan gerçek ömrü yaşarız. Aksi takdirde bir çok sebebi bilinmeyen ölümlerle gerçek hayata ait ömrü yaşamadan bu dünyadan göçüp gideriz.

Halbuki, sağlıklı yaşayıp normal hayat içinde asıl ömrümüzü sebepsiz yere tüketmeden yaşayabilmemiz için, verilen akla dayalı ilimle insan bedeninde bulunan doğadaki bütün maddelerin vücudumuza giriş çıkış dengelerinin bilimsel yöntemlerle sağlanıp korunmasıyla ancak mümkün olacaktır.

Kalp denilen bu merkez, aynı zamanda insanın hayır ile şer, melek ile şeytan arasında yani iyilik ile kötülük arasında sürekli mele kut alemine rahmani. Ya da şeytani aleme şer istikametindeki, yani her iki yöne de kalp atışı sayısınca sürekli akla dayalı pozitif yada negatif yönde fikir ve düşünce üretir.

Ürettiği bu fikir ve düşünceleri, aklına dayalı elde ettiği ilimle de değerlendirip muhakeme ederek kendi akli iradesi yönünde (doğru yada yanlış istikamette) karar alıp hayata geçirir.

Bu nedenle de insan, hem melek gibi iyi ve güzel huylu olup, onun gibi iyi ve güzel yaşayabilir. Ya da şeytan olup, onun gibi iki yüzlülük içinde, her zaman kötü huy ve karaktere sahip birisi olarak sürekli kötü ve çirkin yaşar.

Hatta bazen hayvanlardan bile aşağı bir varlık olarak da yaşayabilir.

İnsan, nefsine bağlı hareket ettiğinde, şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişir.

Şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişen bir insanda elbette şeytani bir benliğine sahip olur ki, o yönde kötü bir insan olur.

İnsan ruhi ben’liğini (egoizmini) terbiye etmek için, aklını besleyip gönül istikametinde hareket ettiğinde de, melekleşme yönündeki duygu ve düşünceleri gelişir.

O zaman da melek gibi, iyi huylu, güzel bir insan olur.

Demek ki, iyiliğin de kötülüğün de kaynağı kalptir. Her ikisi de aynı yerde, aynı bedende bir kalpte, bir arada bulunmaktadır.

O halde kalp, nefisten dolayı kötülüğün, (gönle bağlı) akıldan dolayı da iyiliğin kaynağıdır.

Demek ki, insanlar yaptıkları iyi ya da kötü her işi, kalplerinin iyi yada kötü haliyle yaparlar. Yani o anda kalpleri içinde barındırdıkları enerji yükünün ağırlığının yönü istikametinde hareket ediyorlar.

Kalplerinde oluşan enerji yoğunluğu negatif oluşmuşsa, benlikte oluşan duygu ve düşünceler de negatif yönde. Yok pozitif oluşmuşsa elbet o zaman da pozitif yönde oluşan benlikteki bu duygu ve düşünceler dışa olumlu yönde yansıyıp, şavkı karşımızdakine güzel akseder.

Bu da insanın; ya nefisle, nefsi yönde, ya da akılla, akli irade yönünde (kısacası her ikisi arasında tercih yapma ) karar verme yetisine sahip bir varlık olduğunun en bariz bir göstergesidir ki; bu da onun iyilikle kötülük (melekle – şeytan ) arasında yaratılmış bir varlık olduğunun en büyük işareti, göstergesidir. ./…

Cahit KARAÇ

Ancak insan bedeni, toprak, ateş, hava ve sudan yaratıldığından. İnsan bedeni bünyesinde bu maddeleri taşır.
İnsan yaşarken bünyesindeki bu maddelerin bedenine giriş çıkışlarını kontrol edip, bedende bulunan bu maddelerin bedendeki bulunma sebeplerine bağlı olarak doğal dengelerini bedeni içinde sağlayabilirse şayet, işte o zaman Allah’ın bizlere bahşettiği ilahi kaderde yazılı olan gerçek ömrü yaşarız. Aksi takdirde bir çok sebebi bilinmeyen ölümlerle gerçek hayata ait ömrü yaşamadan bu dünyadan göçüp gideriz.

Halbuki, sağlıklı yaşayıp normal hayat içinde asıl ömrümüzü sebepsiz yere tüketmeden yaşayabilmemiz için, verilen akla dayalı ilimle insan bedeninde bulunan doğadaki bütün maddelerin vücudumuza giriş çıkış dengelerinin bilimsel yöntemlerle sağlanıp korunmasıyla ancak mümkün olacaktır.

Kalp denilen bu merkez, aynı zamanda insanın hayır ile şer, melek ile şeytan arasında yani iyilik ile kötülük arasında sürekli mele kut alemine rahmani. Ya da şeytani aleme şer istikametindeki, yani her iki yöne de kalp atışı sayısınca sürekli akla dayalı pozitif yada negatif yönde fikir ve düşünce üretir.

Ürettiği bu fikir ve düşünceleri, aklına dayalı elde ettiği ilimle de değerlendirip muhakeme ederek kendi akli iradesi yönünde (doğru yada yanlış istikamette) karar alıp hayata geçirir.

Bu nedenle de insan, hem melek gibi iyi ve güzel huylu olup, onun gibi iyi ve güzel yaşayabilir. Ya da şeytan olup, onun gibi iki yüzlülük içinde, her zaman kötü huy ve karaktere sahip birisi olarak sürekli kötü ve çirkin yaşar.

Hatta bazen hayvanlardan bile aşağı bir varlık olarak da yaşayabilir.

İnsan, nefsine bağlı hareket ettiğinde, şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişir.

Şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişen bir insanda elbette şeytani bir benliğine sahip olur ki, o yönde kötü bir insan olur.

İnsan ruhi ben’liğini (egoizmini) terbiye etmek için, aklını besleyip gönül istikametinde hareket ettiğinde de, melekleşme yönündeki duygu ve düşünceleri gelişir.

O zaman da melek gibi, iyi huylu, güzel bir insan olur.

Demek ki, iyiliğin de kötülüğün de kaynağı kalptir. Her ikisi de aynı yerde, aynı bedende bir kalpte, bir arada bulunmaktadır.

O halde kalp, nefisten dolayı kötülüğün, (gönle bağlı) akıldan dolayı da iyiliğin kaynağıdır.

Demek ki, insanlar yaptıkları iyi ya da kötü her işi, kalplerinin iyi yada kötü haliyle yaparlar. Yani o anda kalpleri içinde barındırdıkları enerji yükünün ağırlığının yönü istikametinde hareket ediyorlar.

Kalplerinde oluşan enerji yoğunluğu negatif oluşmuşsa, benlikte oluşan duygu ve düşünceler de negatif yönde. Yok pozitif oluşmuşsa elbet o zaman da pozitif yönde oluşan benlikteki bu duygu ve düşünceler dışa olumlu yönde yansıyıp, şavkı karşımızdakine güzel akseder.

Bu da insanın; ya nefisle, nefsi yönde, ya da akılla, akli irade yönünde (kısacası her ikisi arasında tercih yapma ) karar verme yetisine sahip bir varlık olduğunun en bariz bir göstergesidir ki; bu da onun iyilikle kötülük (melekle – şeytan ) arasında yaratılmış bir varlık olduğunun en büyük işareti, göstergesidir. ./…

Cahit KARAÇ

Ancak insan bedeni, toprak, ateş, hava ve sudan yaratıldığından. İnsan bedeni bünyesinde bu maddeleri taşır.
İnsan yaşarken bünyesindeki bu maddelerin bedenine giriş çıkışlarını kontrol edip, bedende bulunan bu maddelerin bedendeki bulunma sebeplerine bağlı olarak doğal dengelerini bedeni içinde sağlayabilirse şayet, işte o zaman Allah’ın bizlere bahşettiği ilahi kaderde yazılı olan gerçek ömrü yaşarız. Aksi takdirde bir çok sebebi bilinmeyen ölümlerle gerçek hayata ait ömrü yaşamadan bu dünyadan göçüp gideriz.

Halbuki, sağlıklı yaşayıp normal hayat içinde asıl ömrümüzü sebepsiz yere tüketmeden yaşayabilmemiz için, verilen akla dayalı ilimle insan bedeninde bulunan doğadaki bütün maddelerin vücudumuza giriş çıkış dengelerinin bilimsel yöntemlerle sağlanıp korunmasıyla ancak mümkün olacaktır.

Kalp denilen bu merkez, aynı zamanda insanın hayır ile şer, melek ile şeytan arasında yani iyilik ile kötülük arasında sürekli mele kut alemine rahmani. Ya da şeytani aleme şer istikametindeki, yani her iki yöne de kalp atışı sayısınca sürekli akla dayalı pozitif yada negatif yönde fikir ve düşünce üretir.

Ürettiği bu fikir ve düşünceleri, aklına dayalı elde ettiği ilimle de değerlendirip muhakeme ederek kendi akli iradesi yönünde (doğru yada yanlış istikamette) karar alıp hayata geçirir.

Bu nedenle de insan, hem melek gibi iyi ve güzel huylu olup, onun gibi iyi ve güzel yaşayabilir. Ya da şeytan olup, onun gibi iki yüzlülük içinde, her zaman kötü huy ve karaktere sahip birisi olarak sürekli kötü ve çirkin yaşar.

Hatta bazen hayvanlardan bile aşağı bir varlık olarak da yaşayabilir.

İnsan, nefsine bağlı hareket ettiğinde, şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişir.

Şeytani yöndeki duygu ve düşünceleri gelişen bir insanda elbette şeytani bir benliğine sahip olur ki, o yönde kötü bir insan olur.

İnsan ruhi ben’liğini (egoizmini) terbiye etmek için, aklını besleyip gönül istikametinde hareket ettiğinde de, melekleşme yönündeki duygu ve düşünceleri gelişir.

O zaman da melek gibi, iyi huylu, güzel bir insan olur.

Demek ki, iyiliğin de kötülüğün de kaynağı kalptir. Her ikisi de aynı yerde, aynı bedende bir kalpte, bir arada bulunmaktadır.

O halde kalp, nefisten dolayı kötülüğün, (gönle bağlı) akıldan dolayı da iyiliğin kaynağıdır.

Demek ki, insanlar yaptıkları iyi ya da kötü her işi, kalplerinin iyi yada kötü haliyle yaparlar. Yani o anda kalpleri içinde barındırdıkları enerji yükünün ağırlığının yönü istikametinde hareket ediyorlar.

Kalplerinde oluşan enerji yoğunluğu negatif oluşmuşsa, benlikte oluşan duygu ve düşünceler de negatif yönde. Yok pozitif oluşmuşsa elbet o zaman da pozitif yönde oluşan benlikteki bu duygu ve düşünceler dışa olumlu yönde yansıyıp, şavkı karşımızdakine güzel akseder.

Bu da insanın; ya nefisle, nefsi yönde, ya da akılla, akli irade yönünde (kısacası her ikisi arasında tercih yapma ) karar verme yetisine sahip bir varlık olduğunun en bariz bir göstergesidir ki; bu da onun iyilikle kötülük (melekle – şeytan ) arasında yaratılmış bir varlık olduğunun en büyük işareti, göstergesidir. ./…

Cahit KARAÇ

Paylaş
Etiketler: bilim
Önceki Yazı

Galiba Bu Akılla Son Olmayacak, Daha Çok Acılar Çekeceğiz

Sonraki Yazı

İbrahim Yaman’dan: Her Şey Baharı Bekler

Cahit KARAÇ

Cahit KARAÇ

İlişkili Yazılar

Cahit KARAÇ

Barış

19 Nisan 2019
5k
Cahit KARAÇ

İnsan ve Ağaç

16 Nisan 2019
5k
Cahit KARAÇ

Cahit’ten Özlü Sözler

26 Şubat 2019
5k
Cahit KARAÇ

İnsan ve Ağaç

23 Şubat 2018
5k
Sonraki Yazı

İbrahim Yaman’dan: Her Şey Baharı Bekler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap