Tüm dünya senelerdir kolesterol masallarıyla uyutulmaya çalışılıyor ama çok şükür bu yalanlara inanmayanlar da var ve sayıları da her geçen gün artıyor.The Pharmaceutical Journal isimli tıp dergisindeki “Kolesterol ve kalori hipotezlerinin her ikisi de öldü-şimdi gerçek suçluya 
yani insülin direncine odaklanmanın tam zamanı” başlıklı makale de “Yeter artık, bırakın bu yalanları” diyor (1).
Kalori teorisi de iflas etmiştir
Kolesterol teorisinin bir pazarlama oyunu olduğunu, seneler önce iflas ettiğini yazdığım için bugün kalori teorisi üzerinde durmak istiyorum (2).
Obezite ve diyabet prevalansları korelasyon göstermekle beraber birbiriyle uyumlu değillerdir.
İzlanda, Moğolistan ve Mikronezya gibi diyabetik olmadan obez olan ve Hindistan, Pakistan ve Çin gibi obez olmadan diyabetik olan topluluklar vardır.
Normal kilodaki beyaz ırkın üçte bir kadarında tip 2 diyabet vardır.
Obezlerin yüzde 80’inde metabolik sendrom hastalıklarından (hipertansiyon, dislipidemi, karaciğer yağlanması ve tip 2 diyabet) en az biri varken, ileri obezlerin yüzde 20’ sinde bunların hiçbiri yoktur ve hayatta kalma süreleri de normaldir.
Diğer taraftan, normal kiloda olanların yüzde 40’ ında bu metabolik hastalıklardan biri bulunur.
USA’ da diyabet prevalansı 1988-2012 arasında hem obezlerde hem normal kiloda olanlarda yüzde 25 artmıştır ve buna göre de obezite ve kalori bu kronik hastalık pandemisini açıklamaz.
Obezite, patolojinin bir belirteci olsa bile sebebi olamaz zira normal kilodaki insanlarda da metabolik sendrom vardır.
Vücutta çok az yağ olmasıyla karakterize lipodistrofi sendromunda kalp-damar ve tip 2 diyabet riskleri çok yüksektir.
Kalori hesabı yanlıştır
Bugün obezite ve ilgili hastalıklar kalori hesabı üzerinden tedaviye kalkılıyor.
Kaynağına bakılmadan “kalori kaloridir” düşüncesiyle tüketilen kalori miktarı hedef alınıyor.
Oysa esasında bu kalorilerin kaynağına (gerçek gıda, işlenmiş gıda) ve farklı gıdaların sebep olduğu metabolik değişikliklere odaklanmak gerekir.
Sağlıklı yağdan zengin diyet obezite ve metabolik hastalıklara karşı koruyucu iken işlenmiş nişasta ve şeker kalorileri ve kilo alımına katkılarından bağımsız zararlıdırlar.
Kalori miktarlarını esas alarak kronik hastalıkları anlamak mümkün değildir; mühim olan kantite değil kalitedir.
Metabolik sendrom gıdaların nörohormonal ve mitokondrial metabolik yollardaki fizyolojik değişikliklere bağlı olarak gelişir.
İnsülin direnci
Kalp-damar hastalıkları, tip 2 diyabet ve obezite için esas risk faktörü kötü kolesterol yüksekliği veya obezite değil, insüline olan biyolojik cevapların bozulması olarak tarif edilen insülin direncidir.
İnsülin direnci, toplu olarak metabolik sendrom olarak bilinen hipertansiyon, dislipidemi, karaciğer yağlanması ve tip 2 diyabetin sebebidir.
Gelelim neticeye
Kalp-damar hastalıklarını önlemenin yolu adam gibi beslenmekten ve hareketli olmaktan geçer.
Kaynaklar:
2. http://ahmetrasimkucukusta.com/2015/04/02/kitaplar/yeni-kitaplar/buyuk-kolesterol-yalanlari/
