“Ben söyledim oldu” mantığı ile nereye varabiliriz. “Ben konuştum oldu” söyleminde bulunanlar da yaptıkları bu konuşmayı bir daha dikkatli dinleseler, ne kadar çelişkide kaldığını çok rahat anlayacaktır.
Yazılı veya sözlü beyanatlarınızı, dünyanın ilgili mercileri dinliyor ve de banda alıyor. Onun için yapabileceğimiz, ne tür bir fark yaratacağımızı bilerek, sözümüzü tartmamız gerekir.
Dünya devletleri arasında olup bitene karşı duyarlıyız. Devletler arası sistemlerin işlediği iletişim ağının geliştiği bir ortamda, neyin ortaya konması gerektiği düşüncesini, mantık doğrultusundaki kelimelerle belirtmeliyiz.
Uluslararası anlaşmaların dili düzenli ve yaşayan olmalıdır. Bir dilin ekonomisi, kültürü ve sosyal yapısı farklı olamaz. Aynı dil ve bilimsel verilerle problemler ortaya koyabilir.
Uluslararası bir kuruluşun ülkeye gelmesi veya turistlerin salgına rağmen her yerde gezebilmelerinin nedeni “Para” değil midir? O hâlde uluslararası İstanbul sözleşmesini meclise rağmen yok sayıyorsunuz.
Yok sayarken de öyle bir dil kullanıyorsunuz ki “Kâğıt parçası” diyebiliyorsunuz.
İstanbul sözleşmesi, “Kâğıt parçası.” İstanbul sözleşmesinin anlamı kâğıt parçası ise, hukuk, adalet ve bunların değer verdiği “Bayan” da mı? kâğıt parçası.
“Cennet anaların ayağı altındadır.” Nasıl oluyor da ana ve kızını koruma altına almıyorsunuz?
Ülkede herkes korunsun, kendini güven içerisinde hissetsin, fena mı olur.
“Karakola gitti ve serbest bırakıldı.” Bu ifadeden bıktık. Çünkü yaptıklarıyla kalıyorlar.
O hâlde İstanbul sözleşmesi kâğıt parçasına indirgendiğinde, önümüze çıkan hukuksuzluğu aşabilme şansımız var mı?
AB ülkelerinin kılı bile kıpırdamıyor. Çünkü onlar, faizden ve kur farkından kazandığı paraya bakıyor. Biz de birbirimizi yiyoruz. İstanbul sözleşmesi kâğıt parçası mı değil mi diye.
Ülke, soyup soğana çevriliyor, merkez bankasının parası eksiye düşüyor, toplumu kâğıt parçasıyla oyalamaya bakın, bakalım ne elde edeceksiniz.
İstanbul sözleşmesi yeteri kadar, toplumu susturamadı, geçiyorlar kanala ve yeni projesine, yeni proje bakalım ses getirecek mi?
Bu konuda söylenenler, uluslararası kuruluşların elinde ise, yapılabilecek bir şey olmasa.





















