Sevgili okurlarım, 8 Mart Dünya Kadınlar Günüyle ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak maksadıyla, bu yazımı kaleme almış bulundum.
Başta Amerika Devleti olmak üzere, kapitalizmin hâkim olduğu ülkelerde kadın erkek eşitsizliği hat sefasında. Hatta kendini bu akıma kaptıran ülkemizde bile, kadına bakış fevkalade insan haklarına ve evrensel değerlere aykırılık teşkil etmektedir. Kadın – erkek eşitsizliğinin giderilmesi için, 1975 yılında, “Birleşmiş Milletler Örgütü” dünyada kadın ayrımcılığına son verilmesi ve kadınlarında insanca yaşam hakkına sahip olmasını karara bağlamıştır.
Alınan bu karar, Birleşmiş Milletlere üye ülkeler tarafından imza etmişlerdir. O tarihten bu yana, Birleşmiş Milletlere Üye olan ülkeler, 8 Mart Kadınlar Gününü kutlamaktadırlar.
Birleşmiş Milletler üyesi olan ülkemizde bu karar gereği yapmış olduğu uygulamalara baktığımızda, birçok konuda uygulamanın adını biliyoruz, ama uygulamanın yeterlilik göstermediğini görmekteyiz.
Nasıllığını incelediğimizde, çok sayıda kadının eğitimsizliği, ekonomik ve sosyal yaşamındaki yeri ve kadına uygulanan şiddetten başka, bir şey görülmemektedir.
Kadın kocasının dizi dibinde oturan ve kuluçka makinesi gibi çocuk doğuran olarak nitelendirilmeye devam edilmektedir. Nüfusumuzun yarısının kadın olduğunu düşündüğümüzde, kadınlarımızın ekonomiden yüzde on oranında yararlanmaktadırlar. Bu durum gösteriyor ki, kadınlar daha da çok eziliyor.
Çağdaş medeniyetin kuralları çerçevesinde içinde kadınların insanca yaşam hakkına sahip oldukları hakları olduğu bilinmesi gerekirken, kadınlara üç doğurun, beş doğrunun nasihatini hayretler içinde izliyorum. Herkesin gözünün içine baka baka kadınlara biçilen hayat ve yaşam tarzını kısaca sıralayacak olursam:
Kadın kocasına itaat eden ve istenenleri yerine getiren olmalıdır!
Kadın hiçbir zaman ezilmekten ve emekten bahsetmemelidir!
Kadın ideolojik düşünmemelidir!
Kadın inançlarımıza göre mutlak kapanmalıdır!
Kadın evinde kocasına hizmet eden ve mutfak işlerini gereğince gören olmalıdır!
Kadın geleneklere, göreneklere ve töre adetlerine uygun davranışlarda bulunmalıdır!
Kadın kocasından izin almadan dışarı çıkmamalı ve fikir beyan etmemelidir!
Kadın çalışma hayatı içinde yer almamalı ve hak mücadelesi yapmamalıdır!
Kadın hamileyken sokakta dolaş mamalıdır!
Kadın kahkahayla gül memelidir!
Kadın edep ve hayâ denilen kurallara uygun davranmalıdır!
Aslında bu hususlar uzayıp gider.
Dileğim odur ki, bütün kadınlarımız hakları doğrultusunda, 8 Mart Kadınlar Günü kutlamalarını, kendilerine yakışanı bir gün olarak kutlamış olsunlar. Elde ettikleri haklarını geçerli bir hale getirmeyi başarsınlar. Kendilerine, evlatlarına ve ülkemizin aydınlık geleceğine söz söyletmesinler.
Bütün kadınlarımızın günlerini kutluyor, Saygılar sevgiler sunuyorum.
Mürsel Adıgüzel
Eğitimci Yazar ve Şair