Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nazlı ÖZBURUN

Kadınlar Anne Olmak İstemezse Suçlu Kim?

Nazlı ÖZBURUN Yazar Nazlı ÖZBURUN
21 Şubat 2011
Nazlı ÖZBURUN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Modernleşme uğruna batının sunduğu her şeyi eleştirmeden, sorgulamadan, değerli olduğuna inanarak, kaçınmadan uyguluyoruz. Daha rahat yaşamlar uğruna geleneksel olanı çoğu zaman karalayarak, modern yaşamlar inşa ediyoruz kendimize.

Bu çağ, önce kadını değiştirerek işe başlıyor. Kadın artık geleneksel rollere uygun bir kimlik geliştirmek yerine, iş dünyasının rekabetçi koşulları altında her yolu deneyerek de olsa yükselmek istiyor.

Aynı durum erkek için de pek farklı değil. Para kazanmak, iktidar sahibi olmak, sözüne değer verilir biri olmak, başarılı olunmuş bir iş karşılığında insana verilen payeler…

Erkekler de eşlerinin ev dışında bir işte çalışıyor olmasını, bazen eve maddi katkı sağlamasından, bazen de kadının kendisini geliştirmeye (!) devam ediyor olmasından veya dışarıya karşı eşim ev hanımı demek yerine, eşim avukat, eşim müdür… gibi statü belirleyicileri kullanarak farkında olarak veya olmayarak ev kadınlığını ve anneliği değersizleştirmiş oluyorlar.

Bu tavırlar, dışarıda çalışan kadını evde söz sahibi yaparken çalışmayan kadını da erkeğin eline bakan bir insan haline getirebiliyor.

Modernleşme ile birlikte sadece kadınlar değil, erkekler de değişti. Yapılan araştırmalarda beş yıl öncesinde her on erkekten üçü eşlerinin çalışabileceğini, yedisi evlendikten sonra eşlerinin çalışmasını istemediğini (Türkiye ölçeğinde) belirtirken, bugün yapılan çalışmalarda durum yarı yarıya çıkmaktadır.

Tüketim, insan için tek mutluluk aracı olarak sunulduğundan bu yana ne kadar çok kazanırsak o kadar çok tüketebiliriz, ne kadar çok tüketirsek o kadar çok mutlu oluruz anlayışı hakim hale geldi.

Kadın sosyal aktör olabilmek adına , çocuk büyütmek için kariyerinden vazgeçmeyi göze almayarak rekabetçi iş yaşamında kendi derdine düşerek aileden ve onun mükellefiyetlerinden uzaklaşmış oldu. Çağdaş hayat her fırsatta insan insana ilişkinin değil, işin ve paranın öncelikli olduğunu telkin ediyor.

Diğer yandan bir meselenin ana-babalık yönü vardır. Örneğin, üniversite okumuş eli iş tutan bir genç kızın da sırf evde oturmak (!) için okumuş olması öncelikle kızın ailesi tarafından pek de makbul bir durum değildir.

Bin bir emekle okutulan, fedakarlık yapılan evladını çalışıyor olarak görmek ana-babanın hakkı olarak görülmektedir. Hatta gerekirse kız evlenip torunlar dünyaya geldiğinde kızın çalışabilmesi adına torunu bakmak için ev bark dağıtılıp kızın yanına taşınılacaktır.

Zihinlerimizde para kazanmak ve daha çok şeye sahip olmak, mutlu ve huzurlu olmanın önüne yerleştirildiği sürece bu drama devam edecektir.

Uzmanlar bebekliklerinde anneleri tarafından yalnız bırakılmış çocukların bağlanma ve özdeşim kurma sorunları yaşayabileceğinin altını çizedursunlar, devletler anti-depresan ilaçlara milyarlarca dolar harcasınlar…

En başa dönüp sorun nerede diye bakmak nedense akla gelmesin.

Oysa bilinen bir gerçek vardır ki olması gerektiği anlarda çocuğun yanında olamayan anne ve babaların çocuklarının duygusal gelişimleri bozulabilir.

Bu çocuklar normal bir bedensel gelişim gösterir, zeka bakımından yüksek performanslar sergileyebilirler ama duygusal açıdan kötürüm kalabilirler.

Bebek ağladığında onunla ilgilenen anne ile işten eve yorgun argın dönüp, zihnini rekabetçi sistemin sömürdüğü , alelacele çocuğuyla ilgilenen bir anne aynı değildir.

Çocuğundan olumlu bir biçimde bahseden bir anne ile ondan bir baş ağrısı bahseden bir anne aynı olabilir mi?

Neresinden tutulsa elde kalan, hangi yönden bakılsa yaralı olan aileler, artan boşanma oranları, kaybedilmiş çocuklar, umutsuz ev kadınları evde değersizleşen erkekler…Modern hayatın serseme çevirdiği aileler..

Bugün toplum olarak da birey olarak da anneliğin evde çocuk yetiştiriyor olmanın ne kadar değerli bir eylem olduğunu unutmuş durumdayız. Oysa ki Çengelköy hıyarı yetiştirenler bile çocuk yetiştiren annelerden daha çok iltifat görüyorlar.

Bugüne kadar kaç anne gördünüz yetiştirdiği çocuklarından dolayı eşleri, aileleri ya da arkadaşları tarafından övülen?

Marifet iltifata tabidir . Toplum olarak siz anneliğe hiç değer vermeyin, üstüne üstlük, çocuğun tüm yanlış davranışları için anneyi günah keçisi ilan eden bir tavır sergileyin, sonra da kadınlar neden bu kadar mutsuz, çocuklar neden bu kadar saldırgan diyerek toplumsal ikiyüzlülük sergileyin.

İnsan düştüğü yerden kalkar . Bugün kadını, erkeği, anneyi ve babayı yeniden tanımlamalıyız. Birey olarak dünyaya geliş amacımızı, burada ne amaçla bulunduğumuzu modern bir kafayla değil ilahi ölçülerle yeniden tanımlamalıyız.

Önceliklerimizi yeniden gözden geçirmeli ve kendimizi tanımak eksenli yaşamayı hedeflemeliyiz. Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır kendi yüreğimize bakabilme cesaretini gösterip modern yaşamın mutluluk reçetelerini sorgulayabilmeliyiz. Rüya görmekten kurtulup kendimizi keşfetmeye uyanmalıyız.

Yanlış anlaşılmasın burada söylenmek istediğim kadınların çalışmaması değil, elbette ki kadınlar çalışabilirler ve çalışmalıdırlar da.Ama bu çalışma isteği bir saplantı olmaktan çıkarılmalı ve anne olunduktan sonra şartlar yeniden düzenlenerek doğal yapıya uyumlu hale getirilmelidir.Yoksa astarı yüzünü geçen ,zararı faydasını ona katlayan bir duruma düşeceğiz…

Değerlerin yeniden tanımlanarak,birey bazında içselleştirilmesi ve tek gayenin toplumun vereceği payeler yerine daha derinlikli ve varoluş açısından daha anlamlı gayelere göre belirginleştirilmesi kaybettiğimiz anneliği ve sonrasında babalığı ümit ederim ki yeniden bulduracaktır…

Paylaş
Etiketler: anneçocukçocuk büyütmekkadınsosyal hayat
Önceki Yazı

Kafanız Karışmasın

Sonraki Yazı

“Can Aynası” Tuttuk Zalimlere…

Nazlı ÖZBURUN

Nazlı ÖZBURUN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Nazlı ÖZBURUN

Dokunduğun Ruhları Harabeye Çeviriyorsun

26 Ocak 2015
5k
Nazlı ÖZBURUN

Boşanmak Asla Kolay Olmadı…

25 Kasım 2014
5k
Nazlı ÖZBURUN

Güvenli izolasyon

14 Ekim 2013
5k
Nazlı ÖZBURUN

Farkederek Yaşama Becerisi

29 Eylül 2013
5k
Sonraki Yazı

"Can Aynası" Tuttuk Zalimlere...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap