Özgecan Aslan Mersin’de katledilen kadınlardan. Acısı dinmeden Hüsne Aslan, Türkan Sarıkaya, Necla Sağlam ve binlerce kadın ya reddettikleri ya da töre cinayetine kurban gittiler. Kadının adını hissettirmek için ne yaptınız?
İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi 1 Mayıs 2011’de imzaya açıldı. Madde 1:
1 Bu sözleşmenin maksatları şunlardır:
a kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak;
b kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli
ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak;
c kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara
yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak;
d kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini
yaygınlaştırmak;
e Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir
yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin
birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak.(Alıntı)
Sözleşme için ölçü değil, Türkiye’nin bekasına yönelik tehdit, ithal kanunlarla aile yaşatılmaz denildi.
21.Yüzyıldayız. Daha dün 3 çocuğunun gözü önünde eşi tarafından şiddete maruz kalan kadın için kat sakinleri acılı sesine ve çocuklarının ağlamasına dayanamayıp polisi arıyorlar. Sonuç; Polis kapıya geldiğinde her tarafı yara bere içinde kalan kadına soruluyor: “Şikâyetçi misin” kaçınılmaz cevap tabi ki hayır. Polis çekip gidiyor. Çünkü yasalar şikâyetçiyim demediği takdirde işlem yapılmıyor. Kadının adı gerçekten yok!
İran Havaalanında yaşadıklarımı daha önce aktarmıştım.3 Saat yolcu salonunda beklerken hem İran’da yaşayan bir kadınla sohbet etme imkânı buldum. Hem de örtü takmaya zorlandım. O vakit Mustafa Kemal Atatürk’e binlerce kez şükür ettiğimi yazmıştım. Tarihimizi bilmeyen ama bilmeden fikir yürütenlere hatırlatma adına;
1934’te kadınlar milletvekili seçme-seçilme hakkını kazandılar. Ayrıca 1935’te yapılan ilk genel seçimlerde 17 kadın Vekil seçildi.
1937’de Sabiha Gökçen ilk kadın pilotumuz. Ve günümüze kadar Muhtar, Belediye Başkanı, Vali birçok yerde kadınlarımız o ilkleri gerçekleştirdi.
Cumhuriyet dönemiyle kadınların adı kazındı.
Kazınmanın üstüne tam tersine silinmesi için büyük uğraşlar var. Okuyan-okumayan, ev hanımı, çalışan hiç fark etmiyor. Her beş kadından 4’ü şiddet mağduru. Bu Ülkede kadının adının varlığından çok yasal haklarının zayıf olduğu ve her geçen gün artan kadın ölüm sayılarını düşünecek olursak KADININ ADI HİÇ OLMAMIŞ zaten.