Hissizlik var… Canlılıkmış gibi görünen şeyler sadece hissizlikten kaçış çabası; koşturmaca, kimi zaman enerji patlaması görüngüleri…
En büyük adaletsizlik nedir, bilmiyorum ama En Büyük Adaletsizlik adalet kelimesinin çok duyulduğu zamanlarda ortaya çıkar; e, diyorsun ki madem en büyük adaletsizlikten filan bahsediyorsun, öyleyse en az iki tane örnek vermelisin ki kıyas edilsin… şimdiii, çok mantıklı bir şey öne sürdüüğünü düşünüyor olabilirsin fakat işin rengi öyle değil. Boş ver bu konuları.
Herkes kaçmak istiyor. Ben kaçmak mı istiyorum?.. Gitmek, kaçmak-ın bir parçası. Gider olsam beni lütfen kaçak kabul etme. Her ne isen. Kime diyorum ben.
Kayıp kaçak bedelleri bir daha gündeme geldi de oradan bir kıyama durdum. Aynı, faturalardaki kayıp kaçak bedeli veya Kalitesiz Trt kesintisi gibi şeylerin diğer abonelere yüklenmesi gibi. Canlılık taklidi yapıyoruz ya; mutlaka gerçekten canlı, ölmemiş azınlıkta kişilerden çekiyor, özenip de çekiyor olmamız çok mümkünlü olasılık dairesinde. Canlılığı cansızlık tüketir…veya çürütür… oysaki ortak bir canız.
İnsanın bellek olayını-yapısını dış dünyaya da bağıntıladım. Bellek, çok şey kaydediyor kendine. Bir şeyi görünce o şeyle ilgili başka bir şeyi hatırlama ve peşi sıra diğer başka şeyleri hatıra getirmemiz sadece kendi beyin-belleğimizle ilgili değildir gibime geliyor.
Hani, bazı ekran kartları vardı ya; RAM’den veya sabitdiskten de bir kısım belleği ödünç alabiliyordu ya; iş, bundan daha geniş çaplı sanırım. Yani, kısacası: insan belleği, kafatasının içinde değil sadece;evrenle eşgüdümlü çalışan bir yapı.
Kime diourum ben. Hepimiz aynı yerdeyiz diyorum. Çekme artık. Her ne çekiyorsan. Kaçakçekiyorsun.
MEB’in bünyesinde çalışan kaçak öğretmenler varmış;50-60 diyorlar da… Mantıksız bir haberdi aslında. Niye. E, mesela ben kadroluyum diye, o 50-60 öğretmene nazaran daha çok çalıştım diyebilir miyim? Kim biliyor bunu?
O, kaçak haberi üzerine kaçak çekilen şeyler aklıma geldi de yazdım.
Kaçak kan da var. Arada bir böyle, sanki büyük ordadoğu uzmanıymışımcasına kaçak kandan da bahsediyorum. Olay sıralaması şöyle:
Kuzey Kore’nin Müdürü Kim Hidrojen bombası patlattı. (Almanların Helyum–> Hidrojen dönüşüm mekanizmalı yapay güneş elde etme çalışmaları takdir konusu). Neyse. Kim, bombayı patlattı. Evvelinde Yavşak Suudlar, Nemrut Şii İran’a sataşıp durdu..Ortalık kızışıyor. Yavşak suudlar, bilindiği üzere bir üst model amerikan yavşaklarından.
Uzmanları dinliyorum ve haritalara sürekli bakarım ben. Sıcak ve doğrudan savaşlar pahalıya mal oluyor; artık dünya süper yavşak devletleri, sahte argümanlar üzerinden savaşıyor. 10-15 süper yavşak müslüman ülkesi bir olup yüksek yavşak islami birlik kurdular.
Tarih hep böyle. Şii, alevi, türk ve elbette Mısırlılar(kürtler).. Hep onlar baş belasıdır. Hep onların öldürülmeleri gerekir. İnsanın zoruna giden şey, düşman olarak bile görülmemek; karşılarında asil bir düşman görmeyi isteyemeyecek kadar… bilmiyorum nedir.
***
Kendini bulamazsın; ne olduğunu bulamazsın. Şu da bir yaklaşım: Sen, senin ne olmadıklarını daha çabuk bulursun. Değil mi? Boncuk mu arıyorsun?
