Yaklaşık iki yıl önce İzmir’de bir ekonomi zirvesi gerçekleşti. Ve şimdiye kadar İzmir’le ilgiili en iyi tespitlerden biri yapıldı o toplantıda.
İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli “İstanbul finansın/kültür sanatın, Ankara siyasetin/inşaatın, Antalya turizmin, Kocaeli-Bursa sanayinin başkenti” dedi ve sordu;
“Peki İzmir neyin başkenti, biz neyin simgesiyiz?”
Salondaki herkes alkışladı.
Kestelli sağlık serbest bölgesi, Disneyland gibi önerilerde de bulundu ama bence asıl mesele, sorunun tüm kesimlerce yanıt bulmasında.
Şu kesin ki; 8 bin yıllık birikimiyle hatırı sayılı miktarda gücü var bu toprakların.
Ama biz bu potansiyeli hangi destinasyonla tanıtıyoruz?
AVANTAJ ÇOK
13 ayrı organize sanayi bölgesi ile Atatürk OSB’den Torbalı’ya, Bağyurdu’na kadar önemli sanayi yatırımlarında bacalar tütüyor. Petkim, Havaş, Asmaş, BMC gibi ağır sanayi yatırımları daha büyüme yolundalar. Azımsanmayacak büyüklükte deniz ve havalimanlarına sahibiz. Öte yanda Bayındır, Tire, Ödemiş Türkiye’nin en büyük peynir, süt, çiçek üreticisi olma yolunda.
Yarımada da dikkat çekici başlangıçlar var.
‘Bağ Yolu Projesi’ gerçekleştiğinde muhteşem olacak.
Turizm deseniz, yeşil ve mavinin buluştuğu bir cennetteyiz.
Evet herşey var; un var, irmik var, şeker ve yağ var.
Helvayı kim karacak?
Mesele, böyle bir altyapının üzerine destinasyon ağlarını örmekte.
İzmir’i ne ile tanıtacak ve fark yaratacağız?
Sağlık turizmi süper fikir, eko turizm şahane olur ya da eğlence kenti.
ÜST KURUL OLUŞMALI
Turizmde ilerlenecekse konuyu kimler yönlendirecek?
Turizm Bakanlığı, büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile ilgili dinamikleri bir araya getirerek yeni planlamalar gerçekleştirmeli.
Ancak bu planlamalar beş yedi yıldızlı oteller ile marinalardan ibaret olmamalı.
Sağlık turizmi, halk turizmi, eğlence turizmi hangi alanlarda gerçekleşecek.
Nerede?
Bakanlık yatırımcıların istekleri, belediyeler arsa sahiplerinin talepleriyle yol alıyor.
En büyük dert arsaların imara açılarak yazlık site yapılması.
Her ilçenin kendi çapında turizm faaliyetleriyle ancak buraya kadar geliyoruz ki, sayısı az da olsa Allah’tan vizyon sahibi belediye başkanları var.
Ama yetmez, yetmiyor.
Sonra her yıl aynı konuları tartışıyoruz;
Alaçatı, Çeşme neden bu kadar pahalı, Yunan adalarına gitmek daha mı iyi, giriş parası ödemeden girilecek plaj kalmadı vs. vs….
İzmir’in önceliği farklı ve planlı turizm destinasyonları yaratmak olmalı.
Hiç olmazsa kalan alanlar kurtulsun.
Atla deve değil, yapılamayacak iş değil…
