Dünya hayatı bir iyilik yolculuğudur. Her birimiz bu âlemde, kendi iyiliğimizin imtihanını vermekte, büyük bir insanlık sınavından geçmekteyiz. İnanmak, faydalı işler yapmak ve iyiliği yeryüzünde hâkim kılmak insanın en ulvî görevimizdir. Kötü, çirkin ve zararlı işlerden kaçınmak ve bunlara engel olmak da en temel vazifemizdir.
İyilik; güler yüzlü, güzel sözlü olmaktır. İnsanlara karşı affedici, hoşgörülü, adil davranmaktır. Şefkat ve merhameti, ihlas ve samimiyeti, hayâ ve iffeti, sabır ve vefâyı, hâsılı güzel ahlakı kuşanmaktır. Asıl gayemiz örnek bir insan olmak ve iyilikte yarışmaktır…
İyilik, var oluşumuzun temel gayesidir. İnsanı insan kılan değerlerin bütünüdür. Mümince bir duruşun, Müslümanca bir hayatın en tatlı meyvesidir İyilik. Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin kararacağı günde yüz aydınlığıdır iyilik…
Bizi iki cihanda huzur ve mutluluğa ulaştıracak olan da kazandığımız bu iyilikler olacaktır.
Yüce Rabbimiz Kur’anı Kerim’in de şöyle buyurur: “Kim iyilik yaparsa ona yaptığının on katı vardır; kim de kötülük yaparsa o sadece yaptığının dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.”
Bir hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: “İyilik güzel ahlaktır. Kötülük ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmesini istemediğin şeydir.”
Güzel ve hayırlı olan iyilik mal ve servetten yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, ihtiyaç sahiplerine harcamaktır. Namazı kılıp zekâtı vermek, verilen söze sadık kalmaktır. Darlıkta, hastalıkta ve zor zamanlarda yardımlaşmak, bollukta ve sağlıkta paylaşarak şükretmektir.
İyilik; samimi bir kul, hürmetkâr bir evlat, şefkatli bir anne- baba, vefakâr bir eş olmaktır.
Akrabalarımızın ve komşularımızın sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşarak gerçek manada kardeş olabilmektir. İyilik; mazlumun, kimsesizin, hastanın, yaşlının gönlüne dokunabilmektir.
O halde hiç vakit geçirmeden hayatımıza iyilikle bir anlam katalım. İyilikle fethedilmiş gönüller ve kazanılmış dualar biriktirelim. Elimiz, ihtiyaç sahibine şefkatle uzansın. Yüreğimiz, bir yalnızın yüreğine muhabbetle dokunsun. Gözlerimiz, ferini yitirmiş bir gözle merhametle buluşsun. Unutmayalım ki: kötülük, ondan şikâyet etmekle değil, onun karşısında dimdik durmakla ve iyiliği yaymakla engellenebilir. Ve iyilik, konuşulan, yazılan, okunan bir şey değildir. Asıl olan İyiliği bütün ömrümüze hakim kılmaktır.
Mübarek şu üç aylar içinde Rabbimize karşı sorumluluklarımızı yeniden hatırlayalım ve iyiliklerimizi çoğaltalım. Cenâb-ı Hak, bu mübarek üç
ayları , aziz milletimiz, ümmet-i Muhammed ve tüm insanlık için hayırlara vesile kılsın ve hayatımıza iyiliği hakim kılsın!.. Hayırlı Cumalar diliyorum, Cumanız mübarek olsun!
(Kaynak:Diyanet Hutbeleri)
