Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

İnsanlığın En Büyük Derdi Medeniyet Hastalığı

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
03 Mayıs 2011
Kemal ÖZER
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
1928’de West Virginia senatörü Matthew Neely, ‘insanlığın en büyük derdi’ diyerek başladığı kongredeki meşhur konuşmasına şöyle devam ediyor:
“Giyotinden daha aç gözlü, savaşa giden en kuvvetli ordudan daha yıkıcı, insan ırkının varlığını tehdit eden, herhangi bir musibetten daha ürkütücü bir canavardan söz etmek istiyorum.
Sözünü edeceğim canavar; her ülkede yetişkinlerin ve çocukların etini, kanını, beyinlerini ve kemiklerini yiye yiye semirmekte.
Onun yüzünden mahvolan insanlığın iniltisi, hıçkırığı, çığlığı, elle tutulabilir bir şey olsaydı, dağlar kadar büyük olurdu.
Ağlayan kadınların gözlerinden akan yaşlardan, okyanus meydana gelirdi.
Dökülen kanla, her denizin dalgası kızıla bürünürdü.
Bu iğrenç, öldürücü ve doymak bilmeyen canavarın adı ‘kanser’dir.”
John Cope ise ‘Kanser: Uygarlık: Dejenerasyon’ adlı kitabında, ahlakî bir retorikle, kanseri medeniyet hastalığı olarak tanımlayıp şunları söylüyor: “Kanser; çökmekte olan bir kültürün belirtisi, aynı zamanda yozlaşmış gayri ahlakî davranışların bir sonucu!”
Cope’nin de ifade ettiği gibi bu acıklı durum, hastalıklı batı kültür ve medeniyetinin ürünüydü.
Çünkü batı; tek tip giyim, tek tip yiyecek, tek tip beslenme, tek tip eğlence, tep tip düşünce, tek tip evler kısacası tek tip insan istiyordu ve beraberinde tek tip hastalıkları da üretti.
Batı kültürünün inşa ettiği bu endüstri;
Uranyumu zenginleştirip atom bombasını yaptı, ikinci cihan harbini bu kahpe silahla kazandı.
Vietnam Savaşı’nda büyük felaketlere neden olan ve hâlen etkileri devam eden ‘agent orange / turuncu madde’ ile yakıp kavurdu insanları.
DDT, Roundup gibi binlerce ölümcül tarım kimyasalıyla tabiatı katletti, hayvanları hatta insanları zehirledi.
İnsanların yüzde 99’una içirmeyi başardığı petrokimya ürünü ünlü içeceğiyle toplumları obez yaptı, kısırlaştırdı.
Önce tohumun genetik yapısıyla oynayıp, adına ‘hibrit’ dediler. İnsan, hayvan, bitki veya diğer canlıların genlerini aktarıp, bu kez de adını GDO koydular.
Tabiî halini bozdukları tohumları yaygınlaştırıp, orijinallerini de hapishanelere doldurdular. Bu hapishanelerin adını da ‘tohum bankası’ koydular.
Her gittiğim yerde, ‘Türkiye’nin, dünyanın 3. en büyük tohum bankası kurduğu’ masalını soruyorlar. Bendeniz ise onlara şu örneği veriyorum.
Mesela, batı medeniyetinin eseri olan kanser hastalığına dûçar olmuş bir hastamız var. Ömrünün son anlarını yaşıyor. Doktor gelmiş, hastayı teselli ediyor. “Bak” diyor. “Şu dolabı görüyor musun! İşte bu dolap altın ve elmastan yapılmıştır. İçinde ise seni tüm dertlerinden kurtaracak iksir var. Sıkıntı etme, rahat ol!”
Türkiye’de veya başka bir yerde “Tohum Bankası” kurmak işte bu örnekteki gibidir.
Tohum bankası kurmak, tohuma mahkûm muamelesi yapmaktır. Oysa Allah, tohumu, tohum hapishanelerinde saklamamamız için değil, toprakta yeşertmemiz ve ürününden kurda kuşa, eşe dosta, konuya komşuya, fakir fukaraya da pay vermemiz için yaratmıştı.
Tabiî yapısını laboratuarlarda bozduğumuz tohumlardan elde edilen ürünleri insanlara yedirerek kanser yapıp, sonra da ‘tohum bankası kurduk’ diye övünmek, batının tuzağına bilerek veya bilmeyerek düşmektir. İnsanları ve kendinizi aldatmaktır.
Emanete ihanet, geleceğimizi yok etmek, yaşamımızı insanlık düşmanlarına altın tepside sunmaktır.
Birileri çıkıp bunu “çılgın bir proje” olarak halka pazarlayabilir. Kimimiz siyasi yandaşlıkla basiretsizce savunabilir, kimimiz de karşıtlıkla tefe koyup oynatabilir.
Oysa ne çekiyorsak, bu yandaş taraftarlık ve ölçüsüz karşıtlık yüzünden… Hep birden neden ‘tohumlar toprakta değil de, modern hapishanelerde’ diye sormuyoruz?
‘Toprağa nesepsiz tohumları ekipte, tabiîlerini neden banka dediğiniz depolarda saklıyorsunuz’ da demiyoruz?
Biri bizi, Matthew Neely’in tarif ettiği batının canavarına yem ediyor. Bizler ise, yüz yüze kaldığımız acıklı durum için sadece seyirciyiz!
Ayakkabıları, çorapları, şapkaları, atletleri, gömlekleri, çocuk ve kadın bezleri, ve sair giyim eşyaları, tüm mutfak gerekçeleri, bebek ürünleri, sağlık malzemeleri, hijyen gereçleri, temizlik ürünleri, gözlükler, saatler, araçlar, telefonlar, bilgisayarlar hatta hatta şifa niyetine yediğimiz envai tür yiyecekler, tedavi için kullandığımız ilaçlar, vs hepsi petrol ve plastikten.
Petrol yiyoruz, petrol içiyoruz, petrol soluyoruz, bunun adı da çağdaşlık ve medeniyet oluyor.
Petrol ye medenileş!
Petrol iç çağdaşlaş!
Petrol tüket modernleş!
Nede olsa başka çare yok.
Neely ve Cope bugün yaşasalardı, kanser adlı sıradanlaşmış medeniyet hastalığı için aynı tanımı yaparlar mıydı bilmiyoruz. Oysa bugün her evli çifti bekleyen en büyük sorun, çocuk sahibi olup olamama endişesi.
Çağdaşlaşmanın ve batılılaşmanın armağanı olan kanser, sadece müptelası olana zarar verebilirken, yine çağdaşlığın ürünü kısırlık ise insanlığın geleceğini tehdit ediyor.
Bir yanda, çiftlerden 3 çocuk isteyen devlet, diğer yandan da yiyenlerini kısır eden ‘kısır hibrit tohumlar’ın üretimi ve tüketimini destekliyor. Gözden kaçan bu tenakus, insanlığı hızla 1 çocuğun bile hayal olacağı günlere sürüklüyor.
Artık 25 yaşında evlenmeden menopoz olan kızlar, 20 yaşında spermi olmayan gençler…
Ey batı ve batının tuzağını göremeyen yönetici, siyasetçi, akademisyenler eserinizle övünebilirsiniz.
Vaatlerin uçuştuğu seçim arifesinde çılgın bir proje lazımsa, asıl çılgın proje, bu korkunç tehdit için gerekli.
İnsanın kendinden başka düşman aramasına ne gerek var? Aynaya baksa yeter!
Kendi düşen ağlamaz.
www.twitter.com/ozerkemal
NOT: Bazı kıymetli okurun sabırsızlıkla beklediği “ŞEYTAN YE DİYOR! İnsan ne yemeli, ne yememeli?” isimli yeni kitabımız nihayet çıktı. İnşallah beklemeye değer bulursunuz.
Paylaş
Etiketler: agent orangeGDO koydular.Kanser: Uygarlık: Dejenerasyon’Tabiî halini bozdukları
Önceki Yazı

Daha İyi İyinin Düşmanıdır…

Sonraki Yazı

Çılgın İstanbul Projesi Üzerine FÜTZ Analizi (II)

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

Çılgın İstanbul Projesi Üzerine FÜTZ Analizi (II)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap