Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

İlber Ortaylı Söyleşisi Üzerine

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
06 Eylül 2016
Hüseyin ŞENGÜL
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Moderatör soru sormaya çalışıyor, Hoca fırsat vermiyor ya da soru daha tamamlanmadan, sorunun bir yerindeki kelimeyi yakalayarak onun üzerine anlatıyor da, anlatıyor.

Beylikdüzü Belediyesi bu yıl, “Barış ve Sevgi Buluşmaları” etkinliğinin üçüncüsünü düzenledi. Etkinliğin 2 Eylül Cuma günkü programlarından biri de, “Çardak Altı Sohbetleri” kapsamında düzenlenen İlber Ortaylı söyleşisiydi.

“Güçlü Devlet, Sağlam Bir Demokrasi İçin Tarihten Alacağımız Dersler”  konulu söyleşinin moderatörü ise, Özge Uzun’du. Böyle bir başlığın kendi içindeki sorunlu yapısını bir tarafa bırakıyorum.

Konuk İlber Hoca olunca, parkın söyleşi alanı olarak ayrılmış bölümünün tıklım tıklım dolmasında şaşılacak bir durum yok.

Çünkü Hoca, televizyon programlarının ve gazete söyleşilerinin sıkı konuğu olması nedeniyle medyatik bir figür haline geldi.

Ancak Hoca’nın niteliği, biçime ilişkin bir ifade olan medyatiklikte aranamaz. Hoca hakkında buradan bir yargıya ulaşılmasını haksızlık olarak görürüm.  Yoğun bir birikime sahip olan Hoca, mesleğinin duayenlerinden. Ondan öğrenilecek çok şey var. Görüşlerine katılınmasa bile, böyle bir beyine saygı duyulması gerekir. Bu tür insanlar az ve zor yetişiyorlar.

Konuk İlber Hoca olunca, tabi ki moderatörün işi de zor.

Çünkü Hoca zor bir kişi!

Hoca bilgili, özgüvenli, müthiş bir hafızaya sahip (ki, tarihçi olmanın temel bir koşuludur), dile hakim, kültürlü, çok sayıda ülke ve toplumlarını gözlemlemiş, yüksek düzeyde bir kronik. Ses tonu iyi, boylu poslu, karizmatik, esprili, az da olsa argoyu yerinde kullanan ve daha önemlisi, iyi bir hikâye anlatıcısı.

Bütün bunların ve belki daha fazlasının toplamından oluşan Hoca, birazda tarihi popüleştirerek anlatınca, geniş bir dinleyici/takipçi kitlesine sahip oldu. Belki de tam bu noktada Hoca’nın popülaritesinin artışı, akademik kimliğini olumsuz etkileyebilmekte. Çünkü tarihi popüleştirerek kitlelere anlatmak, bir noktadan sonra popülizmin sarmalına düşme tehlikesi doğurabilir.

Eh! Bütün bunlar olunca biraz kibir, biraz üstenci ve küçümseyici bir dil çekilebilir. Nasıl ki sanatçıların tahayyül dünyaları onlarda birtakım eksantrik davranış biçimleri oluşturuyorsa, entelektüellerde de düşün derinlikleri, biraz benmerkezcilik oluşturabilir. Ortaylı’da bu dışavurum, biraz daha fazla.

Bütün bunları anlıyorum.

Anlamadığım husus, İlber Hoca’nın söyleşilerdeki ifade biçimleri ve sorulara verdiği, daha doğrusu vermediği cevaplar üzerinedir.

“Güçlü Devlet, Sağlam Bir Demokrasi İçin Tarihten Alacağımız Dersler” konulu söyleşide, devlet ve demokrasi konusunda çok az konuştu. Daha çok başka konularda, o da ansiklopedik bilgiler babında konuştu.

Özge Uzun Hanım “Güçlü devlet ve sağlam bir demokrasi üzerine tarihten alacağımız dersleri konuşacağız ama siz bir tarihçi olarak bize 2016’nın yaşananlarıyla ilgili olarak tarih bize ne söyler?” diye sordu.

15 Temmuz olayının kastedildiği bu soruya Hoca, “Bu tip bir çatışma bizim tarihimizde pek görülmedi” deyip buradan 17. yy.’deki Kadızadeliler vakalarına geçerek anlatmaya başladı. Kadızadelilerin Osmanlı yönetimine ve toplumun gündelik yaşayışına karşı dini temelli itirazları üzerine uzun uzadıya durdu.

Ancak Kadızadeliler ile bugünün 15 Temmuz’u arasında nasıl bir benzerlik olduğu hususunda hiçbir açıklama yapmadı. Belki de yoktu! Belki de değil, gerçekten 15 Temmuz ile Kadızadeliler arasında bir paralellik kurulması anakronizmdir.

Sonra…

Konudan konuya geçildi.

Söyleşide ne anlatıldı, kim ne anladı?

Moderatör soru sormaya çalışıyor, Hoca fırsat vermiyor ya da soru daha tamamlanmadan, sorunun bir yerindeki kelimeyi yakalayarak onun üzerine anlatıyor da, anlatıyor. Belki de sorunun o kelimeyle ilgisi olmayacak. Ancak Hoca, işine neresi gelirse oradan tutuyor ve güzel güzel anlatıyor.

Ara sıra söyleşinin esasına da geliyor. Çok önemli olmakla birlikte hukuk ve yerel yönetimler üzerine şöyle bir dokundu ve geçti.

Güçlü devletten neler anlaşılır ve hukuk bunun neresindedir?

Demokrasi ile iktisadi ve kültürel hayatın ilişkisi nelerdir?

Demokrasi ile liberalizmin; demokrasi ile modernitenin; modernite ile kapitalizmin zorunlu karşılıklıları, bir diğer deyişle olmazsa olmazları nelerdir?

Osmanlı’da neden (Levantenlerden ve kısmen azınlıklardan ibaret ticaret burjuvazisini saymazsak) bir burjuva sınıfı gelişmedi? Ve daha kötüsü, monarşilerin en büyük desteği olan aristokrasi sınıfı (Ayanlarla karıştırılmaması gerekir çünkü bu sınıf, aristokrasi ile tam örtüşmüyor) Osmanlı’da neden oluşmadı?

Osmanlı iktidarıyla Cumhuriyet iktidarının benzeşen yönleri neler? Örneğin her iki dönemin iktidarlarında da, kamu kaynakları talan edilmiyor mu? Demokratikleşmemizin önündeki en büyük engelin siyasetin bir soygun aracı olarak kullanılması ve devlet örgütlenmesinin de buna uygun bir temel sağlaması değil mi? Bu durum, tarihimizdeki örnekleriyle anlatılamaz mı?

Cumhuriyet neden bir sınıf devleti olarak değil de, asker-sivil bir bürokratik devlet olarak kuruldu?

Darbeler demokratikleşmemize nasıl engel oldu?

Sürenin kısıtlı olması nedeniyle söyleşinin kapsamı dâhilinde olan bu konuların tümü olmasa bile, hiç değilse birkaç tanesi üzerine konuşulabilirdi. Ancak Hoca, diğer birçok söyleşilerinde olduğu gibi, bir yerden giriyor, ilgili ilgisiz bir yığın alanda o engin bilgilerini aktarıyor. İyi, güzel de, zaman bitiyor, konu kaynayıp gidiyor.

Hoca, tarih ve siyaset ilişkilerinde ve özellikle bunun günümüzdeki sonuçlarına dair net bir tavır ortaya koymuyor. Devlet, Hoca’nın düşün dünyasında merkezi ve öncelikli bir güç olarak yer aldığı için, onun yürütme gücü olan iktidarlar hakkında net konuşmaktan kaçınıyor.

Örneğin hukuksuzluğun nedeni olarak toplumun olumsuz (torpil talep eden, sahtekârlığa tevessül eden vb.) tavrını gösteren Hoca, nedense aslında bu durumun bizatihi devletten kaynaklandığını söylemiyor. Yani bir devletin hukuksuzluğu toplumdan mı yoksa devletin örgütlenmesinden mi kaynaklanıyor sorusunda Hoca, toplumu suçlayabiliyor.

Zaten kendi dışındakileri cehaletle suçlama anlayışı, bu bakış tarzının sonucudur. Örneğin Celal Şengör’le birlikte bulundukları bir programda pozitivizmin şahane savunucuları olmaları rastlantı olmayıp, bir bakış silsilesinin sonuçlarıdır.

Örneğin sözünü ettiğim bu Beylikdüzü söyleşisinden kim ne anladı?

Söyleşinin dinleyicileri olarak bölük pörçük birkaç bilgi parçacıklarından başka, Hoca’nın devlet ve demokrasi,Türkiye’deki demokratikleşme sorunlarının tarihsel kaynakları hakkındaki görüşlerini öğrenebildik mi?

Hayır!

Hoca’ya önerim: Hocam, tarihin kuyularına atmayın bizi. Tarihin labirentlerinde dolaştırarak başımızı döndürmeyin. Bilgi bombardımanına tabi tutmayın biz naçizane ‘cahilleri’! Kaptırmayın kendinizi, konun esasını anlatırsanız sizin ne dediğinizi daha iyi anlarız diye düşünüyorum.

Yazım, Ortaylı Hoca’nın görüşlerine dair bir eleştiri değil. Evet, bazı görüşlerine (özellikle İttihat Terakki, Osmanlı fütuhatçılığı, devlet ve toplum ilişkisini konumlandırması gibi) eleştirel yaklaşsam bile, Hoca’nın görüşlerine dair aynı platforma bir muhatap olma hadsizliğine ve şımarıklığına düşmem. Böyle olmakla birlikte Ortaylı Hoca, eleştiriden muaf değildir, olmamalıdır.

Benimki tamamen söyleşide Hoca’nın izlediği yol üzerinedir. (HŞ/HK)

Paylaş
Önceki Yazı

Hürriyet’te Üç Cümlelik Haberde Altı Büyük Yanlış!

Sonraki Yazı

El Hamra Sarayı’ndan Geçtim

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Yeni Bir Anayasa (mı?)
Hüseyin ŞENGÜL

Yeni Bir Anayasa (mı?)

17 Eylül 2023
5k
Çivisi Çıkmış Dünya
Hüseyin ŞENGÜL

Çivisi Çıkmış Dünya

09 Temmuz 2023
5k
Prens ve Hayal Kırıklıkları
Hüseyin ŞENGÜL

Prens ve Hayal Kırıklıkları

11 Haziran 2023
5k
28 Mayıs Seçimi Üzerine
Hüseyin ŞENGÜL

28 Mayıs Seçimi Üzerine

01 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

El Hamra Sarayı'ndan Geçtim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap