Yerel yönetimlerin iklim değişikliği konusunda benimseyebilecekleri hususlar nelerdir?
Yerel yönetimlerin çeşitli düzenleme yetkileri vardır. Bu açıdan belediyeler, iklim değişikliği eylem planı, sürdürülebilir enerji eylem planı, kent planı, ulaşım planı, stratejik plan gibi düzenleyicilerle yerel azaltım politikalarında etkin yer alırlar.
Belediyelerde denetim ve yaptırım gibi geleneksel otorite yöntemlerinin yanı sıra; hizmet binası ve diğer binalarda enerji verimliliğini artırma gibi kendi kendini yönetme, reorganizasyon, kurumsal yenilik ve stratejik yatırımlar benimsenebilir. Belediyeler enerji verimliliği sağlayan yeşil binalara öncülük yapabilir, işlettiği toplu taşım araçlarını enerji verimliliğine göre yenileyebilir, ihtiyaç duyduğu araçların enerji açısından verimli olanını temin edebilir, enerji ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayabilir, atıklardan elektrik üreten projeler gerçekleştirilebilirler.
Yerel yönetim toplum katılımını teşvik etmekle birlikte diğer aktörleri yönlendirerek bilgi, tanıtım ve iknada önemli rol oynarlar. Bu açıdan belediyeler enerji verimliliği kampanyaları, farkındalık programları ve eğitim programları düzenleyebilir, verimli/kaliteli işbirlikler sağlayabilir, yeşil ulaştırma planları yapabilir, atıkların azaltılması veya yeniden kullanılması için kampanyalar düzenleyebilir ve bu tür ürünlerin kullanımını teşvik edebilir, bina inşa edecek mimar ve mühendislere enerji verimliliği konusunda rehberlik yapabilirler.
“Kentsel iklim yönetişiminin yerel boyutunda uyum politikaları nispeten yenidir. Bazı yerel yönetimlerin son zamanlarda uyum planları yaptığı görülmektedir. Azaltım politikasında kullanılan yönetişim tarzları, uyum politikasın-da da kullanılabilir. Kendi eylemlerini yönetme tarzı ile belediye binalarının planlanması ve işletilmesi iklim değişikliğine uyumlu hale getirilebilir. İmkân vererek yönetme tarzına göre yerel yönetimler uyum konusunda özel sektör, sivil toplum örgütleri ve yurttaşları eğitebilir, bilgilendirebilir. Tedarik yoluyla yönetme tarzında uyarı sistemleri ve acil durum planları, aşırı hava olaylarını göz önünde bulundurur. Düzenleme yolu ile yönetmede kent planları sel gibi iklim felaketlerini dikkate alır. Yerel iklim politikaları araştırmalarının bulgularına göre kentsel iklim değişikliği yönetişiminin yerel boyutuna ilişkin gelişmeler şu şekilde özetlenebilir.” (Bulkeley ve Kern, 2006; Kern ve Alber, 2008; Bulkeley vd., 2011; Bulkeley ve Broto, 2013)
Birçok ülkede meydana gelen gelişmeler, yerel yönetimlerin iklim değişikliği politikasında doğrudan düzenleme yapma ve doğrudan hizmet sağlama yolu ile azaltım tedbirleri uygulamada çok istekli olmadığını göstermekteyse de enerji sektöründe rol model ve kolaylaştırıcı olarak etkili olmayı tercih etmektedirler. Diğer taraftan enerji ile ilgili standartlar büyük ölçüde merkezi idare tarafından belirlenmek olduğundan bu noktada uyum politikaları geliştirilmektedir.
“Kentsel iklim değişikliği yönetişiminin başarısı için çeşitli yerel yönetişim tarzlarının ötesinde bir takım yatay ve dikey işbirliği formları da gereklidir. Belli sorunların yönetiminde farklı yönetim kademeleri arasında yatay ve dikey işbirliklerine genellikle “çok kademeli yönetişim” denmektedir.” (Bulkeley, Betsil, 2013: 137)
“Yerel yönetimlerin sera gazları konusunda düzenleme yapma, hizmet ve altyapı sağlama, başkalarıyla birlikte çalışma imkan ve kabiliyetleri anlamında yönetişim kapasitesi oluşturmada şu unsurların önemli olduğu görülmektedir: (a) Yerel iklim eylemlerine öncülük yapacak politika girişimcileri, (b) ilave finans kaynaklarına erişim, (c) düzenleme ve tedarik bakımından belediyenin yasal olarak sahip olduğu görev ve yetkiler, (d) merkezi ve bölgesel yönetim kademelerinin yerel eylem için oluşturduğu çerçeve, (e) ulus üstü belediye ağbağları tarafından sunulan destek, (f) iklim değişikliği sorununu yerel bağlam içinde çözülebilir bir sorun olarak yeniden çerçeveleme. Başarılı yerel azaltım ve uyum politikası için yerel yönetişim kapasitesi oluşturma birçok kent için ön koşul olarak durmaktadır.” (Bulkeley vd., 2011: 127)
Yasal olarak zorunlu olmadığı halde yerel yönetimlerin iklim politikaları izlemesinin arkasında çeşitli etkenler vardır. Van Staden, yerel yönetimlerin iklim değişikliği konusunda harekete geçmesinin arkasındaki sebepleri şu maddelerde toplamaktadır (Van Staden 2010: 27-28) :
* Enerjiyi daha verimli kullanarak para tasarrufu yapmak: Elektrik kullanımını azaltmak hem karbondioksit salımını hem de artan enerji maliyetlerini azaltmaktadır.
* Yerel ekonomiyi canlandırmak ve yeni iş imkânları yaratmak: Yeni enerji hizmetleri ve yeni enerji teknolojileri yerel ekonominin özellikle küçük ve orta boy işletmelerin gelişmesine ve yeni yerel iş imkânlarının artmasına katkı sağlamaktadır.
* Hava kalitesini ve halk sağlığını geliştirmek: Sera gazı salımlarını azaltmak aynı zamanda kentin hava kalitesini artırmakta ve hava kirliliği ile ilgili hastalıkların azalmasına yol açmaktadır.
* Yaşanabilir bir toplum oluşturmak: Sera gazları salımının azaltılmasıyla ilgili tedbirler (araba kullanımını azaltmak, yürümeyi teşvik etmek, trafik sıkışıklığını azaltmak ve hava kalitesini artırmak vb.) daha yaşanabilir bir toplum yaratmaya olumlu katkı sağlamaktadır.
* Kentleri ulusal, Avrupalı ve uluslararası liderlerle irtibatlandırmak: Ulus üstü belediye ağbağlarına (Belediye Başkanları Sözleşmesi, Dünya Belediye Başkanları Sözleşmesi vb.) katılım eylem için değeri bir çerçeve sunduğu gibi yerel yönetimleri birleştirmekte ve konumlarını güçlendirmektedir.
* Liderlik mirası bırakmak: Yerel iklim değişikliği eylemleri bu günün nesillerine fayda verdiği gibi gelecek nesillerin sağlıklı, müreffeh ve yaşanabilir toplumları destekleyen kaynaklara erişimini garanti altına almaktadır.