Suriye’ye girer miyiz, girmez miyiz diye düşünenlere, bir yol haritası çıkarmak istedim.
Önce şunu söyleyerek, yol haritamızı bulalım.
Bir kez savaş başlayınca, ondan sonra, hep savaşın mantığı işler. Askeri, ekonomik, siyasal akıl yürütmeler, hep bu mantığa dayanır.
Akıl, savaştan başka bir şeyi göremez hale gelir. Gündelik hayatın yönlendirilmesi, buna uygun yol alır.
Önce birinci savaştan başlayalım. Erdoğan ile Gül arasında başlayan savaşı, sadece saflar ve şu sırada tezgâhını bu iktidarın varlığına göre kurmuş olanlar, yok sayarlar. Gerçeği görmek istemezler. Etrafına da öyle yön verirler.
İktidar kavgası, kardeşlik, yoldaşlık, ideolojik yandaşlık falan dinlemez. Tarih bunun hikâyeleri ile doludur. Osmanlı da, Hükümdarın, kardeşlerini öldürmesi, kanun gereğiydi.
İktidar kavgası, dışarı ile yapılan savaşın önüne geçer. İç kavga daima önceliklidir.
Önce Cumhurbaşkanlığı savaşının taraflarını belirleyelim ki, Suriye savaşının da doğrultusunu bulabilelim.
Gülen, Amerika ve İsrail’in Gül tarafında olduğu, tarafların yaptığı açıklamalardan ortaya çıtı.
Erdoğan’da, AKP iktidarına karşı bir kumpas kurulduğunu, bunun Wall Street
Gazetesinden başlayarak, Türkiye’de devam ettiği söyledi.
İsrail Gazetesi Herats ise, Erdoğan’ı ne yapacağı belli olmayan birisi olarak tanımlamış ve tarafını belirtmişti.
Savaşın safları çok kesin ve açıktır.
Gelelim, Suriye’ye muhtemel müdahale meselesine… Eğer müdahale bu gün başlarsa, hâlihazır durumda, Başkomutan Gül olacağından, üstünlük Gül’le geçer.
Demek ki, Erdoğan’ın şimdi yapacağı bir Suriye müdahalesi, Erdoğan için ileri de uygun bir zemin bırakmayacaktır. Hele bir de ne olacağı belli olmayan bir savaşa hem kedisi açısından, hem de iktidarda konumlanışı açısından uygun görünmemektedir.
Bir de, Suriye’deki gelişmeler bir zafer vaat edecek görüntüler değildir. Yani bir zafer kazanarak, ey halkım bak ben her şeyi yaptım diyecek bir durum yok.
Bu durumda, Suriye’ye müdahaleyi en çok İsrail, Gülen ve Gül ister.
Fakat Bir Mart tezkeresinde olduğu gibi, Meclise teskereyi Erdoğan’ın getirmesi gerekecek.
Buradan şu ortaya çıkıyor. İki savaş bir arada, eş zamanlı olmaz.
Amerika, eğer bir İran ve Suriye müdahalesi yapacaksa, önce AKP ve Cemaat cenahında baş gösteren, ikiliği ortadan kaldırması gerekiyor. Amerika bu işi yapacağım derken, başka kuvvetler devreye girer mi, bilmem.
Yani savaşın biri bitirilecek, diğerine sonra sıra gelecektir.
Bana göre Suriye müdahalesi imkânsız bir noktaya doğru gitmektedir. Hem iç hem de dış gelişmeler bu yönde ilerlemektedir.
Bu gün, edindiğimiz bir bilgi dudak uçuklatacak yöndedir. Suriye’deki Hıristiyanlar, Esad iktidarını destekleme kararı almışlar.
Dünya hızla değişiyor. Şartlar her an başkalaşıyor.
