Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Nurullah AYDIN

Hukuk Düzeninde Adalet Kaosu

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN Yazar Öğr.Gör. Nurullah AYDIN
22 Aralık 2012
Nurullah AYDIN
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
Yandaşlar, candaşlar, çıkardaşlar, dindaşlar, fasıklar, münafıklar, odaklanmışlar, yurt içine yurt dışına, insan hakları, demokrasi, hukuk, adalet, ekonomi dersi vermekle meşguller. Birilerine laf yetiştirme çabasındalar.
Muhalefet ne yapıyor? O da durumu idare etmekle meşgul! Sanki başka aday yokmuş gibi

 suç isnadı altında olanları milletvekili adayı gösterip seçtiriyor.

Muhalefet; halkın tepkilerini dillendirerek, sakinleştirmekte katalizör görevini yapıyor.

İktidarı ile muhalefeti ile siyaset kurumu saltanat sürmeye devam ediyor.

Gazetecisi, akademisyeni, siyasetçisi konuşuyor.

Yargı, HSYK, Yargıtay, Danıştay, YÖK, TSK dün de eleştiriliyordu, bugün de eleştiriliyor. Değişen nedir ki? Adalet, hakkaniyet, dürüstlük, namusluluk, vicdanlar bir tarafa bırakılmış herkes kendi yandaşını korumak ve kollamakla meşgul!

Peki ya dün şikayet edenlerde bugün ses var mı? Anayasa, açılım saçılım konuşuluyor!

Her konuda uzman, konuşan konuşana. Akut çene enfeksiyonu (Ağız ishali) ülkeyi sarmış.

Ülkede yaşanan toplumda algılanan durum şu;

Bir kesimin iddiasına göre; yürütme açıkça yargıya müdahale ediyor. Hukuk devleti bir tarafa bırakılmış, gücün hukukuna dayalı kararlar, esef verici boyuttadır. Kurumlar olmaktan çıkmış, öç alma ve yandaşları koruma kollama kuruluna dönüştürülmüştür.

Şimdi bu yargı; hakka ve adalete göre karar veren dürüst namuslu hukukçulardan mı oluşuyor dersiniz? Lehe karar veren hakim savcı övüldükçe övülüyor, aleyhe karar veren hakim savcı ise suçlanıyor. Bu nasıl mantık böyle?

Yıpratma, sindirme, susturma, etkisizleştirme ve biat ettirme stratejisi tüm boyutlarıyla sürüyor.

Kurumlar arası çatışma, kurum içi çatışma kamuoyu önünde sürüyor.

Yetkililerin, meclisin meşruiyeti sorgulanıyor.

Kamuoyunda yanlış algı yaratılmaya çalışılıyor.

Yargı, homoseksüeli affediyor, ahlaksızlıktan atılanı mesleğe döndürüyor, rüşvetçiyi, asker düşmanını affediyor. Ama dürüst, namuslu, çalışkan başarılı kanun adamını sırf basına demeç verdi diye verilen meslekten ihraç kararını kaldırmıyor.

Şimdi bazılarına göre bunlar önemli değil. Ya ne önemli? Onlara göre; askere yönelik yürütülen terör örgütü operasyonları. Hukuk çalışıyormuş, nasıl çalışıyorsa!

Örgüt yöneticisinden birine Türkiye Cumhuriyeti devleti emekli milletvekili maaşı ödüyor.

Cezaevinde iken, terör örgütü üyesi olarak yargılanırken, milletvekili olarak seçilen kişi mecliste, maaş alıyor.

Çağdaş demokratik ülkelerde görülmeyen dokunulmazlık garabeti güvencesi altında milletin maaşıyla suç işlemeye devam ediyorlar. Ama siyaset kurumu çalışmıyor, çalıştırılmıyor.

Bu durumda; siyaset kurumu görevini yapıyor mu?

Devlet içinde asker-sivil her kesimde içindeki çürüklerin ve yanlış yapanlar ayıklanmalıdır. Yönetim herkes için adil bir şekilde işlemeli, işletilmelidir.

Yargı’da kendi görevine göre işlemeli. Fazla konuşmamalı. Yargı'yı gereksiz tartışmaların dışında tutmak gerekir. O da tamam. Ama ya siyaset kurumu?

Kamuoyunu yanıltıcı ve bilgi kirliliği olabildiğince siyasetçiler ve medya tarafından yapılıyor.

Unutulmamalıdır ki; ülkede suç işleme özgürlüğüne sahip dokunulmaz yüzlerce dosyalı bir meclis var. Bu meclis meşru mu?

Halk; adalet beklerken seçtiklerinin suçlu olduğunu bilmiyor veya unutuyor veya önemsemiyor. Sonrada adalet bekliyor. Ne diyelim: kendin ettin, kendin buldun.

GüNüN SözÜ: Korku olmazsa, cesaret olmaz.

 

Yandaşlar, candaşlar, çıkardaşlar, dindaşlar, fasıklar, münafıklar, odaklanmışlar, yurt içine yurt dışına, insan hakları, demokrasi, hukuk, adalet, ekonomi dersi vermekle meşguller. Birilerine laf yetiştirme çabasındalar.
Muhalefet ne yapıyor? O da durumu idare etmekle meşgul! Sanki başka aday yokmuş gibi

 suç isnadı altında olanları milletvekili adayı gösterip seçtiriyor.

Muhalefet; halkın tepkilerini dillendirerek, sakinleştirmekte katalizör görevini yapıyor.

İktidarı ile muhalefeti ile siyaset kurumu saltanat sürmeye devam ediyor.

Gazetecisi, akademisyeni, siyasetçisi konuşuyor.

Yargı, HSYK, Yargıtay, Danıştay, YÖK, TSK dün de eleştiriliyordu, bugün de eleştiriliyor. Değişen nedir ki? Adalet, hakkaniyet, dürüstlük, namusluluk, vicdanlar bir tarafa bırakılmış herkes kendi yandaşını korumak ve kollamakla meşgul!

Peki ya dün şikayet edenlerde bugün ses var mı? Anayasa, açılım saçılım konuşuluyor!

Her konuda uzman, konuşan konuşana. Akut çene enfeksiyonu (Ağız ishali) ülkeyi sarmış.

Ülkede yaşanan toplumda algılanan durum şu;

Bir kesimin iddiasına göre; yürütme açıkça yargıya müdahale ediyor. Hukuk devleti bir tarafa bırakılmış, gücün hukukuna dayalı kararlar, esef verici boyuttadır. Kurumlar olmaktan çıkmış, öç alma ve yandaşları koruma kollama kuruluna dönüştürülmüştür.

Şimdi bu yargı; hakka ve adalete göre karar veren dürüst namuslu hukukçulardan mı oluşuyor dersiniz? Lehe karar veren hakim savcı övüldükçe övülüyor, aleyhe karar veren hakim savcı ise suçlanıyor. Bu nasıl mantık böyle?

Yıpratma, sindirme, susturma, etkisizleştirme ve biat ettirme stratejisi tüm boyutlarıyla sürüyor.

Kurumlar arası çatışma, kurum içi çatışma kamuoyu önünde sürüyor.

Yetkililerin, meclisin meşruiyeti sorgulanıyor.

Kamuoyunda yanlış algı yaratılmaya çalışılıyor.

Yargı, homoseksüeli affediyor, ahlaksızlıktan atılanı mesleğe döndürüyor, rüşvetçiyi, asker düşmanını affediyor. Ama dürüst, namuslu, çalışkan başarılı kanun adamını sırf basına demeç verdi diye verilen meslekten ihraç kararını kaldırmıyor.

Şimdi bazılarına göre bunlar önemli değil. Ya ne önemli? Onlara göre; askere yönelik yürütülen terör örgütü operasyonları. Hukuk çalışıyormuş, nasıl çalışıyorsa!

Örgüt yöneticisinden birine Türkiye Cumhuriyeti devleti emekli milletvekili maaşı ödüyor.

Cezaevinde iken, terör örgütü üyesi olarak yargılanırken, milletvekili olarak seçilen kişi mecliste, maaş alıyor.

Çağdaş demokratik ülkelerde görülmeyen dokunulmazlık garabeti güvencesi altında milletin maaşıyla suç işlemeye devam ediyorlar. Ama siyaset kurumu çalışmıyor, çalıştırılmıyor.

Bu durumda; siyaset kurumu görevini yapıyor mu?

Devlet içinde asker-sivil her kesimde içindeki çürüklerin ve yanlış yapanlar ayıklanmalıdır. Yönetim herkes için adil bir şekilde işlemeli, işletilmelidir.

Yargı’da kendi görevine göre işlemeli. Fazla konuşmamalı. Yargı'yı gereksiz tartışmaların dışında tutmak gerekir. O da tamam. Ama ya siyaset kurumu?

Kamuoyunu yanıltıcı ve bilgi kirliliği olabildiğince siyasetçiler ve medya tarafından yapılıyor.

Unutulmamalıdır ki; ülkede suç işleme özgürlüğüne sahip dokunulmaz yüzlerce dosyalı bir meclis var. Bu meclis meşru mu?

Halk; adalet beklerken seçtiklerinin suçlu olduğunu bilmiyor veya unutuyor veya önemsemiyor. Sonrada adalet bekliyor. Ne diyelim: kendin ettin, kendin buldun.

GüNüN SözÜ: Korku olmazsa, cesaret olmaz.

 

Yandaşlar, candaşlar, çıkardaşlar, dindaşlar, fasıklar, münafıklar, odaklanmışlar, yurt içine yurt dışına, insan hakları, demokrasi, hukuk, adalet, ekonomi dersi vermekle meşguller. Birilerine laf yetiştirme çabasındalar.
Muhalefet ne yapıyor? O da durumu idare etmekle meşgul! Sanki başka aday yokmuş gibi

 suç isnadı altında olanları milletvekili adayı gösterip seçtiriyor.

Muhalefet; halkın tepkilerini dillendirerek, sakinleştirmekte katalizör görevini yapıyor.

İktidarı ile muhalefeti ile siyaset kurumu saltanat sürmeye devam ediyor.

Gazetecisi, akademisyeni, siyasetçisi konuşuyor.

Yargı, HSYK, Yargıtay, Danıştay, YÖK, TSK dün de eleştiriliyordu, bugün de eleştiriliyor. Değişen nedir ki? Adalet, hakkaniyet, dürüstlük, namusluluk, vicdanlar bir tarafa bırakılmış herkes kendi yandaşını korumak ve kollamakla meşgul!

Peki ya dün şikayet edenlerde bugün ses var mı? Anayasa, açılım saçılım konuşuluyor!

Her konuda uzman, konuşan konuşana. Akut çene enfeksiyonu (Ağız ishali) ülkeyi sarmış.

Ülkede yaşanan toplumda algılanan durum şu;

Bir kesimin iddiasına göre; yürütme açıkça yargıya müdahale ediyor. Hukuk devleti bir tarafa bırakılmış, gücün hukukuna dayalı kararlar, esef verici boyuttadır. Kurumlar olmaktan çıkmış, öç alma ve yandaşları koruma kollama kuruluna dönüştürülmüştür.

Şimdi bu yargı; hakka ve adalete göre karar veren dürüst namuslu hukukçulardan mı oluşuyor dersiniz? Lehe karar veren hakim savcı övüldükçe övülüyor, aleyhe karar veren hakim savcı ise suçlanıyor. Bu nasıl mantık böyle?

Yıpratma, sindirme, susturma, etkisizleştirme ve biat ettirme stratejisi tüm boyutlarıyla sürüyor.

Kurumlar arası çatışma, kurum içi çatışma kamuoyu önünde sürüyor.

Yetkililerin, meclisin meşruiyeti sorgulanıyor.

Kamuoyunda yanlış algı yaratılmaya çalışılıyor.

Yargı, homoseksüeli affediyor, ahlaksızlıktan atılanı mesleğe döndürüyor, rüşvetçiyi, asker düşmanını affediyor. Ama dürüst, namuslu, çalışkan başarılı kanun adamını sırf basına demeç verdi diye verilen meslekten ihraç kararını kaldırmıyor.

Şimdi bazılarına göre bunlar önemli değil. Ya ne önemli? Onlara göre; askere yönelik yürütülen terör örgütü operasyonları. Hukuk çalışıyormuş, nasıl çalışıyorsa!

Örgüt yöneticisinden birine Türkiye Cumhuriyeti devleti emekli milletvekili maaşı ödüyor.

Cezaevinde iken, terör örgütü üyesi olarak yargılanırken, milletvekili olarak seçilen kişi mecliste, maaş alıyor.

Çağdaş demokratik ülkelerde görülmeyen dokunulmazlık garabeti güvencesi altında milletin maaşıyla suç işlemeye devam ediyorlar. Ama siyaset kurumu çalışmıyor, çalıştırılmıyor.

Bu durumda; siyaset kurumu görevini yapıyor mu?

Devlet içinde asker-sivil her kesimde içindeki çürüklerin ve yanlış yapanlar ayıklanmalıdır. Yönetim herkes için adil bir şekilde işlemeli, işletilmelidir.

Yargı’da kendi görevine göre işlemeli. Fazla konuşmamalı. Yargı'yı gereksiz tartışmaların dışında tutmak gerekir. O da tamam. Ama ya siyaset kurumu?

Kamuoyunu yanıltıcı ve bilgi kirliliği olabildiğince siyasetçiler ve medya tarafından yapılıyor.

Unutulmamalıdır ki; ülkede suç işleme özgürlüğüne sahip dokunulmaz yüzlerce dosyalı bir meclis var. Bu meclis meşru mu?

Halk; adalet beklerken seçtiklerinin suçlu olduğunu bilmiyor veya unutuyor veya önemsemiyor. Sonrada adalet bekliyor. Ne diyelim: kendin ettin, kendin buldun.

GüNüN SözÜ: Korku olmazsa, cesaret olmaz.

 

Yandaşlar, candaşlar, çıkardaşlar, dindaşlar, fasıklar, münafıklar, odaklanmışlar, yurt içine yurt dışına, insan hakları, demokrasi, hukuk, adalet, ekonomi dersi vermekle meşguller. Birilerine laf yetiştirme çabasındalar.
Muhalefet ne yapıyor? O da durumu idare etmekle meşgul! Sanki başka aday yokmuş gibi

 suç isnadı altında olanları milletvekili adayı gösterip seçtiriyor.

Muhalefet; halkın tepkilerini dillendirerek, sakinleştirmekte katalizör görevini yapıyor.

İktidarı ile muhalefeti ile siyaset kurumu saltanat sürmeye devam ediyor.

Gazetecisi, akademisyeni, siyasetçisi konuşuyor.

Yargı, HSYK, Yargıtay, Danıştay, YÖK, TSK dün de eleştiriliyordu, bugün de eleştiriliyor. Değişen nedir ki? Adalet, hakkaniyet, dürüstlük, namusluluk, vicdanlar bir tarafa bırakılmış herkes kendi yandaşını korumak ve kollamakla meşgul!

Peki ya dün şikayet edenlerde bugün ses var mı? Anayasa, açılım saçılım konuşuluyor!

Her konuda uzman, konuşan konuşana. Akut çene enfeksiyonu (Ağız ishali) ülkeyi sarmış.

Ülkede yaşanan toplumda algılanan durum şu;

Bir kesimin iddiasına göre; yürütme açıkça yargıya müdahale ediyor. Hukuk devleti bir tarafa bırakılmış, gücün hukukuna dayalı kararlar, esef verici boyuttadır. Kurumlar olmaktan çıkmış, öç alma ve yandaşları koruma kollama kuruluna dönüştürülmüştür.

Şimdi bu yargı; hakka ve adalete göre karar veren dürüst namuslu hukukçulardan mı oluşuyor dersiniz? Lehe karar veren hakim savcı övüldükçe övülüyor, aleyhe karar veren hakim savcı ise suçlanıyor. Bu nasıl mantık böyle?

Yıpratma, sindirme, susturma, etkisizleştirme ve biat ettirme stratejisi tüm boyutlarıyla sürüyor.

Kurumlar arası çatışma, kurum içi çatışma kamuoyu önünde sürüyor.

Yetkililerin, meclisin meşruiyeti sorgulanıyor.

Kamuoyunda yanlış algı yaratılmaya çalışılıyor.

Yargı, homoseksüeli affediyor, ahlaksızlıktan atılanı mesleğe döndürüyor, rüşvetçiyi, asker düşmanını affediyor. Ama dürüst, namuslu, çalışkan başarılı kanun adamını sırf basına demeç verdi diye verilen meslekten ihraç kararını kaldırmıyor.

Şimdi bazılarına göre bunlar önemli değil. Ya ne önemli? Onlara göre; askere yönelik yürütülen terör örgütü operasyonları. Hukuk çalışıyormuş, nasıl çalışıyorsa!

Örgüt yöneticisinden birine Türkiye Cumhuriyeti devleti emekli milletvekili maaşı ödüyor.

Cezaevinde iken, terör örgütü üyesi olarak yargılanırken, milletvekili olarak seçilen kişi mecliste, maaş alıyor.

Çağdaş demokratik ülkelerde görülmeyen dokunulmazlık garabeti güvencesi altında milletin maaşıyla suç işlemeye devam ediyorlar. Ama siyaset kurumu çalışmıyor, çalıştırılmıyor.

Bu durumda; siyaset kurumu görevini yapıyor mu?

Devlet içinde asker-sivil her kesimde içindeki çürüklerin ve yanlış yapanlar ayıklanmalıdır. Yönetim herkes için adil bir şekilde işlemeli, işletilmelidir.

Yargı’da kendi görevine göre işlemeli. Fazla konuşmamalı. Yargı'yı gereksiz tartışmaların dışında tutmak gerekir. O da tamam. Ama ya siyaset kurumu?

Kamuoyunu yanıltıcı ve bilgi kirliliği olabildiğince siyasetçiler ve medya tarafından yapılıyor.

Unutulmamalıdır ki; ülkede suç işleme özgürlüğüne sahip dokunulmaz yüzlerce dosyalı bir meclis var. Bu meclis meşru mu?

Halk; adalet beklerken seçtiklerinin suçlu olduğunu bilmiyor veya unutuyor veya önemsemiyor. Sonrada adalet bekliyor. Ne diyelim: kendin ettin, kendin buldun.

GüNüN SözÜ: Korku olmazsa, cesaret olmaz.

 

Paylaş
Etiketler: adaletdüzenhsykhukukkaosyargıyargıtay
Önceki Yazı

Her Türlü İhtimale Karşı Veda Yazısı…

Sonraki Yazı

İş Bilmez ve Önlem Al(a)mayan Yerel Yönetimler…

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN

Öğr.Gör. Nurullah AYDIN

İlişkili Yazılar

Nurullah AYDIN

İktidar Savaşı ve Propaganda

19 Kasım 2018
5.1k
Nurullah AYDIN

İktidar Savaşı ve Propaganda

19 Ekim 2018
5k
Nurullah AYDIN

Siyasal/Ekonomik Şekillendirme

10 Ekim 2018
5k
Nurullah AYDIN

ABD-NATO ve Türkiye

04 Ekim 2018
5k
Sonraki Yazı

İş Bilmez ve Önlem Al(a)mayan Yerel Yönetimler...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap