HOŞ GELDİN, SEEFALAR GETİRDİNİZ POWELL EFENDİ
Duyduk ki, Irak da işleriniz gittikçe karmaşık bir hal almış. Arap Milliyetçiliği ayağa kalkmış. Iraklılar’ın direnebileceğini hiç hesaplamamışsınız. Türkiye’nin ikinci tezkereyi ret etmesini hiç hesaba katmamışsınız. Bizimkiler sizi yanıltmışlar. Dostluğunuza ihanet etmişler. “Bunun hesabını Türkler’den sorarız” demişsiniz. Bakmışsınız işler kötüye gidiyor. İşler sarpa sarıyor. “Ne yapalım da, Türkler’in gönlünü alalım. 26 Milyar dolar olmadı, 8 milyar dolar gönderelim. Üçüncü tezkereye evet derler. Irak işini kolaylaştırırız” demişsiniz.
Ne iyi etmişte Irak’a müdahale etme kararı almışsınız. Ne iyi etmişte, söz verdiğiniz dolarları göndermemişsiniz. Ne iyi etmişte, hükümeti zor durumda bırakmaktan kurtarma kararı almışsınız.
Çünkü, borçları ödeyemeyen ülkemizde ulusal bir uyanışın başlangıcını yaratıyorsunuz. Bu iyi mi, kötü mü önümüzde ki günlerde göreceğiz. Ama bir gerçek var ki, 200 milyar dolar dış borcu olan, bütçesinin büyük kısmını faize ödeyen bir ülkenin ayağa kalkması, büyümesi, ulusal onurunu koruması, işsizine iş, yoksuluna aş, hastasına ilaç, emeklisine maaş, bulmasının mümkün olmadığını bize bir kez daha gösterdiniz.
Amerikan karşıtı olduklarını söyleyenlerin, aslında bunu sadece iç politikada hamaset yapmak için kullandıklarını gözümüzün içine soka soka görmemizi sağladınız. Ne iyi yaptınız da, Irak’a müdahale ettiniz. Irak, İran savaşında bir milyon Müslüman ölürken, seslerini çıkarmayanların, Irak’a müdahale ettiğinizde seslerini çıkarmalarının nasıl bir barış severlik olduğunu gösterdiniz. Ne iyi yaptınız da Irak’a müdahale ettiniz. Yeni bir zihniyetin, yeni bir uluslar arası hukuk sisteminin, demokrasinin ortaya çıkacağı koşulların yaratılmasını sağladınız. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz Powel efendi.
