Dünyada ve ülkemizde yılbaşı her yıl Aralık ayının 31. günü öğleden sonra başlayan ve 1 Ocak günü akşamı sona eren resmî tatil günü olarak ilan edilmiştir.
Cumhuriyet'ten sonra Türkiye'de 1926’de “Milâdî Takvim” kabul edilmiş, 1342 Ocak ayının 1. günü, 1926 yılının 1. günü olmuş ve böylece yılbaşı batı ülkelerindeki gibi Ocak ayı başına getirilmiştir. Bu tatilin ve kutlamasının Hıristiyan dünyasının bayram olarak kabul ettiği Noel'le ilgisi yoktur. Hıristiyanlar arasında Noel kutlamaları Hz. İsa'nın doğum tarihi olarak kabul edilen 25 Aralık’ta başlar ve bir hafta devam ederek Dinî bir özellik taşımaktadır.
Ülkemizde ise yılbaşı sadece bir takvim olayı olup, hiçbir dinî özelliği bulunmamaktadır. Yılbaşı ile Noel birbirinden farklıdır; fakat Noel kutlamalarının devamı sayılabileceğinden yılbaşı gecesi onlar gibi eğlenmek, çam kesip evi çamla süslemek caiz olmaz. Çünkü bayramlarında onlar gibi eğlenmek, onlara benzemek olur. İbadette onlara benzemek haram veya küfürdür. Noel Hıristiyanların bayram günüdür. Bu gecede mevlit okutmak, sohbetler düzenlemek uygun değildir. Bu gecenin diğer gecelerden farkı yoktur. Yılbaşında birisine yeni yılın kutlu olsun, yeni yılın Müslümanlara hayır ve bereket getirsin demek caizdir. Herkes için yeni bir yıldır.
Günümüzde yılbaşı için alış-veriş yapılması, özel yemekler hazırlanması yaygınlaşmıştır. Yılbaşı gecesi genellikle akraba, arkadaş ve yakın komşular ile birlikte geçirilir. Günümüzde eğlence yerlerinde, turistik tesislerde yılbaşını geçirme yaygınlaşmaktadır. Ve yılbaşı özel eğlenceleri, tatil turları düzenlenmektedir.
Yeni yılın iyi geçmesine yönelik dilekler, kişilerin sevdiklerine hediyeler alması, tebrik kartları göndermesi birbirlerini hatırlaması sevinç ve heyecan yaratmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle Tebrik kartları fazla kullanılmamakta insanlar dilek ve temennilerini internet ve telefondan mesaj atarak kutlamaktadırlar. Hediye seçiminde kişinin ihtiyacına, yaş durumuna dikkat edilir. Yılbaşı kutlamalarında çeşitli eğlence ve oyunlar da yer almaktadır.
Bir yıl demek çok kolay, aslında koskocaman bir yılı bitirdik. Bazen üzüldük bezende mutlu olduğumuz, çoğu zaman farklı gündemlerle doldurduğumuz saatleri, günleri ayları, dolu dolu geçen bir yılı daha arkamızda bırakıp hayatımızın muhasebesini tuttuğumuz defterimizde borçlu ya da alacaklı olarak yeni yılda kapatıp yeni sayfalar açmaya hazırlanmışızdır. O geçen yıllar kim bilir kimlerden neler alıp götürdü. Dilimizde ahlar, keşkeler ve pişmanlıklar bıraktı. Artık öyle bir dönemlerden geçiyoruz ki mutluluklarımızı, acılarımızı da tam yaşayamıyoruz. Hatta bizden kaynaklanmasa da başkalarının sıkıntılarını omuzluyor taşmaya çalışıyoruz. Karşımızdaki insanın problemlerini çözmeye sıkıntılarını gidermeye çalışırken bilerek veya bilmeyerek kendi üstümüze alıyoruz. Tabi bu olaylar nesli çok az kalan duyarlı olan insanlar için geçerli. Yoksa etrafımızda vurdumduymaz, duyarsız ve başkalarının acılarına sevinen insanlarla dolu. Kısacası kendimizi değil sanki başkalarının hayatlarını onlar için yaşıyoruz. Bazen karşımdaki insanın yerine kendimi koyar onun gibi düşünmeye, çalışarak onun ne hissettiğini üzüntüsünü anlamaya ve paylaşmaya çalışırım. Geriye dönüp şöyle bir baktığımda dile kolay gelen koskoca bir yılı geride bırakmış ömrümüzden bir yıl daha bitirmiş olduğumuzu görüyoruz. Bazı şeyler vardır söylerken çok kolay gelir insana, ama yaşarken ne kadar zormuş dediğimiz. Evet, bir yıl söylemesi çok kolay ama o bir yılda neler yaşandı, ne acılar çekildi, ne mutluluklar paylaşıldı. Birey olarak, toplum olarak Ülke olarak ve dünya olarak ne badireler atlatıldı. Kimler üzüldü kimler sevindi.
Hayatımızda yenilikler oldu sevindik, Sevdiklerimizi kaybettik üzüldük. Tabi ki kaybedilenleri geri getiremeyiz. Acısı ve yokluğunu her zaman içimizde hissedeceğiz. Hayat devam ediyor. Mecburen yolumuza devam edeceğiz. Elimizde yanımızda kalanların değerini bilerek ona göre hayatımıza yön vermeliyiz. Yeni yılın giden eski yıldan belki farkı olmayacak. Bazılarımız için hiçbir şey değişmeyecek. Sadece takvimdeki tarih değişecek. Kimimiz eski yıldan yarım kalanları tamamlayacağız. Bazılarımız için azda olsa bir yenilik olacak, değişiklikler yaşanacak. Aslında insanların o kadar çok hayalleri var ki gerçekleşmemiş ve gelecek yeni yıllara ertelenmiş umutları. Hepimizin de çok iyi bildiği ama bir türlü söyleyemediği yüreğinde sakladığı ve başkalarının göremediği umutları vardır. Bu umudun üzerinde sönmeyen bir kandil yanar ısıtabildiği kadar ısıtır yürekleri, aydınlatabildiği kadarda aydınlatır. Hangi yıl olursa olsun ölene kadar devam eder. Ölünce bile geride yaşanmamış, yarım kalmış bir şeyler bırakarak gider.
Yeni yıl tarihiyle, ekonomik-sosyal, ticari, eğlence boyutuyla, dini yönüyle detaylı bir konu. Yeni yıl her zaman yeni umutları beraberinde getirir. Ve eski yıl yeniliklere gebe kalır, yeni yılda doğurur. Her zaman bu böyledir insan hayatında. Nasıl geçirirsen geçir insanların mutlaka yeni yılla beraber yeni hayalleri ve umutları doğar. Beklentileri oluşur. Kimi iş, ev, araba, maddi yönden beklentiler içine girer kimide evlenmek, çocuk gibi manevi yönden. Belki yeni yılda çoğumuzun hayatında olumlu veya olumsuz değişiklikler yaşanırken bazılarının da hayatında sadece tarih değişecek. Eski yıldan bir farkı olmayacak. Ömründen bir yaprak daha koparılıp atılacak. Sonuç ne olursa olsun eski yılların izleri silinmeden yeni yılın izleri açılacak. Ve yüzümüze bir çizgi daha eklenecek. Bir yaş daha büyüyeceğiz. Herkesin hayatının muhasebesini yapmasını ve neler kazandığını neler kaybettiğini maddi ve manevi kar ve zarar hesabını yaparak kendilerine yeni bir yol çizmesini istiyorum. Yeni yılın hepimize sağlık, ülkemize ve dünyaya mutluluk, huzur, birlik ve beraberlik getirmesini dilerim.
NEVİN KILIÇ
