Başınız göğe erdi mi?
Hendek siyaseti ile halkınıza nasıl bir bedel ödettiğinizi görmüyor musunuz?
Bir devletin (Muz Cumhuriyeti değilse) kendi sınırları içerisinde hükümranlığını silahlı çetelerle, silahlı guruplarla paylaşacağını ya da “Hadi size
bırakıyorum buraları yönetin” diyerek terk edeceğini mi sandınız?
Hem öz yönetim ilan ettiniz hem de devlet devletliğini yapınca fırtına koparıyorsunuz…
“Devlet katilam yapıyor, katil devlet” diye sloganlar atıyorsunuz…
Gencecik çocukları barikatlarda ölüme yolluyorsunuz…
Bu zihniyetle de yollamaya devam ediyorsunuz…
Öz yönetim, özerklik, fedaral yapı filan…
Bunların tamamını savunabileceğiniz, anayasal değişikliklerle elde edebileceğiniz koşullar olmasına rağmen, sanki Türkiye 30′lu yılların, 80′li yılların Türkiyesi gibi siyasi tahliller yaparak çocukları ölüme göndermiyor musunuz? Halkınıza bedel ödettirmiyor musunuz? İşte tam da orada kırılma başlıyor…
Aynen 7 Haziran sonrasında süreci okuyamadığınız gibi…
Az kalsın, o burnundan kıl aldırmaz solcu kibiri ile 1 Kasım seçimlerinden baraj altında kalacaktınız…
****
Hem öz yönetim ilan edeceksiniz hem de devrimci silahlı halk mücadelesine devam edeceksiniz, şehirlerde terör estireceksiniz ve devletin seyredeceğini düşündünüz öyle mi?
Biraz daha direnin az kaldı, öz yönetimler hayata geçecek diye çocukların kanına girdiniz…
Farkında değilsiniz ama 7 Haziran seçimleri öncesinde ve sonrasında doğru tahliller yapamadığınız için siyaset yapma yetisini kaybettiniz…
Ve devrimci halk savaşına ve öz yönetimlere karşı çıkamadığınız ve teslim olduğunuz için 1 Kasım seçimleri öncesinde AK Parti’ye de can simidi oldunuz…
Farkında değil misiniz?
Güneydoğu’da şiddeti büyüterek, devleti istediğiniz alana çektiniz…
Ve yine farkında mısınız bilmiyorum ama güvenlik güçleri süpürme harekatı yapıyor… Süpürme harekatı, sizin 20. yüzyılda kalmış staretejik politikalarınızdan kaynaklanıyor…
****
Bu işin sonunda karlı çıkacağınızı düşünüyor olabilirsiniz…
Şiddet büyüdükçe Kürt halkının daha büyük çoğunluğunun desteğini alacağınızı da düşünebilirsiniz…
Ancak, Ortadoğu’da hem ABD ile hem Rusya ile hem Suriye ile hem de İran ile öyle ya da böyle iş tutarak Türkiye’yi zora sokma girişimleriniz duvara toslar…
Kürtlerin bir kısmını radikalleştirir ve daha büyük bedeller ödemesine neden olurken, ülke olarak da kaybetmemize neden olursunuz…
Bilesiniz ki eninde sonunda büyük ülkeler işbirliğini devletlerle yaparlar… İşbirliğine kadar iş tuttukları örgütleri de tutup buzdolabına koyarlar… Başka bir zamanda, başka koşullarda kullanabilmek için…
Ya da yerine yenilerini yerleştirirler…
****
Türkiye’nin bir Suriye, bir Irak olmadığının, olamayacağının farkında bile değilsiniz… NATO’nun, AB’nin Türkiye’nin bir Suriye, bir Irak olmasına izin vereceğini mi zannediyorsunuz…
Böyle olduğunda Avrupa’yı neler beklediğini göremeyecek kadar kör mü zannediyorsunuz?
Rusya krizi sonrasında AB ve Türkiye ilişkilerinin nasıl düzeltiğini bile fark edemeyecek kadar siyasi körlük içindesiniz…
Yazık…
****
2012 öncesini bilmeyen çocuklara Türkiye’nin faşist bir devlet olduğunu, Erdoğan’ın da diktatör olduğunu söyleyebilir ve öyle olmadığı halde inandırabilirsiniz de…
Çünkü bugün Güneydoğu’nun kentlerinde 15-30 yaş arası radikalleşmiş gençler, ne 2000′li yılları ne de 90′lı ve 80′li yılları biliyorlar…
Onlar AK Parti ile beraber büyüdüler…
Öncesini bilmiyorlar…
Ve bilmedikleri için radikalleştirmeniz daha kolay…
Ve bilin ki onların egemen olacağı HDP ve PKK’da size yer olmayacak…
Sizi, sıcak koltuklarınızda risk almadan siyaset yapanlar olarak görecekler…
Sizi, sıcak koltuklarınızda ölümden uzak, martaval atan politikacılar olarak okuyacaklar.
Ve bilin ki sizi asla dinlemeyecekler…
Aynen bugün olduğu gibi…
Ve bundan da siz sorumlusunuz…
Türkiye’nin iktidarsız solunun söylemlerine teslim olduğunuz için, Kürtleri iktidarsızlıklarını gerçekleştirebilecek bir araç gördükleri için kaybedeceksiniz…
****
Hendek siyaseti ile devrimci halk mücadelesi ile barış politikaları yürütülemez…
PKK hem silah olacak hem de barış isteyecek. Bizim de buna inanmamızı isteyeceksiniz…
PKK insanları öldürecek, suikastler yapacak, sokaklarda kafalarının arkasından polisleri, genç askerleri vuracak, uyurken askerlere suikast yapacak ve sizin sesiniz çıkmayacak sonra da “biz barıştan yanayız” diye hamaset yapacaksınız öyle mi?
Savaş yaşanırken, halkımızın büyük çoğunluğunun sessizliğinin sorumlusunun kendiniz olduğunun farkında bile değilsiniz…
****
Türkiye’nin Kürdistan’ında savaş yaşanıyor… Kentlerin duvarları delik deşik. Kentlerden insanlar göç ediyor… Suriye’yi aratmayan görünteler yaşanıyor… Bilin ki bunun başta sorumlusu öz yönetimleri destekleyen, savunanlardır… Yanlış politikalara direnemeyen, karşı çıkamayan ve ayrıca destek verenler öz yönetimlerin bugünün Türkiyesi’nde elde silahla gerçekleşemeyeceğini bilmelerine rağmen, gençlere bunların olabileceğini inandıranlar vebal altındadır.
Son söz: PKK derhal sınır dışına çekilmelidir. HDP, TBMM’de ne istiyorsa savunabilmeli, yeni anayasada istediklerinin yer alabilmesi için siyaset yapmalıdır… Yoksa daha büyük bedeller ödeyeceğiz…
Galiba son 100 yıldır olduğu gibi, yine büyük bedeli Kürtler ödeyecek gibi…