Seçimler.. Kazananlar… Kaybedenler… Salvo atışlar… Hakaretler… Küfürler.
Olmadı, olduralımlar !…. Alıp başını gidenleri durduralımlar!
Yatay sayalım… Dikey sayalım… Torba açalımlar… İmza sayalımlar.
Evet, 7 bilmem kaç şiddetindeki seçim bitti amma artçı sarsıntıları maalesef yer yer devam ediyor.
Ettiriliyor!
Neden?
Görevini yapmayanların yüzünden.
Kraldan fazla kralcı davrananlar yüzünden.
“Kaş yapayım derken göz çıkaran” yalakalar yüzünden.
Örneğin Anadolu Ajansı’nın Genel müdüründen tutun, görevlendirdiği sandık muhabirlerine kadar, sandıktaki görevlilerden tutun, müşahit olarak görev yapan siyasi parti görevlilerine kadar herkesin suçu var.
Yahu ıslak imzalı belgeyi hilesiz hazırlamak bu kadar mı zor?
Topu topu üç-beş parti katılıyor.
Islak imzalı belgeleri telefonlarla resmetmek bu kadar mı zor?
Elektronik çağdayız güya.
Her siyasi parti görevlisinin, merkeze bilgi akışını doğru olarak sağlaması bu kadar mı anlaşılmaz?
Bir gün be, bir gün.
Yapılacak görev bir gün.
Bırakın sırtta taş taşımayı, zehir zıkkım olsa bu bir günlük sürede yenir yahu!
Neyi beceremiyorsunuz?
Neden yanlış yapıyorsunuz?
Neden hile karışıyor neden?
Herkes emek veriyor, alın teri akıtıyor.
Yazık günah değil mi?
Az bir fark olan sandıklarda (şerhte konmuş ise!) belki itiraz hakkı kullanılabilir de böyle 20-30 bin fark var ise ve şerh konulmamış ise neye itiraz ediliyor?
Geçen seçimlerde de itiraz vardı ve pekte rağbet görmedi!
YSK’nın verileri geçerli sayılıyordu!
Bugün kurumun itibarı da yerlerde maalesef!
Anadolu Ajansı zaten hepten silindi!
Herkes iktidara hoş gelecek şekilde hareket ediyor.
Olmaz ki böyle. Net olun ya. Doğru ne ise onu yapın, zamanında yapın, bekletmenin ne anlamı var!?
Demokrasi diyorsak, seçimler var ise teslim olacağız. Vatandaşın takdirine ve tekdirine saygılı olacağız.
Vatandaştan gelen tercih başla göz üstüne diyeceğiz ve kabulleneceğiz.
Bu hep böyle oldu.
Zaman zaman kulaklar çekildi, zaman zaman iktidarlar el değiştirdi, zaman zaman muhalefete şans tanındı.
Şimdi buna ket vurmanın bir anlamı yok.
Sistem devam etsin.
Hevesimiz kursağımızda kalmasın.
Bırakın sandık sevdamız devam etsin.
Küsmeyelim sandıklara… Siz siyasilere güvenimiz sarsılmasın…
Sözün Özü!
Biz inançlı bir toplumuz. Allah kitap, bayrak ezan diyen ve kutsal sayan bir toplumuz. Dolayısıyla “eden bulur”, “yapanın yanına kalmaz”, “alma mazlumun hakkını çıkar aheste aheste”, “kul hakkı”, “yetim % öksüz hakkı”, “bugünün hurmaları, yarının tırmalayanı olur”, “tatlı tatlı yemenin acıdır çıkarması” gibi deyimleri sıkça kullanan ve de “ah alanın onmayacağına” inanan bir toplumuz!
Hatırlatayım istedim, hile hurda peşinde olanlara.
Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY