Dünyaya yeniden gelseniz, aynı mesleği yapar mısınız? Diye sorsak her zaman olumlu cevap alırız. Gerçekten meslek sevilmezse yapılmaz. Fakat çalışma düzeninin devamlılığında disiplin ve liyakat önemli.
Dağda, kırda, ovada ve yerleşim yerlerinde çalışan insanlarla konuştum.
İki karış karda okulu açık tutan temizleyen, ısınmasını sağlayan ve öğrencilerini bekleyen öğretmen. Islıkla hayvanlarını yönlendiren çoban, akşam karanlığına kadar toprağında kazma sallayan çiftçi. Dağ, yayla ve köy yerlerine yakın yerlerde maden arayanlarla konuştum.
Öğretmen mesleğini sevdiği için okulun tüm problemleriyle uğraştığını, çocukların bir kelime öğrenmesi için kafa patlattığını anlattı. Çocukların gelecekleri ve sağlıkları adına geceyi gündüze kattığını söyledi. “Akşam eve gittiğimde nasıl uyuduğumu hatırlamıyorum,” Dedi.
Doğaya azim ve çalışkanlığıyla uyum sağlayan çoban. Hayvanlarını yemi, suyu, tuzu ve korunmasıyla ilgileniyor. “Akşam yanıma gelirler ve severim öyle sarılı yerlerine giderler. Her biriyle ilgilenirim, isimleriyle çağırırım. Onları görmeden, ayrı duramam. Hayata bağlılığımı ve sağlığımı onlara borçluyum,” Diyor.
Toprağın yenilenmesi, her yıl üretimini artırması gibi çalışmaları yapan çiftçiye bu kadar zorluğa rağmen, aynı mesleği yapar mısın? Sorduğumda toprak benim canın, onunla hayat buluyorum ve onunla yaşıyorum, dedi.
Çobana ve çiftçiye doğaya katkınızı açıklar mısınız? Diye sordum. Doğanın bize katkısının en az on katını doğaya geri verdiklerini söylediler. Yoksa yer yüzünün katmanı yok olurdu dediler.
Koyunlar yetiştirilmez ve toprak işlenmezse bunlardan bihaber olanlar, acaba masasına yiyeceği nerden getireceklerdi.
Öğretmenin bilinçli çalışması dillere destan.
Madencilerden üçüne aynı soruyu sordum. Birbirlerine baktılar. İş olmayınca zorunlu çalışıyoruz dediler. “Demek ki işinizi geçinebilmek adına yapıyorsunuz,” dedim.
Maden arıyoruz diye, dağ, tepe, mera ve köylerde ağaç ve yeşillik bırakmadınız kesiyorsunuz. Doğanın dengesini bozuyorsunuz. Madenide yabancı şirketler arıyor. Yabancı aradığına göre bırakın yerinde dursun.
Madencilere, doğayla ve insanlarla kavga ediyorsunuz, yeniden dünyaya gelseniz aynı mesleği sürdürür müydünüz, dedim. Üç madenci de “Hayır” dediler.
Çalışırken de dinlenirken de rahat ve hayata bağlı olmalı insan. Çünkü zekânın yüze yansıttığı uyumlu ve rahat bir ifade, bütün bedene de yayılmalıdır ki, mesleğini sevebilesin. Fakat bu ifadede herhangi bir sahtelik olmamalıdır.
Maden arayacağız diye doğaya zulmediyoruz, dediler.
“Maden doğanın kendisi, yeşil örtü,” Dediler.
Hasan TANRIVERDİ