Hayatının baharındaydı ama tehlikenin eşiğinde bir ruha sahipti. Sinir buhranları geçiriyordu. Akıldan noksanlığı, geçirdiği buhranla sınırlı değildi.
İnsanlar ona bunak, diyorlardı. Hayatının baharında bunamış olmak, kader miydi?
Bu haliyle bile hiçbir sosyal faaliyetten geri kalmıyordu. Her gün temiz ve de değişik giyiniyordu. Onun için adı “Sosyete bunağına” çıkmıştı. Yani sosyetik deli, demek istiyorlardı.
Sosyete bunağı, hayatımın baharını yaşıyorum, diyordu. Bu ifadeyle ne demek istediğini açıklamıyordu. Deli ama sırrını saklıyor, diyorlardı. Onunla akrabası dahi teşriki mesai kurmuyordu. O da akraba diye kimseyi saymıyordu.
Bunak haliyle davetlerde dahi boy gösteriyordu. Bazıları bu ilçede hiç mi akıllı adam yok, diyorlardı. Psikolojisi de konunun aydınlatılmasında denek olacak bir durumdaydı. Böyle kişilikler toplumda normalde yer edinememesi gerekirdi.
Bir toplantıya veya davete geldiğini duyanlar tedirginlik yaşardı. Yaşamaya da haklıydılar. Çünkü ne yapacağı belli olmazdı. Sözünün başı kıçı yoktu, kime nereye dokunacağı umurunda değildi. Pervasızlığı karşı gelen olmayınca tavan yapardı.
Bunalım takılıyorum, hayatın baharıyım sözleri akılsızlığının eseriydi. “Hayatın baharı” sevimli, neşeli ve nüktedan insanlara yakışırdı. Yoksa konuşmasından korkulan kişinin bahar yakıştırmasını kimse gale almazdı. Fakat ona da bir şey diyen olamazdı.
Sokakta rastladığı insana “Cübbeyi, bir de boz renge boyasaydın,” diyordu.
Bunamak yarı delilik sayılsaydı, kötü sözlerine, kendini de katardı. Yaşanan zorluklar, çatısına kâbus gibi çökmüşse, soğuk savaş görmüş yılların, karanlığından çıkamamış demekti. Karanlık atmosferdir ki, kaderde yarı delilik davranışına ve kişiliğine yansımıştı.
Sığınaklara giren savaş kaçkınları gibi yarı deliyi gören sıvışıyordu.
Her yaş gurubunda buna benzer yaşantısı olan insanlara rastlanılır. Fakat bunak, bahar diyor, kışı da kendi yaşadığı gibi, başkasına da yaşatmaya çalışıyordu. Yanardağın gazlarından kaçar gibi gören bir şekilde yolunu değiştiriyordu.
Bu davranışları toplumda revaç bulmadı ve soğuk esen rüzgâr dönemi atlatıldı. İnsanlar biraz kendilerine geldi. Şehir de insanlar gibi mutlu olmaya başladı. Sosyete bunağını gören olsa da bakmadı. Şikâyette etmedi.
Bahar yaşantısı, kesikliğe uğrayacakmış gibi kimse sığ düşünmedi. Çünkü bahar esintisi herkese mutluluk getirecekti. Yarı delilik psikolojik davranış olsa da toplumda çıban başı durumu yaratmayacaktı.
Yarı deli elinde kızgın demir tutan adama benzer, çünkü ancak kendi elini yakar. Kimseye bir şey yapamaz.
Toplumda psikolojik yapısı bozuk olana rastlamak da doğaldı.
Hasan TANRIVERDİ