Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar M.Nihat MALKOÇ

Hayatın Anlamı

M.Nihat MALKOÇ Yazar M.Nihat MALKOÇ
07 Eylül 2018
M.Nihat MALKOÇ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

HAYATIN ANLAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER…  

Hayat diri olma, sağ olma, canlılık demektir. Bu yönüyle insanla sınırlı bir kavram değildir. Çünkü bitkiler de, hayvanlar da tıpkı insanlar gibi canlıdır. Fakat benim ele almak istediğin bunlar değil. İnsan hayatından söz etmek istiyorum. Dünyaya eşref-i mahlûkat olarak gönderilen insanı ve onun üç günlük dünya macerasını enine boyuna ele alacağız

Herkes az çok ayrı karakter özellikleri taşır. Bu nedenle kişilerin hayata bakışı da birbirinden farklılıklar gösterir. Bu, bir zenginlik de sayılabilir. Varoluşçuluk akımının temsilcilerinden Fransız yazar Sartre, kendisine hayatın ne olduğunu soranlara şu enteresan cevabı vermiş: “Sen ne anlıyorsan odur.” Gerçekten de öyle değil midir? Bununla ilgili olarak eski zamanlarda yaşanmış ibretli bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğunu kendi kendine sormaya başlamış. Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş. Çok zorlu bir yolculuk sonunda zamanın bilgelerinden birinin yaşadığı bir eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş…

Bilge: “Sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor” demiş. Adam kabul etmiş… Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. “Şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel… Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin.”  diye de tembihlemiş. Adam, gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış… “Evet”, demiş “Kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı(!)”

Adam şaşkın… Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki… “Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun, kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge…” Adam tekrar bahçeye çıkmış, gördüğü güzelliklerle büyülenmiş, muhteşem bir bahçedeymiş çünkü… Geri geldiğinde bilge, adama “Bahçe nasıldı?” diye sormuş… Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış.

Bilge gülümsemiş, “Ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş: “ -Hayat senin bakışınla anlam kazanır ya sadece bir noktayı görürsün hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın… Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır… Hayatının anlamı senin bakışlarında gizli…”             Hayatın ne olup ne olmadığını bu kısa hikâyeden daha güzel kim anlatabilir ki?…

Bu hikâyecikte de görüldüğü gibi her şey bizim bakışımızda, hayatı ve nesneleri anlamlandırışımızda gizli… Zaman, mekân aynı olsa da onlara yüklenen anlam farklı olabilir. Onun içindir ki ne kadar insan varsa o kadar da bakış açısı ve anlayış vardır. Zira herkes hayata kendi penceresinden bakar. Kişinin ufku ne kadar darsa o kadar dar, ne kadar genişse o kadar geniş görür.  Bunun yanında olumlu ve olumsuz yaşanmışlıklar da bu bakış açımıza yön verebilir. Karşılaşılan engeller kişileri yeni çözüm yolları aramaya zorlar. Bu da kişinin mücadele gücünü diri ve iri tutar. Hugh Walpole adlı düşünür dünyaya farklı bir yaklaşımda bulunarak şöyle diyor: “Dünya düşünenler için bir komedi, hissedenler için bir trajedidir…”

Şüphesiz ki dünya, insanoğlu için ebedî kalınacak bir yer değildir.  Bu dünya sonsuz hayatımızın ilk durağıdır. Yüce Allah bize belli bir ömür tayin etmiştir. Bunun süresi kişiye göre değişmekle birlikte asgarisi ve azamisi, üç aşağı beş yukarı, bellidir. Dünyaya gelişimiz bize sorulmadığı gibi, dünyadan gidişimiz de bize sorulmayacaktır. Bu hususta bize tercih hakkı verilmemiştir. Dünyanın geçici bir yaşam alanı, adeta bir durak olduğunda mutabıkız. Fakat ötesi konusunda her dinin kendi bakış açıları vardır. Müslümanlar dünyaya bir imtihan yeri gözüyle bakarlar. Burada yaşadıklarımızdan ahrette sorguya çekileceğiz. Yani Peygamberimizin deyimiyle “Dünya ahiretin tarlasıdır. Burada ne ekerseniz ahrette onu biçersiniz.” Buradan da anlaşıldığı gibi İslâm’a göre, hayat ölümle bitmiyor ve dünya hayatı da sonsuz değildir. Dünya hayatı geçicidir, akabinde bizi ebedî bir hayat beklemektedir.

Dünyayı büyük bir tiyatro sahnesine, insanları da bu tiyatronun oyuncularına benzetebiliriz. Herkes gelir rolünü oynar; oyun bitince alkışlarla sahneyi terk eder. Buna bakılırsa hayat bir oyun, bizler de bu büyük oyunun küçük aktörleriyiz. Önemli olan rolünü hakkıyla ve layıkıyla oynamaktır. İnsanın rolünün ne olduğunu Rabbimiz yüce Kur’an’ında belirtmektedir: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”(Zâriyât 56) Bu ayette dünyaya gönderiliş gayemiz Rabbimize kulluk etmek olarak belirtilmiştir. Bunun ne şekilde olacağı, nelerin yapılıp, nelerin yapılmayacağı ayetlerde ve hadislerde izah edilmiştir. Bu hususta önümüzde Hz. Muhammed(sav) gibi müşahhas bir örnek vardır.

Yaşadığımız her ân imtihandan ibarettir. Kulun imtihan edilmediği zaman dilimi yoktur. “İnsanlar iman ettik dedikten sonra, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?” (Ankebut 2) ayeti bu hakikati açıkça ortaya koymaktadır. Bunu görmemek basiret körlüğüdür. Bu şuurla yaşayanlar başlarına gelen iyi ve kötü halleri sükûnetle karşılarlar. Ruhlarını iman cilasıyla cilalayanlar, bela ve musibetlere karşı sabrederler, nimetlere de şükrederler. Alanın da verenin de Allah olduğunu bilip kullara boyun eğmezler; sadece Allah’a dayanırlar.

İnsanlar başıboş değildir. Kulların Rabbiyle bir ahdi vardır. Bu ahdin hiçbir zaman unutulmaması, bu şuurla hareket edilmesi gerekir. Allah bize “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sorduğunda “Belâ(evet)” demişiz: “Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ demişti. Onlar da, ‘Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)’ demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, ‘Biz bundan habersizdik’ dememeniz içindir.”(Araf 172)

Bazıları yaşamın sıkıcılığından şikâyet eder; her gün aynı şeyleri tekrar edip durmaktan yakınır. Fakat hayatı renklendirecek, içine heyecan katacak olan, kişinin kendisidir. Dünyada her şey tekrardan ibarettir. Binlerce yıldan beri bu böyle… Sonbahar, kış, ilkbahar, yaz… Zaman değişse de dünyada âdetullah(Allah’ın kanunları) hiç değişmiyor. Ötesi bize kalmış. Hayatın renklerini biraz da yaşayanlar belirler. Dünyayı cennete de, cehenneme de çevirmek bir noktaya kadar fertlerin elindedir. Kimi, kime şikâyet ediyoruz ki?

Hayat bir nehir misalidir, bu nehirden akıp giden sular bir daha geri dönmüyor. Her geçen gün hayat akıp gidiyor avuçlarımızdan. Bu akışı engelleyemiyoruz. Gidenler de geri gelmiyor bir daha. Ellerimiz bomboş kalıyor. Sonra bir hüzün kasırgası sürüklüyor bizi yalçın kayalıklara. Yara bere oluyor hayallerimiz… Bir daha kendimizi toparlamaya zaman kalmıyor.

Dünya üç günlüktür dostum… Dün, bugün, yarın… Dün geçti; yarının geleceği belli değil; öyleyse bugünün kıymetini bil… Akıllı olan böyle düşünür ve dünyasını öylece şekillendirir. Çünkü yaşamın tekrarı yok; geçen geçmiştir. Bu filmi geriye almak da mümkün değil. O zaman bin düşün, bir yaşa!… Attığın her adım hesaplı olsun. Çünkü bugünlerin hesabının sorulacağı o büyük günde(mahşerde) cevap vermek hiç de kolay olmayacaktır.

Hayat hep durağan değildir. Hâlden hâle girer yaşam… Bazen durgun bir deniz gibi sakin, bazen bir kasırga gibi şiddetli, bazen çağlayanlar gibi berrak ve akışkan, bazen baharda açan güller gibi alımlı ve hoş kokuludur hayat… İyi ki de böyledir;  yoksa çekilmezdi durağanlık sonsuza kadar… Diri kalmamız için şarttır değişim, gelişim ve hareket… Hareket berekettir; fakat eylemlerimiz hak ve hakikat dairesinin dışına çıkmamak şartıyla…

Hayatı “doğup çoğalmak, ölüp yok olmak” diye tarif edenler haksızlık ediyorlar kendilerine ve bu eşsiz kâinatın mimarına… Bu kadar sıradan değildir yaşamak… Böyle olsaydı hayvandan farkı olur muydu biz insanların? Hem yok olmak da nereden çıktı? Dünyada hiçbir şey yok olmaz; her şey değişir ve dönüşür. Bakın gönüllerimizin tercümanı Yunus Emre bu hususta ne diyor: “Ölümden ne korkarsın / Korkma ebedî varsın”

Sonlu bir hayattan(bu dünyadan) sözde daha çok keyif almak için ahlakî sınırları zorlamak, bunun için sonsuz bir hayatı feda etmek akıllı insanların yapacağı iş değildir. Allah cümlemize sağlıklı bir ömür, salih ameller ve Emr-i Hak vaki olunca hayırlı bir ölüm nasip etsin. Unutulmamalıdır ki her nefis(can) eninde sonunda ölümü tadacaktır.(Ankebut 57)

Paylaş
Önceki Yazı

Hazır Gıda Reklâları Çocukların Aklını Çeliyor

Sonraki Yazı

Çiftçinin Elektrik ve Su Borcu Tarımsal Destekten Kesilecek

M.Nihat MALKOÇ

M.Nihat MALKOÇ

İlişkili Yazılar

M.Nihat MALKOÇ

Tarih Milletlerin Hafızasıdır

24 Eylül 2023
5k
Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir
Eğitim

Öğretmek Yetmez, Eğitmek de Gerekir

17 Eylül 2023
5k
Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar
Etkinlik

Sümela Kültür Yolu Festivaline Dair Notlar

10 Eylül 2023
5k
Genel Eğitim

Önce Ahlak ve Maneviyat

10 Eylül 2023
5k
Sonraki Yazı

Çiftçinin Elektrik ve Su Borcu Tarımsal Destekten Kesilecek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap